“İnşaat Malzemesinde Bölgenin En Güçlü Oyuncusuyuz”



GYODER tarafından organize edilen Gayrimenkul Zirvesi’nin 12’ncisinde konuşan Hüseyin Bilmaç, “Yaklaşık 4,5 milyar olan dünyamızda, bu döneme kadar dönüşüm sözcüğü bu kadar fazla telaffuz edilmemişti. Ülkemizde bu fikri en çabuk hayata geçiren, dönüşüm kelimesinin bu kadar sık kullanılmasını sağlayan sektörlerin başında da inşaat sektörü geliyor. Eğer bu gün kentsel dönüşümden, yeşil binalardan, yeşil kalkınma stratejilerinden, geleceğin binalarından konuşuyorsak, beyin fırtınaları yapıyorsak, inşaat sektörünün değişim, dönüşüm ve devamlılığının çok hızlı olması da en önemli etmenlerden bir tanesidir. Türkiye ekonomisi, farklı dinamikleri ile dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden biridir. İnşaat sektörü de Türkiye ekonomisinin can damadıdır. Şunu ifade etmek isterim ki; son dönemde ekonomini bu derecede büyümesinde, inşaat sektörünün yarattığı katma değer, sağladığı istihdam, gerçekleştirdiği ihracat oldukça fazladır. İnşaat sektörü önümüzdeki dönemde de sürdürülebilir gelişim için çalışmalarını elinden geldiğince sürdürecektir. Küresel rekabet gücümüzü arttırmak, markalaşmaya, Ar-Ge’ye ve inovasyona önem vermek, sektörün bilgi, tedarik stratejisinin yol haritasını çizip, geri dönüşüm ve atık yönetimine çok daha önem vereceğiz” dedi.

"İnşaat malzemesinde dünyada rekabet edebilir kaliteye ve güce ulaşmış durumdayız"
 
Sektör olarak 2011 yılını yüzde 11,2 büyüme oranı ile sektörler arasında ikinci sırada tamamladıklarını belirten Bilmaç, “Sektörümüzde çimentoda, seramikte Avrupa’da 1’nci, demir-çelik ve gaz betonda 2’nci konumdayız. Seramik karo, plastik profil ve hazır betonda da Avrupa’da 3’ncü konumdayız. Demir-çelik mamülleri konusunda, dünyada ilk 10 içindeyiz. Artık ülkemiz, inşaat malzemesinde dünyada rekabet edebilir kaliteye ve güce ulaşmış durumda. Çeşitlilik, kalite ve kapasitede bölgemizin en güçlü oyuncusuyuz. Avrupa’da inşaat ve inşaat malzemeleri sektörü neredeyse durma noktasına gelmiş. Ancak özellikle son 5 yıldır, yaklaşık ortalama yüzde 15 büyüme hızı ile inşaat malzemeleri, bütün dünyaya parmak ısıttıracak bir büyüklük sağlamış vaziyette. İnşaat malzemeleri sektörümüzün 2011 yılında yaklaşık 18,2 milyar dolar ihracatı gerçekleşti. Toplam ülke ihracatındaki payı ise yüzde 13 oldu. Ülkemizin inşaat malzemesi ihracatı yapan ülkeler sıralamasında dünyada 7’nci sıraya geldiğini gururla belirtmek istiyorum. İnşaat sektörü olarak son dönemde ekonomimizin bu derece büyümesinde yarattığımız katma değerle sağladığımız istihdam ve gerçekleştirdiğimiz ihracatta büyük bir pay sahibi olmaktan çok gururluyuz.

"İstihdama ve cari açığa katkıda bulunan bir sektörüz"

Özellikle inşaat malzemeleri sektörü, dolaylı istihdamda 4,6 milyon kişiye hitap ederek ülkemizin yüzde 20 istihdamını sağlamakta. Önemle üzerine durduğumuz bir nokta ise sektörümüzün cari açığa olan pozitif etkisi. Türk inşaat sektörünün cari açığa pozitif etkisi yüzde 300 seviyesinde. Ayrıca ithalatın ihracatla kıyaslandığında inşaat malzemesi ihracatımız yüzde 250 artı katma değer getiriyor. Yani istihdama ve cari açığa katkıda bulunan bir sektörüz. Son 5 yılda ortalama yüzde 15 büyüyen inşaat malzemeleri sektörü, 2012 yılında sektördeki hareketliliği de yoğun olarak devam ettirecektir. İnşaat sektörümüz, hükümetimizin de belirtmiş olduğu yüzde 4 ekonomik büyüme oranı çerçevesinde 2012 yılında minimum yüzde 7-8 arasında büyüyecektir. Sektörümüzün ilk 3 aylık gerçekleşmesi ortalama olarak yüzde 4-5 civarında. Bu aslında beklenen bir gelişmeydi. Çünkü geçen yılın son çeyreğinde de bir düşme görülmekteydi. Ama yıl ortalamasının minimum yüzde 7-8 olacağını da bekliyoruz. 2011-2015 yıllarında ortalama yüzde 14,5 oranında büyüme yaşanacağını öngörüyoruz. 2015 yılında inşaat malzemeleri ihracatımız yüzde 12,5 oranı ile yaklaşık 41 milyar dolara ulaşacağını öngörüyoruz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023 yılında 100 milyar dolarlık yurtdışı ihracat geliri, 100 milyar dolarlık iç pazar büyüklüğü ve 100 milyar dolarlık inşaat malzemeleri ihracatı hedefliyoruz. Ancak önümüzdeki dönemde, sektörümüzün sürdürülebilir gelişme için çalışmalarını daha aktif bir şekilde daha da hızlandırması gerekmektedir” diyerek, küresel arenadaki rekabet gücünü arttırmak için de, markalaşma, Ar-Ge ve inovasyona ağırlık verilmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı.“Enerji verimliliği ve çevresel sürdürebilirlik, gelecek dönemin en önemli konusu”

Tüm dünyadaki kentsel dönüşüm sürecine bakıldığında, sanayileşme ile birlikte 20’inci yüzyılın başından itibaren kentsel nüfus oranında çok hızlı artışların görüldüğüne dikkat çeken Bilmaç, şöyle devam etti:

“Kentlere olan hızlı göçün, birçok sosyo-kültürel ve ekonomik boyutu olduğu gibi şehirleşme üzerinde de çok ciddi etkileri olduğunu görüyoruz. Sağlıklı sürdürülebilir kentleşme süreci de, dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan bir tanesi haline geldi. BM Nüfus Fonu verilerine göre; 7 milyar dolayındaki dünya nüfusunun yarıdan fazlası kentlerde yaşamaktadır. Dünyada enerji tüketimi ve karbon salınımının, kentlerin yoğunluğu düşünüldüğünde ‘sağlıksız kentleşmenin kaygı verici sonuçları’ görülmekte. Dünyada bu sorunun farkına varan ülkeler, sürdürülebilir ve çevreye uyumlu kentler oluşturabilmek için birtakım çalışmalar yapıyorlar. Bizim hükümetimiz de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurarak bu alana ne kadar önem verdiğini göstermiştir. İşte yaşadığımız acı sınavların sonuçlarını ortadan kaldırmak için, bakanlığımızın da çalışmalarını hız vererek sürdürdüğünü biz de görüyoruz. 18 Nisan’daki toplantımızda Toplu Konut İdaresi Başkanımız Ali Karaoğlu da aramızdaydı. Sadece İstanbul’daki ilk dönüşümün 50 bin konutla başlayacağını ve dönüşüm projesinin toplam maliyetin 400 milyar dolar olduğunu açıkladı.

Ancak gözden kaçırılmaması gereken bir nokta daha var. Kentsel dönüşümde, artık sürdürülebilir çevre, karbon salınımının azaltılması, çağdaş konforlu yaşam projeleri yaratılması gibi standartlar şarttır. Bu standartlara ulaşmak içinse, birinci şart ‘güvenli yapılaşma’dan geçmektedir. Geçtiğimiz günlerde Çevre Şehircilik Bakanlığımızın eylem planı ilan edildi. İlan edilen hedefe yönelik saatler, işlemeye başladı. Kanun tasarısı ile dile getirilen olumlu olumuz yönlerin dikkatle değerlendirildiğine inanmak istiyoruz. Çünkü bu gibi projeler oluşturulurken, çok taraflı bakılması gerekli. Ülkemiz için büyük adımlar olan bu projeleri, dikkatle değerlendirmeliyiz. Ümit ediyorum ki bu fırsatı iyi değerlendirerek, örnek proje fırsatını arttıracağız. Binalarda enerji verimliliği konusunda da çok kapsamlı raporu sektörümüz adına ilgili kamu kurum kuruluşları ve sektör temsilcileri ile geçen yıl paylaşmıştık. 9 AB üyesi ve aday ülkelerden oluşan bir gruba İMSAD olarak liderlik yaptığımız AB Projesi kapsamında, AB’nin merkezi Brüksel’de AP çatısı altında çok önemli bir toplantıya liderlik yapacağız. Böylesi önemli bir projede Avrupa Birliği üyesi olmayan bir STK olarak önderlik yapacağız. Enerji verimliliği ve çevresel sürdürebilirlik, gelecek dönemin en önemli konusu olurken inşaat sektörü bu değişimin tam merkezinde olacak”.