İnşaat Sektörü 2004’e Ümitsiz Başladı



GSMH içindeki payında yüzde 60’lara kadar azalma gösteren inşaat sektöründe, 2003 yılında bir hareketlenmenin yaşanmasına rağmen, sektörün 2004 yılından da pek fazla ümidi yok.

Devlet İstatistik Enstitüsü’nün yayınladığı inşaat sektörü istatistiklerinde, sektörün 2003 yılı performansına baktığımızda, 2003 yılında; 2002 yılına göre Ocak-Aralık aylarının toplamında Yapı Ruhsatı verilen yapı sayısında yüzde 10, Yapı Kullanım İzin belgesi verilen yapıların sayısında yüzde 15.3’lük bir azalış gerçekleşti. Yine aynı dönemde Yapı Ruhsatı verilen yapıların değerinde yüzde 48 artış, Yapı Kullanım İzin Belgesi verilen yapıların değerinde ise yüzde 13 oranında artış hesaplandı. 2003 yılında gözlenen bu hareket inşaat sektörü için yerterli olmayarak, sektör 2003’ün ilk çeyreğinde yüzde 17, ikinci çeyreğinde yüzde ise 14.5 daha küçüldü.

2004 senesi için inşaat sektörü mensupların genel kanısının sektörden, 2004 yılında da fazla bir şey beklenemeyeceği yönünde. Bunun başlıca nedeni ise, müteahhitlerin 1 milyar dolarlık proje kredi yatırımı taleplerine hükümetten çıkan, “IMF istikrar programının sona erdirileceği tarih olan 2004 sonuna kadar bekleyin” mesajı olarak gösteriliyor.

ÇİMENTO SEKTÖRÜ

Çİmento sektörü ayağına bakıldığında yaşanan durgunlukta sektör temsilcilerinin her sektörde olduğu gibi ihracat simidine tutulduğu gözleniyor. Türkiye Çimento Müstahsilleri Derneği’nden alınan rakamlara göre, çimento sektörü iç pazarda yüzde 4 oranında büyüdüğü ve 28 milyon ton çimento satışı yapıldığı gözleniyor. 2003 yılında ek olarak 10 milyon ton çimento ihracatından, 300 milyon dolar gelir elde edildiği tahmin ediliyor. Tüm bu olumlu gelişmelere karşın sektörün 1998 yılından beri yüzde 48 daralan sektörün, iç pazarda 2003 yılı rakamları ile yüzde 4 büyümesi yeterli gözükmüyor. Ayrıca, Türkiye’de kişi başına çimento tüketiminin 500 kilodan 400 kiloya indiği gözleniyor. Avrupa bu rakam 600 kilo düzeyinde gerçekleşiyor.

HAZIR BETON

Hazır beton sektörü, 2003 senesini yüzde 5.5’lik bir üretim artışına karşın durgun geçirdi. Sektördeki toplam şirket sayısında yüzde 4.4’lük artışa karşın toplam tesis sayısında yüzde 2’lik bir azalma gerçekleşti. Rakamlarla ifade edildiğinde 2001 yılında 205 şirketin toplam tesis sayısı 401 iken, 2002 yılında 228 şirketin 440 şirketi bulunuyordu. 2003 yılında 238’e yükselen şirket sayısına karşın tesislerin sayısı 435’e düştüğü gözleniyor.

Hazır beton üretiminin coğrafi bölgelere göre irdelediğimizde, Marmara Bölgsesi’nin hazır beton üretiminde yüzde 37’lik pay ile birinci konumda olduğu ortaya konuluyor. İkinci sırada ise yüzde 22 ile İç Anadolu yer alırken Ege Bölgesi’nde bulunan üreticiler yüzde 16’lık pay ile üçüncü sırada yer alıyor. Toplam 26 milyon 828 bin m3’lük hazır beton üretiminden en az pay alan bölgeler ise yüzde 3’ler ile Karadeniz ve Doğu Anadolu olurken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi de yüzde 5 ile onların arkasında yer alıyor.

Akdeniz Bölgesi ise üretimden yüzde 22 pay almaktadır. Yurdumuzda kullanılan betonlar, dayanım sınıflarına göre incelendiğinde her geçen sene önemli oranda üst sınıflara geçiş olduğu görülmekte. C-20 ve üstü sınıflardaki betonların kullanım oranı 2002 yılında yüzde 73’ten 2003’te yüzde 80.7’ye çıkmıştır. 1998 yılında bu oranını yüzde 30’larda olduğu düşünüldüğünde sektörde dayanım sınıfı olarak önemli bir ilerleme kaydedildiği görülüyor. C-25 ve üstü beton sınıflarının kullanım oranları ise bir yıl içinde yüzde 6,9’dan yüzde 15.7’ye ulaşmış olduğu görülüyor.

Bir başka önemli gelişme ise 2003 senesinde 2002’ye göre Türkiye Hazır Beton Birliği üye kuruluşlarının pompa ve transmikser sayılarında belirgin bir azalma olduğudur. Pompa sayısı için bu oran yüzde 30, transmikser sayısı için yüzde 5.5 civarında olduğu gözleniyor.