Geçtiğimiz yılı yüzde 10 gibi Türkiye ekonomisinin
büyüme rakamlarının üzerinde bir büyüme oranıyla kapatan ve bu yılda yüzde 6-7
oranında büyümesi beklenen inşaat sektöründeki gelişme, iklimlendirme ve soğutma
sektöründeki yatırımlara da ivme kazandıracak. İklimlendirme Soğutma
Eğitim ve Araştırma Derneği (İSEDA) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Deniz Dansuk, iklimlendirme sektörünü doğrudan etkileyen inşaat
sektöründe son 4 yılda yaşanan gelişmenin, küresel ekonomilerdeki gelişmelerin
de etkisiyle bu yıl, daha önceki senelerdeki kadar olmayacağını söyledi. Dansuk,
buna karşın, yeni deprem yönetmelikleri ile kamu ve özel binalarda munzam
karşılık oranlarının artmasının inşaat sektörünün iş hacmini artıracağını
kaydetti.
İklimlendirmenin artık bir konfor
olmaktan çıkarak ihtiyaç haline geldiğini ifade eden Dansuk, ''Merkezi ısıtma
sistemlerinin zorunlu olması sektöre ayrıca bir avantaj sağlamış,
iklimlendirmenin bireysel konfor tercihi olmaktan çıkıp yapı sektörünün olmazsa
olmaz bir unsuru haline gelmesine neden olmuştur'' dedi. ''İnşaat sektörünün
artık bir kalite ve içerik yarışı olduğunu da düşünecek olursak yeni yapılan
binalarda iklimlendirmenin göz ardı edilemeyeceği aşikardır'' değerlendirmesinde
bulunan Dansuk, sektördeki üretici ve ithalatçıların yeniden hareketlenmesini de
bu gerekçeye bağladı.
''Pazarın hacmi
artacak''
Sektördeki yeni yapılanmayla
birlikte, bu yılın yeni teknolojilerin sahaya çıktığı ve rekabetin önceki
yıllara oranda arttığı bir yıl olacağını belirten Dansuk, buna bağlı olarak
pazarın boyut ve hacminin de göreceli olarak artacağını dile getirdi. Dansuk,
özellikle ''sürdürülebilirlik'' ve ''çevrecilik'' kavramlarının da etkisiyle
eski verimsiz sistem ve çözümlerin de yenilenmesinin bu yıl ve gelecek yıllarda
sektöre önemli bir hacim kazandıracağı öngörüsünde bulundu.
İnşaat sektörünün 2011'i yüzde 10'luk büyüme
ile geride bıraktığını hatırlatan Dansuk, şu görüşleri dile getirdi:
''İnşaat sektörü, 2012'de de büyümesini sürdürecek. 2012'de öngörülen büyüme
yüzde 6-7 seviyesinde. Kentsel dönüşüm ve yabancıya gayrimenkul satışıyla bu
rakamların üstüne çıkılacağı tahmin ediliyor. Ekonominin lokomotifi inşaat
ve gayrimenkul sektörü açısından 2011 yılı Avrupa'daki mali kriz, ekonomideki
soğutma çabaları, konut kredilerindeki faizlerin yükselmesine karşın satışların
arttığı bir yıl oldu. Yeni markalı konut arzının hızlandığı 2011'de, konut
kredisi kullanma eğiliminin de yükselişe geçtiği görüldü. Diğer yandan yabancı
ilgisindeki artış ve iş dünyasındaki beklentilerin artışı, alışveriş merkezi ve
ofis pazarında da büyümeyi beraberinde getirdi.''