Nihat Ergün, insana kabiliyetlerini ortaya koyacak ortamın sunulması gerektiğine vurgu yaparak, ''İnsandaki inovatif gücü, yaratılıcılığı ortaya koymamız lazım. Türkiye'de Ar-Ge'ye son derece önem veriyoruz. Büyük teknoparklar kuruluyor. Bugün 40'tan fazla teknoparkımız var. Binlerce araştırmacı şirket orada faaliyet gösteriyor. Teknogirişim sermayesi desteğiyle 1000'e yakın arkadaşımız buralarda faaliyet gösteriyor. Şİmdi bunları uluslararası alana taşıyoruz. Buradaki arkadaşlarımızdan bir kısmının inovatif ürünlerini görme imkanımız olacak'' diye konuştu.
Bunların içinden her yıl 10 kişiyi seçip Amerika'ya göndereceklerini ifade eden Ergün, şunları kaydetti:
''Onları küresel düzeyde inovatif imkanlarla buluşturmak istiyoruz. Bunu yaptığımı zaman göreceksiniz ki bizim insanımız İstanbul'un ve Anadolu'nun üniversitelerinde okuyan öğrenciler ve eğitim veren hocalar ile bizim girişimcimiz diğer ülkelerden geri olmadıklarını gösterecekler. Bunu görecek olacağımızdan büyük memnuniyet duyuyoruz. Üniversiteler bu işin motoru olacak. Üniversite sanayi işbirliği kurarak kendilerini girişimciliğe ve inovasyona odaklayarak buna öncülük edecekler. Biz de bu olsun diye ilk defa bu yıl üniversiteler arasında girişimcilik ve yenilikçilik endeksi oluşturduk ve bu endekse göre üniversiteleri her yıl sıralıyoruz. Bu yıl birinci olanlar seviniyorlar. Birinci olmak önemli ama birinci kalmak daha zor. Çünkü önümüzdeki yıldan itibaren arkadan büyük bir baskı olacak ve herkes ön sıralarda yer almaya çalışacak. İşte üniversiteleri bu yarışa soktuğumuz zaman inovasyonu, yenilikçiliğimizi ve insanda doğuştan var olan ve Cenab-ı Allah'ın özel yaratıcılık kabiliyetini orada sergileme imkanı bulacağız. Bu fuara yer alan bütün katılımcıların her zaman arkasındayız ve onlara gereken her türlü desteği her zaman vereceğiz.''
''Önemli olan bir ülkede araştırmacıya gerekli olan atmosferi oluşturmak''
Fuarının açılışını yapan Ergün, bir gazetecinin ''Bakanlığınız sürecinde inovasyona çok önem verdiniz. Özelikle teknokentlere. Şu an itibariyle teknokentlerde gelinen süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna şöyle cevap verdi:
''Önemli olan bir ülkede araştırmacı için gerekli olan atmosferi oluşturmak. Bu oluşunca araştırmacının araştırmaları teknolojiye, teknolojik ürüne ve yüksek katma değere dönüşecektir. 500 milyar dolarlık ihracata bugün üretmiş olduğumuz ürünleri tekrarlayarak varamayız. Bu sırada yüksek katma değerli, ileri teknolojik ürünler üretmeye, bunların sayısını, oranını artırmaya gayret edilmesi lazım. Gayretimiz bu istikamettedir. 500 milyar dolarlık hedefi herhalde tarımsal ürün ihraç ederek gerçekleştiremeyiz ya da orta düşük teknolojilerdeki ürünlerle de gerçekleştiremeyiz. Onun için mutlaka yüksek katma değer olmalı. Bu nedenle de teknoparklar, Ar-Ge merkezleri son derece önemli. İşte burada görüyoruz. Bunlardan bir kısmı ticarileşme safhasına gelmiş ürünler. Bunlar teknoparklarda gençlerin ortaya çıkarmış olduğu, üniversitelerimizde hocalarımızla birlikte yapılan araştırmalar sonucu çıkmış ürünler. Bugün bu inovasyon fuarındaki ürünler aslında sizin sorunuzun en net cevabıdır''.