İMSAD'ın Yeni Teşvik Sistemi Yorumu: Düzenleme Geç Kaldı



İMSAD'ın üyeleri için hazırladığı 'Ekonomik Değerlendirme Raporları'nın 57.si geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yeni teşvik sistemini ele aldı. 57. Ekonomik Değerlendirme Raporu'nda özetle "Basbakan Erdoğan’ın açıkladığı yeni Tesvik Sistemi, küresel kriz odaklı bir çalısma izlenimi vermiyor. Daha çok, 2020 ve sonrasında Türkiye’yi dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokacak bir yol haritası olarak tanımlanmalı" deniliyor.

Rapor şöyle:

"Türkiye’nin gündemindeki elektrikli konular nedeniyle, sinirlerin bir miktar gergin olduğu bir dönemden geçildiğinden, is dünyası, yeni Tesvik Sistemi çalısması ile ilgili görüslerini tam olarak dile getirmek istemiyor. Ancak, sohbetlerde vurgulanan konu, açıklanan paketin küresel krizin Türk ekonomisine, reel sektöre etkilerini bertaraf edecek bir özellikle tasımaması. Ancak, Basbakan Erdoğan’ın açıkladığı yeni Tesvik Sistemi’nin kısa vadede reel sektörün ve KOBİ’lerin sorunlarına derman olamaması, bu yeni yol haritasının Türk ekonomisi için bir gereklilik olduğu gerçeğini gölgelememeli. Defalarca yazılarımızda vurguladık. TÜİK’in GSYH verileri, özel sektör yatırım yapmadığı müddetçe, Türk ekonomisinin yeterince büyüyemediğine isaret ediyor. Bu nedenle, Türkiye 2003-2023 döneminde ortalama yüzde 6’lık bir büyüme yakalayacak ise, her yıl özel sektör sabit sermaye yatırımlarında, reel anlamda yüzde 10’luk bir artısın sürdürülebilir kılınması gerekiyor. Bu da, ancak bu derece kapsamlı ve en ince ayrıntısına kadar tasarlanmıs yeni bir tesvik paketi veya sistemi ile gerçeklesebilir.

Yeni Tesvik Sistemi ile ilgili düzenleme geç kaldı

Ali Babacan’ın ekonominin koordinasyonundan sorumlu devlet bakanlığı ve Basbakan Yardımcılığı görevine gelmesinden hemen sonra, bu paketin açıklanması tesadüf mü? Olabilir; ama Ali Babacan’ın bir miktar efsaneye dönüsmüs olan çalıskanlığı, sabah 3’lere kadar süregelen temposu dikkate alındığında, onun döneminde bu paketin açıklanmıs olması manidar. Hatta, bir adım daha ileri gideyim; eğer Ali Babacan su anda üstlendiği görevi, 22 Temmuz 2007’deki ilk Bakanlar Kurulu’nda üstlenmis olsaydı, iki yıla yakın süredir üzerinde çalısılan bu yeni Tesvik Sistemi 2008 yılı basında kamuoyuna duyurulmus ve düğmeye basılmıs olurdu. Her türlü ince ayrıntının düsünüldüğü bu paketin, küresel kriz ortamında, 2009 yılının haziran ayına kalmıs olması esasen üzücü bir durum. Çünkü, is dünyasının su anki ‘hali yeti ruh iyesi’ bu paketin hikmetine vakıf olmaya müsait değil. Oysa, bu
kapsamda yeni bir tesvik modeli isterdik ki, 2006’da veya 2007’de hayat bulsun. Hatta, 2008 bası bile çok ses getirirdi. Ama, 2009 haziranında hak ettiği ölçüde heyecan yaratamadı.

Hedef 2023 Türkiyesi

Yeni Tesvik Sistemi, her açıdan, Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı bir döneme yönelik yol haritası olma özelliği tasıyor. Türkiye, artık hangi sektörlere ağırlık vererek kalkınmasını sürdüreceğini netlestirmekte. Ayrıca, ‘il düzeyinde tesvik’ gibi dağınık ve kaynakların etkin kullanımından uzak bir model yerine, kümelenmeye ağırlık veren ve bölgelere hangi sektörlerinin gelisimine katkı sağlayacaklarına yönelik misyon yükleyen bir modelin istenen sonucu vereceğine inanıyorum. Bununla birlikte, Denizli gibi, tekstilin öteden beri kalbi olmus bir ilin yatırımcılarına, bundan sonra 3. ve 4. bölge olarak, Doğu ve Güney Doğu Anadolu’ya yatırımlarını kaydırmaları gerektiğini ifade etmek, Ege tekstilcilerini ve ihracatçılarını üzmüs gözüküyor. Somut olarak sunu soruyorlar: ‘Biz yatırımları bu tesviklerle 3. ve 4. bölgeye kaydırdığımızda, Ege’de issizlik sorunu nasıl çözülecek ve yatırımların kaydırıldığı bölgelerde isgücünü kalifiye hale getirene kadar, daha verimli hale getirene kadar, en az iki yıl verimlilik kaybımız nasıl telafi edilecek?’ Kısacası, is adamları mevcut yatırımların iyilestirilmesi, gelistirilmesi ve korunması yönünde de bir açılım bekliyorlar.

Yeni Tesvik Sistemi’nde enerji maliyetlerine yönelik avantajlar atlanmıs

Türk isadamları neden Türkiye’deki yatırımlarını Ürdün, Mısır gibi Nitelikli Sanayi Bölgeleri’nin (QİZ) olduğu bölgelere kaydırdılar; çünkü, bu bölgelerde enerji tesviki dahil, pek çok tesvik söz konusu. Basbakan Erdoğan’ın açıkladığı pakette gördüğüm en önemli eksiklik, enerji maliyetleriyle ilgili bir düzenleme olmaması. Oysa, dünya ekonomisi toparlandıktan sonra, anlıyoruz ki, enerji fiyatları yine pahalı olacak. Bu nedenle, enerji maliyetleri açısından da bir modelle iyi olurdu. Ama, kendi iç dinamikleri ve özel sektör yatırımları ile, Türkiye için yeni bir büyüme modeli boyutunda, itibarlı bir paket olusturulmus. Umarım, Hazine’ye ağır bir yük getirmez.



Yeni Tesvik Paketi yeni bir ekonomik programın ipucu olabilir

1,5 yıldır üzerinde çalısılmakta olan yeni Tesvik Sistemi çalısmasının detayları, basta TOBB ve İTO olmak üzere, is dünyasını temsil eden sivil toplum kuruluslarının bu dönemde Hükümet'e ve ekonomi yönetimine sunmus oldukları önerilerin ciddi boyutta kabul gördüğünü ve yeni sistem olusturulurken kapsama alındığını gösteriyor. Bu çerçevede, Türkiye'nin etrafındaki komsu ülkelerde, özellikle Orta Doğu ülkelerinde olusturulmus olan Nitelikli Sanayi Bölgeleri (QİZ)nin sağladığı imkanlar nedeniyle, Türk isadamlarının fabrikalarını bu bölgelere tasımaya baslamıs olmaları, özel sektör yatırımlarının gelistirilmesi açısından aleyhte bir gelisme olarak karsımıza çıkıyor.

Bu çerçevede, Türkiye'de 4 ayrı yatırım bölgesi olusturularak, kurumlar vergisi indiriminden, isgücünün sosyal güvenlik primindeki isveren payının, KDV ve gümrük vergisi muafiyetlerine ve arazi tahsisine kadar, tesvikten yararlanacak yatırımlara ciddi bir destek paketi olusturulması, yurtdısına gitmeyi düsünen Türk yatırımcıları Türkiye'de kalmaya ikna etmesi bir yana, yabancı yatırımlar için de cazip bir yatırım ortamı anlamına geliyor. Bu değerlendirmelerin doğrulanması halinde, Türk özel sektörü her yıl yüzde 10’u geçen yatırım gerçeklestirdiğinde anlamlı bir büyüme süreci yakalayabilecek olan Türkiye’nin, yeni tesvik paketi ile bu hedefi yakalaması mümkün olabilir.

Ayrıca hayli iddialı bir içerikle, büyük projelere verilecek tesviklerle, Türkiye'nin yüksek teknolojili mal üreten bir ekonomiye dönüsmesi de hedeflenmekte. Bunun yanı sıra, Türkiye'nin ihracatta daha iddialı bir ülke olabilmesi için, lojistiğin, tasımacılığın da desteklenmesi, demiryolu ve limanların da desteklenmesi gerekiyor. Tesvik kapsamına dahil edilen 12 kritik sektör arasında ulastırmanın da yer alması çok önemli. Bu noktada, Türkiye'nin batısında üretim maliyeti sorunu yasayan firmaların, sirketlerin Doğu ve Güney Doğu Anadolu'ya yatırımlarını kaydırmalarını tesvik edecek olan bu kapsamlı paket, hem istihdama katkı sağlayacak, hem yatırımların Türkiye dısına çıkmasını engelleyecek, hem de terörle mücadelede Hükümet'in elini güçlendirecek.

100 binlerce kisiye girisimci olmayı, üniversite mezunu olarak özel sektörde en az 6 ay stajyer olmayı, nitelikli isgücü olabilmesi için sertifika eğitimine tabi tutulmayı, hedefleyerek, Türkiye'nin küresel rekabetteki en stratejik silahı olan insan kaynağı, özellikle nitelikli insan kaynağının desteklenmesi hedefleniyor. Ayrıca, 4 tesvik bölgesinde desteklenecek olan sektörler birbirinden ayrılarak, sektörlerin kümelenme modeli ile birlikte, yan sanayilerini de olusturmaları hedeflenmekte. Böylece, KOBİ'lerin teknolojiye ağırlık vermeleri, ihtisaslasmaları sağlanacak, ayrıca Kredi Garanti Fonu ile KOBİ'lerin 10 milyar TL düzeyinde bir iyilestirilmis kredi imkanına kavusturulmaları veya mevcut kredilerinin kosullarının iyilestirilmesi sağlanacak".