‘İnşaat Sektörü Bu Tip Krizlerle Baş Edebilir'



Milliyet Gazetesi'nden Yavuz Karaman'ın haberine göre, Türkiye ekonomisinin can damarı olan inşaat sektörünün 1999 depremi 2001 mali krizini ve 2008 uluslararası krizi atlattığını dile getiren Durbakayım, “Yani oldukça deneyimli ve kırılgan bir yapıya sahip değil. Bu nedenle Aralık 2013’te başlayan ve etkisini döviz piyasasında sürdüren kriz, inşaat ve gayrimenkul sektörünü yerle bir edecek türden değil” diye ifade etti.

Durbakayım, sektörün iç dinamiklerinin kısa vadeli olduğu düşünülen bu krizi de atlatacağının altını çizdi.

‘Destek şart’

Durbakayım, “Ancak inşaat sektörünün sürdürülebilir büyümesi ve bu tip krizlerle baş edebilmesi için desteğe ihtiyaç vardır” dedi.

Zam kaçınılmaz

Nazmi Durbakayım, “Özellikle temeli sağlam bir sektör yapısı, bizim için ilk şart. Geçtiğimiz yıl iki önemli kanun, bu konuda umutlarımızı arttırdı. İlki tüketici koruma kanunu ile haksız rekabetin önüne geçilmesi adına somut bir adım atıldı. Bir diğerinde ise yeni imar yasası ile projelere çeki düzen geldi” diye belirtti.

Geçtiğimiz yıl yapılması gereken fiyat zamlarını sübvanse eden sektörün gücünün bunun da üstesinden geleceğini vurgulayan Durbakayım, şöyle konuştu:

“Aralık 2013’e kadar enflasyon ve döviz kurundaki rutin artışa bağlı olarak yapılması gereken konut zamları, inşaat firmaları tarafından sübvanse edildi. Geçmiş yılı daha iyi kapatmak adına konut fiyatlarına zam yapılmadı ve kâr marjları aşağıya çekildi. Ertelenen bu zamların, 2014’te yüzde 8 ila 10 arasında fiyatlara yansıması bekleniyordu. Ancak özellikle dolar kurunun 2 TL’yi aşması ve yüzde 20’nin üzerinde değer kazanması, bu hesapları alt üst etti.

Dolayısıyla 2014’te sektörde beklenen yüzde 8-10 oranındaki fiyat artışlarına ekstradan 5 puan daha eklendi. Bundan sonraki süreçte yeni fiyatların en az yüzde 15 artışla tüketiciye yansıması kaçınılmaz oldu.”