İMSAD: İnşaat Krizden Çıkışta Önemli Reçete



Ekonomik krizi sonlandıran sektörün inşaat olduğunun ABD verileriyle de görüldüğü belirten İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), Türkiye'de de inşaatın krizden çıkışta önemli bir reçete olarak görülmesi gerektiğini vurguladı.

İMSAD Aylık Ekonomi Raporuna göre, ABD'de 1929 yılındaki büyük buhrandan beri en ürkütücü resesyon olarak görülen krizi sonlandıran sektörün inşaat olduğu, geçtiğimiz hafta açıklanan ABD'de büyümenin yüzde 3,5 düzeyinde gerçekleşmesinde etkili olan inşaat sektöründeki büyümenin bir önceki döneme göre yüzde 23,4 düzeyinde oluştuğu kaydedildi.

"Böylesine büyük bir krizin sonlanmasında birinci derecede rol alan inşaat sektörüne Türkiye'de de gereken ilginin gösterilmesi krizden çıkışta önemli bir reçete olarak görülmelidir" denilen raporda, Türkiye'de ise inşaat sanayisinin takip ettiği göstergelerden metalik olmayan diğer mineral ürünlerin imalatında 2008'in Ağustos ayından beri bir önceki yılın aynı dönemine göre gerileme görüldüğü dile getirildi.

Raporda, şu görüşler dile getirildi:

"Nitekim bu alt daldaki imalatta 2008'in Aralık ayından 2009'un Mayıs ayına kadar daralma oranı yüzde 20'nin üzerinde oluşmuştur. Bu kan kaybı 2009'un Ağustos ayında azalarak yüzde 10,85;e kadar gerilemiştir. Ancak halen sanayi üretimindeki yüzde 6,3'lük düşüşün üzerinde bir gerileme kaydedilmektedir. Yani Türkiye Ekonomisinin sanayi ve istihdam ayağına destek verebilecek olan inşaat sektörünün ikinci plana atılması nedeniyle kan kaybı diğer sektörlere göre daha sert olmaktadır. Bu da ülke ekonomisinin toparlanma hızını kesmektedir.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları

Sektörün kendi içindeki çabasına da vurgu yapılan raporda, şöyle devam edildi: "Kriz öncesinde proaktif yaklaşımla portföylerinde gayrimenkul ağırlığını yüzde 50'lere kadar çeken Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları, bu oranı 2009'un 2. çeyreğinde yüzde 85'lere getirmiştir. Yine proje yatırımlarının ağırlığını artıran Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının portföylerinde projelerin gayrimenkullerine oranı yüzde 0,1'lerden yüzde 5'lere yükselmiştir.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklıklarının bu yönelimi 1. el piyasasını hareketlendirebilecektir. Ancak sektörün kendi içinde üretmeye çalıştığı çözümlerin kalıcı bir toparlanma sağlaması beklenmemelidir. Birçok alt dalın can suyu konumundaki inşaat sektörünün geniş çaplı ele alınarak desteklenmesi istenen istikrarlı büyüme ortamının oluşması için gerekli görünmektedir."