İnönü'nün Altı Tünellerle Örülmüş



Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan raporda, İnönü Stadı'nın altından geçen 6 metre genişliğinde 3 metre yüksekliğinde tüneller olduğu belirtildi. Raporda bu tünellerin Taksim, Nişantaşı, Fulya ve Ihlamur’dan gelen suların saraya zarar vermeden tahliye edilip denize ulaşmasını sağladıkları vurgulandı. Radikal Gazetesi'nden Ömer Erbil'in haberine göre Bakanlık, bu rapor doğrultusunda İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nü görevlendirerek, jeoradar ve jeofizik teknikleriyle Dolmabahçe Sarayı çevresinde yeraltı ve yerüstündeki kültürel varlıkların tespitinin yapılmasını istedi.

Kulüp istedi ama izin yok

Beşiktaş Spor Kulübü, İnönü Stadı’nı yıkıp yerine 42 bin seyirci kapasiteli yeni bir stat yapmak istiyor. Yerin altına otopark, kafetarya ve işyerleri açmayı düşünen kulübe Koruma Yüksek Kurulu onay vermemişti. Gerek Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Suat Kılıç gerekse kulüp yöneticileri yeni stadın yapılacağı yönünde kamuoyuna bilgi vermeyi sürdürürken, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise başından beri stadın yıkımına karşı çıktı. Bakan Günay ‘‘İnönü Stadı’nın altında tarihi eserler var, yıkılırsa bunlar gündeme gelir, sarayın havalandırma tünelleri zarar görür’’ görüşünde ısrar etti.

Bakan Günay haklı çıktı

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı ortak bir çalışma yürüterek İnönü Stadı ve çevresindeki tarihi eserlerin tespitini yaptı. Arşiv belge, bilgi ve fotoğraflarla hazırlanan rapor Bakan Günay’ı destekler nitelikteydi. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda İnönü Stadı yapılmadan önce aynı alanda saray atlarının bakıldığı İstabl-ı Amire yapısı, Saray Tiyatrosu ve iki adet gazhane binası bulunduğu fotoğraflarla anlatılıyor. Aynı zamanda stadın inşaatı sırasında dönemin Belediye Başkanı Lütfi Kırdar’ın yaptığı incelemeleri gösteren fotoğrafta sütun parçaları, kapak gibi arkeolojik mimari parçaların çıktığı görülüyor. Hepsinden önemlisi ise raporda İnönü Stadı altından geçen dev tüneller fotoğraflarla birlikte anlatılıyor.

Raporda şöyle deniliyor:

‘‘Sarayın inşası sırasında hem yüksek noktalardaki Taksim, Nişantaşı, Fulya, Ihlamur’dan gelen suların saraya zarar vermeden tahliye edilip denize ulaştırılması hem de saray zemininin havalandırılması amaçlı yeraltı tünelleri yapılmıştır. Bu tüneller 80 santimetre ile 6 metre çapında farklı ebatlardadır. En büyüğü olan 6 metre genişliğinde, 3 metre yüksekliğindeki tünel Nişantaşı-Maçka istikametinden gelip, İnönü Stadyumu altından geçerek Dolmabahçe Saat Kulesi ile Valide Sultan Camii arasından denize kavuşan tüneldir. İnönü Stadı’nın kapısının önünden girilen bu büyük tünelin girişinin üzeri asfalt ile kaplanmış olduğundan girilmesi mümkün olamamaktadır. Tünelin kısmi olarak görülebildiği tek nokta ‘saat kulesinin’ önündeki otoparkın zeminindeki 1 m x 1 m ebatındaki mazgaldan görülen kısmıdır. Saray içindeki diğer tünellerin kapakları mevcut olduğundan gerekli durumlarda girilmesi mümkün olabilmektedir. Ancak buralardaki su seviyesi de oldukça yüksektir.’’

Jeoradarla arama nasıl?

Bakanlık hazırlanan bu rapor üzerine da İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nü görevlendirdi. Bakanlık jeoradar ve jeofizik teknikleriyle Dolmabahçe Sarayı çevresinde yeraltı ve yer üstündeki kültürel varlıkların tespitinin yapılmasını istedi. Peki ‘jeoradar’ sistemi ne demek? Edinilen bilgilere göre, bu sistem özellikle yeryüzeyine yakın derinliklerde bulunan, ortamın geneline göre farklı fiziksel özellikler gösteren alanların belirlenmesinde kullanılıyor. Temelde kullanılan cihaz, bir verici (Transmitter) ve bir alıcı (Receiver) antenle kayıtçıdan oluşuyor. Yer içine gönderilen yüksek frekanslı dalgaların yansıma ve kırılmalara uğrayarak yer içinden geri dönüşleri kaydediliyor. Son olarak elde edilen veriler sismik veri işleme tekniklerine benzer bir teknikle işlenerek yeraltının yapısı ortaya çıkarılıyor. Arkeoloji biliminde çok sık kullanılan yöntem defineciler tarafından da son dönemde kullanılıyor.