Yapı-Endüstri Merkezi (YEM)'de 15 Mart 2016 Salı günü gerçekleşen ilk buluşmanın konusu, "Sürdürülebilirlik İlkeleri - Ekonomik, Çevresel ve Sosyal Faydaları" idi.
"Amacımız, sürdürülebilir kalkınmada faydayı büyütmek"
Açılışta konuşan Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Cihan Karamık, İMSAD bünyesinde sürdürülebilirlik konusunun dünden bugüne nasıl gündeme geldiğini aktardı. Sürdürülebilir kalkınma planında inşaat sektörünün önemli bir yerde olduğunu belirten Karamık, "Komitemizin birinci amacı, bu kalkınma hedeflerine katkı koymak. Firmaları bu konuda çalışma yapmaya, inisiyatif almaya teşvik etmeliyiz. İMSAD üyeleri sürdürülebilirlik konusunda adım atmalı, taşın altına elini koymalı. İkinci olarak, bu konuda sektörü eğitmeyi, diğer firmalarda farkındalık oluşmasını sağlamayı ve buna yönelik çalışmalar yürütmeliyi hedefliyoruz. Üçüncü amacımız ise sürdürülebilirlik alanında çalışmalar yürüten sivil toplum örgütleri, kamu kuruluşları ve diğer paydaşlarla ortak çalışmalar yürüterek faydayı büyütmek" dedi.
Komitenin bütün çalışmalarını bu sac ayağına oturttuğunu söyleyen Karamık, "Öncelikle bu konuya inanan üyeler olarak sürdürülebilirlik konusunu fikri ve maddi güvence altına alacak bir politika geliştirmeliydik. Bu doğrultuda bir 'Sürdürülebilirlik Sözü' verdik. Bu sözü imzaya açtık ve birçok üyemiz buna imza atıp çalışmalarına başladı." şeklinde konuştu. Bu çalışmaları diğer üye ve paydaşlara aktarmak amacıyla "Paylaşım Günleri" toplantılarını planladıklarını ifade eden Cihan Karamık, "Hedefimiz firmaların yaptığı çalışmaları sektörle paylaşmak ve bunun teşvik edici etkisini kullanmak." dedi.
"Bugün insanoğlu kıyameti doğal seyrinden çok daha yakın tarihlere çekebilecek güce sahip"
Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sungur Bursa ise, sürdürülebilirlik kavramının dünyadaki ve Türkiye'deki geçmişine ilişkin bilgiler paylaştı. Terminolojinin, Birleşmiş Milletler'in 1987 Brundtland Raporu ile birlikte dünya jargonuna oturduğunu söyleyen Bursa, 1992 Rio Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı sonrasında neredeyse tüm uluslararası kuruluşların, akabinde de ülkelerin yaptıkları çalışmalarda sürdürülebilirliği ana ilke edindiklerini ifade etti. Türkiye'de ise kavramın DPT planları ile daha çok ekonomi/kalkınma jargonunda yer aldığına dikkat çekti ve Rio Konferansı'ndan bugüne kadarki süreçte konunun bazı sektörlerde daha hızlı ve kapsamlı şekilde gündeme geldiğini ekledi.
Son 30 yıldır gündemde olsa da sürdürülebilirliğin, adı konulmadığı dönemlerde de var olduğunu belirten Bursa, kavramın yakın dönemde sosyal ve iktisadi faaliyetlerle birlikte anılmaya başlandığını söyledi ve "Maalesef dünya kuruldu kurulalı sürdürülebilirlik ile ilgili bütün sorunların müsebbibi insanoğlu olmuştur. Sanayi devrimi ile onu takip eden fabrikasyon ve ihtisaslaşma insanoğlunun giderek dünyanın sürdürülebilirliğini bozabilecek güçlere sahip olmasını sağlamıştır. Bugün insanoğlu hiç olmadığı kadar kıyameti doğal seyrinden çok daha yakın tarihlere çekebilecek güce sahiptir. Özellikle iklim değişikliği ile ilgili çalışmalar dünyanın hiçbir şekilde geri dönüşü olmayan yerlere doğru sürüklendiğini gösteriyor." şeklinde konuştu.
Beş yıllık planlarda 'kapsayıcı kalkınma' dönemi başladı
Sürdürülebilirlik çalışmalarını ülke ve şirket boyutuna indirgediğimiz zaman, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin son beş yıllık planlara da yansıdığı bilgisini veren Bursa, "Artık sürdürülebilir kalkınmanın altına başka sıfatlar da eklenmeye başladı. 'Kapsayıcı kalkınma' tanımı çerçevesinde, sadece ülke ekonomisinin asgari ölçüde kalkınması değil, en alt ve en üst katmandaki vatandaş arasındaki farkların azaldığı, en düşük seviyede dahi insani yaşam standartlarının sağlandığı, insanların yaşamaktan mutlu olduğu bir ülke tanımlamasıyla sürdürülebilir kalkınma ilkelerini ayrı bir yönde taahhüt etme imkanı buluyoruz." dedi.
"Şeffaf bilgilendirme platformlarının olmasını ümit ediyoruz"
Sürdürülebilirlik ilkesini içselleştirip, işletme hayatının her öğesine yansıtmak için gayret içerisinde bulunan İMSAD gibi kuruluşların varlığına dikkat çeken Murat Sungur Bursa, "Bu kuruluşlar sürdürülebilirlik ilkelerini politikalarına, uygulama enstrümanlarına, kararlarına uzun vadede kendilerinden beklenen ekonomik değer artışını sağlama ve toplumsal sorumlulukları yerine getirme konusunda önemli fonksiyonlar icra ediyor. Piyasada saman alevi gibi yükselip sonra yok olmaya mahkum olan kuruluşlar da var. Gelecekte bu tip kuruluşları daha başlangıçta elimine edecek şekilde şeffaf bilgilendirme platformlarının olmasını ümit ediyoruz. Yeterli bilgilendirme, bilinçlendirme, denetim mekanizmaları olmayınca maalesef vatandaşların bu konuda ciddi mağduriyetleri oluyor." diyerek, İMSAD Sürdürülebilirlik Komitesi'ni düzenlemeye başladıkları "Paylaşım Günleri" için tebrik etti ve bu çalışmaların başka sektörlere de örnek olması gerektiğini ifade etti.
Açılış konuşmalarının ardından Schneider Elektric Türkiye-Enerji Verimliliği Danışmanı Enes Akgün, BASF Türk Kimya-Sürdürülebilirlik Çözümleri Proje Müdürü Mübahat Akın ve ÇİMSA Çevre Yöneticisi Selin Ayan, şirketleri tarafından gerçekleştirilen iyi uygulama örneklerini paylaştı.