İnşaat Önümüzdeki Birkaç Yıl da Türkiye’nin Etkinliği Yüksek Sektörü Olacak"



Marriott Hotel Asia’da gerçekleştirilen konferansta İnanç Kabadayı, 'Ekonomik Konjonktüre Yön Veren Sektör Olarak Küresel-Makro İlişkiler, Bölgesel-Mikro  Dinamikler ve Sektör Etkileşimleri' başlıklı konuşmasında, Türkiye ve dünyadaki ekonomik büyümeyi değerlendirdi. Sanayi ve inşaat sektörlerinin Türkiye ekonomisindeki önemine vurgu yapan İnanç Kabadayı, ‘’Gayrisafi yurt içi hasıla’dan yüzde 4-5 oranında pay alan inşaat sektörü Türkiye ekonomisinde önemli bir yere sahiptir. Gayrimenkul satışlarından yılda yaklaşık 3,5 milyar dolarlık döviz girdisi sağlanarak cari açığa oldukça önemli bir destek sağlanmaktadır. Türkiye’de ekonominin büyümesi, şehirleşme çalışmalarının hız kazanması, insanların daha nitelikli yapılarda yaşama istekleri ile paralel olarak her yıl 800 bin ile 1 milyon konut oturuma açılıyor. Bununla birlikte 2012 yılında çıkarılan Kentsel Dönüşüm Yasası’nın da etkisi ile birlikte Türkiye genelindeki 6,7 milyon yapının yenilenmesi söz konusudur’’ diye konuştu.


“İnşaat, Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmaya devam ediyor”

İnşaat sektöründeki büyümenin birçok yan sektöre de eş oranlı etkisine dikkat çeken Kabadayı, bu sayede yılda yaklaşık 800 bin ile 1 milyon konutun kullanıma açılmasına, yüz binlerce ek istihdama ve sanayi ile hizmet alanlarında binlerce işletmenin ekosisteme dahil olduğunu belirterek, ‘’İnşaat sektörü Türkiye ekonomisinin lokomotifi olmaya devam ediyor. Konut üretimindeki hızlı büyüme, Üçüncü Havalimanı, Üçüncü Köprü ve Körfez Projesi gibi uluslararası alanda ses getiren projeler ile önemli bir büyüme ivmesi yakalayan inşaat sektörü önümüzdeki birkaç yıl içinde de Türkiye’nin etkinliği yüksek sektörü olacak’’ dedi.

2015 yılı beklentileri

Konuşmasında Türkiye ekonomisi ve gayrimenkul sektörü için 2015 yılı beklentilerini paylaşan İnanç Kabadayı, şunları söyledi:

"Türkiye ekonomisi için; komşu ülkelerdeki siyasi belirsizliklere karşı güvenli liman özelliği devam eden, ekonomik büyümenin daha yüksek olduğu, cari açığın, enflasyonun ve faizlerin daha düşük olduğu, petrol fiyatlarındaki düşüşe paralel enerji maliyetlerinin düştüğü bir yıl olmasını bekliyoruz. Gayrimenkul sektöründe de; konut kredisi faiz oranlarının düştüğü, iç piyasada merkez ve etkileşiminde olan bölgelerde satışların  arttığı, yabancıya satışın 5 milyar dolara ulaştığı, enerji verimliliği ve yeşil binaların daha da önem kazandığı, kentsel dönüşüm projelerinin hız kazandığı bir yıl olacağını düşünüyoruz".