Çetinkaya, yaptığı açıklamada, şehirlerin imar planları yapılırken iklim ve doğa şartlarının dikkate alınması gerektiğini belirterek, Adana´da buna yeteri kadar dikkat edilmediği buna bağlı olarakta nitelikli bir yapılaşmanın ortaya çıkmadığını belirtti.
Şehir imar planlarının Türkiye´nin her yerinde aynı şekilde uygulamanın mümkün olmadığını ifade eden Çetinkaya, "Planlar yapılırken diğer kurumlardan kuruluşlardan ve istatistiki verilerden sonra asıl dikkate alınması gereken önemli husus ise iklim şartlarıdır. Bu da nedir; rüzgar yönü, hava sıcaklıklarıdır. Adana´da ne yazık ki bizim teknik olarak mikro klima dediğimizi sıcaklık, rüzgar yönleri gibi faktörlere çok dikkat edilmeyen bir yapılaşma olduğunu görüyoruz. Yeni yapılacak yerlerde de bunlara dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yapıyoruz" dedi.
Adana´da yaşanan imar sorununun aynı zamanda Türkiye çapında genel bir sorun olarak ortaya çıktığını kaydeden Çetinkaya, şöyle devam etti:
"Çünkü imar mevzuatı bir bütün her yerde aynı şekilde uygulanıyor. Örneğin mevzuat açısından Antalya ile Adana, Adana Mersin ya da Mersin Ankara ve diğer bütün iller aynı mevzuata tabidir. Sadece büyük şehirlerin biraz farklı olarak kendi imar yönetmeliklerini çıkarma hakkı var. Bunda da yapılaşmayı o kanundan aldıkları yetki ile biraz daha iklim şartlarına uygun yapılması gerekiyor. Ama buna kimi zaman dikkat ediliyor kimi zaman dikkat edilmiyor."
ADANA´DA 8 KAT SINIRI KALDIRILDI
Yükseklikle ilgili Adana´da belli bölgelerde normalde 8 katla sınırlıyken bir imar planı değişikliği ile bu kat sınırının ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Çetinkaya, yeni yapılan planlarda apartmanlarda yaşayan vatandaşlar için otopark ve aynı arsa içinde daha fazla yeşil alan, çocuk oyun alanı ve havuz alanı kazanılmasının amaçlandığını söyledi.
Yeni planlar ile yapılaşmada dikey yükseklik verildiğini kaydeden Çetinkaya, "Binalara dikey yükseklik verilmeye çalışıyor. Bu büyük parsellerde olumlu da olabilir, ancak küçük parsellerde olumsuz olabilir. Çünkü binaları yükselttiğinizde gölge boyu diğer binaları engellememesi gerekiyor. Ona göre parsel büyüklükleri ve bu parsel büyüklüklerine de çekme mesafeleri oluşturulmalıdır. Bunlar yapılırsa nitelikli bir yapılaşma yaptığınızda bu kentin mevcut dokusunda kalan konut alanlarından oraya doğru geçiş olacaktır. Yani kent merkezinin yoğunluğu biraz düşecektir. Binalar boşalacaktır bu binalar da kentsel yenileme dediğimiz uygulamalarla o modern hava sirkülasyonu alan birbiriyle uyumlu cepheleri uyumlu sokak sağlıklaşmasının yapılabileceği bir ortam oluşturulabilir" şeklinde konuştu.
İMAR ÇIKMAZI ARSA SPEKÜLASYONUNA YOL AÇTI
Çetinkaya, Adana için en büyük problemin gelişme koridoru olarak nitelendirilen Çukurova ve Sarıçam´ın yeteri kadar imar planlarının hayata geçirilememesi olduğuna dikkat çekti.
Bu bölgelerde 20 25 yıl öncesinden planlar yapılıp, ruhsatlı arsalar konumuna getirilmesine rağmen yapılaşmasının engellendiğine dikkat çeken Çetinkaya, "Konut talebinin çok olmasından dolayı arsa stokunun olduğu bölgelerde yapılaşmaya izin çıkmayınca az sayıda arsa olan bölgelerde inşaat talebi sağlandı. Çünkü yeni arsa üretilmediği için mevcut arsaların değerini çok yükselttiler. Bizim hep söylediğimiz arsa spekülasyonu bundan dolayı oldu. Siz kentin gelişme koridorlarını kapatırsanız az bir alanda yapılaştırma imkanı olan arsalar var bu arsalarında fiyatı 1 birim ise 5 birim olacaktır" diye konuştu.
Çukurova Sarıçam bölgesindeki yeterli analizlerin yapılmaması, harita uygulamalarının sağlıklı olmaması ve arazi sahiplerinin mülkiyet haklarına dikkat edilmeden aleyhlerine olacak uygulamalar yapılması sebebiyle imar çıkmazı probleminin yaşandığını dile getiren Çetinkaya, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu bölgelerde planlar hazırlanırken yeteri kadar analiz yapılmadı. Yine buna bağlı olarak mevzuatın bir parçası olan harita uygulaması yeteri kadar sağlıklı yapılmadı. Ayrıca arazilerin mülkiyet haklarına dikkat edilmeyip mülkiyet sahiplerinin aleyhine uygulamalar yapıldı. Bundan dolayı mahkeme kararları doğrultusunda harita uygulamalarına dava açılıp harita uygulamaları da iptal oldu. Diğer bir büyük nedeni de Aytaç Durak döneminde o bölgenin kentsel gelişme koridoru olmasına rağmen arsaların 1,2 katı kadar yapılaşma yapılırken bunu hiçbir gerekçe gösterilmeden bir gece 0.40 a düşürdüler. Yoğunlukları bir gecede düşürüldü vatandaşlar bunun sebebini bilmedikleri için gerekçesini büyükşehir söyleyemediği için çok sayıda dava açıldı."