İnönü'de Bir "Seramik Kampüsü"



Seranit Yapı Grubu Başkanı Hamdi Altunalan, Seranit Yapı Grubu Tasarım ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ece Ceylan Baba, Seranit Üretimden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Abdul Hekim Yakut'un da hazır bulunduğu Serra İnönü Fabrikası gezisinde, 'mükemmelliği yeniden tanımlama' iddiasındaki markanın tasarım, üretim ve pazarlama stratejileri hakkında ipuçları verildi.

85 milyon euroluk bir bütçeyle hayata geçirilen Serra İnönü Fabrikası; sadece Seranit'in değil, Türkiye seramik sektörünün de en genç yatırımı. 540 bin metrekare açık alan üzerinde 40 bin 500 metrekarelik bir kapalı alana sahip olan fabrikada, günde 17 bin 500 metrekare, yılda 6 milyon 300 metrekarelik seramik karo üretimi gerçekleştiriliyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu


Seranit Yapı Grubu Başkanı Hamdi Altunalan, eklenecek 4 seramik fabrikası, porselen karo fabrikası, vitrifiye, yapı kimyasalları ve Vanucci ahşap tesisleri yatırımlarıyla tamamlandığında bir 'seramik kampüsü' olacak tesisleri kurmaya karar verdiklerinde kendilerine "Deli misiniz?" diye sorulduğunu anımsıyor. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor: "Türkiye'de 28 fabrika ve 360 milyon metrekare kurulu kapasite vardı. Bunun da yaklaşık 125 milyon metrekaresi ihraç ediliyordu ve bir o kadarı da iç pazarda tüketiliyordu. Geriye kalan yaklaşık 140 milyon metrekare atıl durumdaydı".

Ancak bu kapasite fazlalığına rağmen, sektörde A ve A+ kalitede ürün üretilmiyordu diyen Altunalan, 'Serra' için dünyanın bu anlamda önde gelen ilk 3 firmasını incelediklerini, altyapıyı buna göre şekillendirdiklerini söylüyor. Altunalan gururla, Serra ile birlikte dünyada ilk kez ebatlanmış, rektifiye edilmiş üretimin hayata geçirildiğini, sır kalınlıkları 70 gramı geçmiyorken Serra ürünlerinde 120 gram sır kullanıldığını sözlerine ekliyor.

AbdulAbdul Hekim Yakut ve Ece Ceylan Baba"Dev bir kadro ile büyük bir beynin çalıştığı bir süreç"

Seranit Yapı Grubu Tasarım ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Ece Ceylan Baba, 'fabrika yatırımı kararı'nın, hemen sonrasında lokasyon, fabrika ölçeği, yapı boyutu, teknoloji tercihleri gibi birçok önemli kararın verilmesi gerektiği bir süreç olduğuna dikkat çekiyor:"Öncelikle markayı konumlandırmalısınız ki, hitap edeceğiniz kitleye uygun üretim yapacak makine parkurunu belirleyebilesiniz. Makine parkurundan sonra ürün portföylerini oluşturacaksınız. Renk, desen seçimleri, üretim proses reçete çalışmaları, ar-ge ve ür-ge yatırımları ve sonunda ürüne ulaşacaksınız. Arkasında muazzam bir fiziki ve sosyal emeğin olduğu; dev bir kadro ile büyük bir beynin çalıştığı bir süreç bu".

Yatırım kararından sonra üzerinde eski bir seramik fabrikasının olduğu İnönü'ndeki arazide karar kılındığını aktaran Ece Ceylan Baba, devasa ölçülerdeki arazi için öncelikle masterplan ölçeğinde bir gelişim planı hazırlandığını, gerekli enerji ve altyapı girişimlerinde bulunulduğunu ve Sanayi Bakanlığı’nın teşvik süreçlerinin yönetildiğini söylüyor. Fabrikanın mimari projesi ile mekanik tasarımı ise kol kola yürütülmüş:

Reklam Goruntulenme Bolumu


"Fabrika inşaatında, makine parkurunu aldığımız İtalyan tedarikçilerimizle kol kola yürüdük; çünkü fabrikanın yüksekliğinden tutun da, yapısal boyutlarına ve dizilişe kadar birçok önemli konu vardı. Bizim için üretimin kesintiye uğramaması, verimlilik önemliydi. Fabrikanın mimari tasarımıyla mekanik kısmını kol kola götürdük. Mimari tasarım, Seranit tasarım departmanı tarafından kurgulandı".

Türkiye’nin küreselleşmeyle birlikte bir yarışa sürüklendiğini ve tasarım kültürünün de biraz bu yarışa kurban edildiğine dikkat çeken Ece Ceylan Baba, sadece satış odaklı tasarımların, gününün trendlerini yansıtan yapıların öne çıktığı bir tasarım kültürü oluşmaya başladığını ifade ediyor; ancak fabrika yapılarını biraz bunun dışında tutuyor: "Çünkü endüstriyel anlamda olmazsa olmazları var. Örneğin bir yükseklik, genişlik öngörüsü var ve bunları aşabileceğiniz malzemeler de belli; yani çelik. Endüstri yapılarında kuralların daha tanımlı ve belli olduğunu söyleyebiliriz. Orada da bir ‘güç gösterisi’ olsa da, diğer tipolojilere göre daha az bir etkilenme olduğunu söyleyebiliriz".

Seramik ilk kez geleneksel kullanım alanının dışına çıktı

Serra İnönü Fabrikası’nın üretim süreçlerinden bahseden Seranit Üretimden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Abdul Hekim Yakut da Serra ile seramiği ilk kez geleneksel kullanım alanının dışına çıkarttıklarının altını çiziyor. Yakut, İnönü Fabrikası’nda seramik kaplama malzemeleri grubunda duvar karosu, sırlı porselen karo, yer karosu ve dekorlu karoların üretimini yaptıklarını anımsatıyor ve duvar karolarında 90x90, 90x135, 40x80 ve sırlı porselen karoda altıgen ebatların sadece Serra’da üretimi gerçekleştirilen ürünler olarak sektörde öne çıktığını belirtiyor. Bugün dünyanın ve Avrupa’nın en modern tesisi konumunda olan Serra'nın sektörde fark yaratarak, ilk kez büyük ebatlı ve üç boyutlu duvar karosu seramiklerini digital baskı ile üreten marka olduğuna dikkat çeken Yakut, şunları söylüyor:

"İki önemli nokta var; üretim teknolojilerine sahip olmak ve onları kullanabilmek. Buradaki yatırımımızı da, bu bilinçle ve önümüzde 10 - 15 yılı düşünerek planladık. Sırlama ekipmanı olarak dünyanın en zengin altyapısına sahibiz. Bölgede varolan seramik ve işçilik kültürü de işimizi kolaylaştırdı. Türkiye seramik sektörü artık 25- 30 yıl öncesi gibi değil; çok güçlü bir know-how ve seramik datası oluştu. Artık iç pazardaki yarışı bir rekabet olarak görmüyoruz; amacımız küresel pazarın büyükleriyle, kendi sahalarında karşılaşmak".

Reklam Goruntulenme Bolumu


Seramik karo üretim süreci

Seramik karo üretiminde 13 ayrı hammadde kullanılıyor ve biri Ukrayna’dan olmak üzere; İstanbul, Söğüt/Bilecik, Afyon, Balıkesir, Eskişehir, Aydın bölgelerinden temin ediliyor. Kil, silis, kaolen, feldspat, pegmatit, kalsitten oluşan hammaddeler, belli reçete oranlarında hazırlanıyor, değirmenlerde öğütülüyor ve çamur haline getiriliyor. Hazırlanan çamur, 'spray dryer'da (püskürtmeli kurutucular) kurutularak masse haline getiriliyor.

Hazırlanan masse, yer karosu ve sırlı porselen karo kuru presleme yöntemi ile preslerde istenilen ebatlarda şekillendiriliyor. Şekillendirme sonrası sırlı porselen karo ve yer karosu dikey kurutucularda kurutulup, mukavemet kazandırılan yarı mamul bisküviler sırlanıp, değişik baskı metotları ile baskı yapıldıktan sonra stoklanıyor. Stoklanan yarı mamul, fırınlarda yaklaşık bin 200 °C ‘de 50 dakika sürede pişiriliyor. Pişirilen karolar, ebatlama sonrası kalite ayrım ve paketleme bölümünde görünüş ve teknik özelliklerine göre sınıflandırılarak; kutulanıp, sevkiyata hazır hale getiriliyor.

Duvar karoları ise aynı yöntemle preslerde istenilen ebatlarda şekillendirilerek, yatay kurutucularda kurutulup, ilk bölümde 45 dakikada bin 150 °C’de pişiriliyor. Pişen yarı mamül bisküviler, sırlama bantlarında sırlanıp, çağımızın en modern ve değişik baskı metotlarıyla baskı yapıldıktan sonra 50 dadikalık sürede ve bin 120 °C’de ikinci pişirimi yapılıyor. Pişirilen karolar, ebatlama sonrası kalite ayrım ve paketleme bölümünde görünüş ve teknik özelliklerine göre sınıflandırılarak; kutulanıp, sevkiyata hazır hale geliyor.

Serra'nın tasarım zihni

Dekor-ÜRGE Müdürü Aydın Şölenay ise Serra için 'tasarım ve insan odaklı üretim'in önemine değiniyor ve 'tasarım zihinleri'nin bileşenleri hakkında ipuçları veriyor:

"70'li yıllar, kas gücüne dayalı üretim gerektiriyordu; 90'lı yıllarda mühendislik ve bilgiyi kullanma önem kazandı. Günümüzün gerçeği ise bunların ötesinde olaylara, sorunlara tasarım odaklı bir bakış ile yaklaşmak; işin içine aklımızı, mantığımızı, duygularımızı, sezgilerimizi ve yaratıcılığımızı katmak. Tasarım denilince estetik ve güzellik aklımıza gelir; oysa tasarım aynı zamanda bir problem çözme yoludur. Önemi de, karar alma, problem çözme ve değer yaratma faaliyetlerine bütüncül bir yaklaşım getirmesinden gelir. Tasarım aslında biçimle işlev, zevkle ihitiyaç, teknolojiyle kaynaklar arasında estetik, anlamlı ve akıllı bağlar kuran bir düşünce ve iş yapma biçimidir diyebiliriz. İşte karar almak ve sorun çözmek için oluşturduğumuz işbirliği modelleri bizim tasarım zihnimizi oluşturuyor".

İster görsel, ister kaplama malzemesi olsun, seramiğin, günümüz mimarisinin ayrılmaz bir parçası olarak tasarlandığını anlatan Şölenay, bu anlamda kişisel isteklerin de göz ardı edilmeden toplumsal ve kültürel beğenilerin oluşturulmasında kent - mimari - insan ilişkisi içinde etkin bir rol oynadığını söylüyor. Yurtdışında, özellikle pazarın belirleyicisi konumundaki İtalya'da seramiğin geleceği tartışmalarında 'sürdürülebilirliğin' en önemli başlıklardan biri olarak öne çıktığına değinen Şölenay, kendilerinin bu konuda neler yaptığını ise 8 ana başlıkta özetliyor:

* Verim: Üretim kalitesi, satın alma, zaman, iletişim, efektif çalışma
* Miras: İş tecrübesi, bilgi birikimi, kayıt altına alma sonrakilere aktarma
* Refah - saadet: Çalışanların, müşteri ve tüm paydaşların memnuniyeti
* Araştırma: Her anlamda inovasyon, teknolojik yenilikler, tasarım
* Aile bağı - kozalanma: Şirkete aidiyet hissi, gönüllü çalışanlar oluşturma
* Çevre: Sosyal sorumluluk projeleri, ekolojik dengeyi koruma
* Paylaşım - etkileşim: Üretim sürecine herkesi ortak etme, sinerji yaratma, herkesin kazanması
* Üstünlük: Tasarım odaklı düşünmek; karar verme, problem çözme ve değer yaratacak faaliyetlere bütüncül yaklaşarak rekabet gücü kurmak

Reklam Goruntulenme Bolumu