El ele vermenin, güçbirliği yapmanın sonucunu İstanbul layıkıyla hak etti, dün Avrupa Birliği'nce '2010 yılının Avrupa Kültür Başkenti' olarak resmen ilan edildi. İstanbul'u görücüye çıkaran İstanbul 2010 Girişim Grubu'nun başarısı bu. Yönetim kurulu başkanlığını Nuri Çolakoğlu'nun, Danışma Kurulu başkanlığını Egemen Bağış'ın üstlendiği, hükümeti, sivil toplum kuruluşları, valiliği, belediyesi ile birlikte çalışmanın armağanı. İstanbullular, bugünden itibaren 'Avrupa'nın kültür başkenti' tanıtım ilanlarını sokaklardaki dev panolarla, bayraklarla, flamalarla görecekler.
Beklenen, 2010 yılında en az 10 milyon turistin, kültür başkenti etkinlikleri nedeniyle İstanbul'a gelmesi. Dahası Avrupa Birliği üyeliği mücadelesi veren Türkiye için 'dokusu uyuşmuyor' diyenlere karşı en güzel yanıt olacak. İstanbul, Avrupa'da kültür ve sanatla anılacak.
İstanbul, bir yıllık kültür başkentliği koltuğunda yüzünün akıyla kalkar da, sorun 'İstanbulluların' bu kültür etkinlikleriyle ne ölçüde bütünleşeceği. İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) geçen hafta düzenlediği 'İstanbul'da Yaşam Kültürü' adlı sempozyumda, Şakir Eczacıbaşı, "İstanbul lehçesini unutan, İstanbul inceliğini yitiren itişen, kalkışan bir İstanbul var artık" diyordu.
Son 50 yılda 12 milyon göç alan İstanbul'a megaşehir diyen de var, megaköy diyen de. Olası deprem sonrası için megamezarlık tanımını getirenler var da, konumuz bu değil. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, "Otobüste, yolda ayağınıza basıp da özür dilemeyen insanın sorumlusu kim?" sorusunu ortaya attı. Yanıtı da yüksek mimar Oktay Ekinci veriyordu:
"İstanbul'daki aile reislerinin yüzde 80'i ilkokul mezunu. Neden ambulansa yol verilmiyor, neden emniyet şeridinden gidiliyor, sokağa çöp atılıyor sorularının karşılığı işte bu."
Yüzde 80 oranı çok yüksek geldi. Sordum, Oktay Ekinci bir doktora tezini kaynak almış. Aslında son nüfus sayımı 2002 yılına ait Devlet İstatistik Enstitüsü'nün verileri de 'yüzde 80 oranının' çok da abartlı olmayacağını gösteriyor:
Hiç okula gitmemiş veya okul bitirmemiş olanların oranı yüzde 19.
İlkokul mezunlarının oranı ise yüzde 39.
Demek ki her 10 kişiden altısı ilköğretim eğitimi bile almamış. Kültür başkentine el el üstünde, tüm kaderciliğiyle depremi beklemek ne kadar yakışıyorsa, eğitimsiz nüfusu da o derecede yakışıyor.
Bir de sokakta yürürken can ve mal güvenliğinin tehlikeye girmesi derdi var. Türkiye'de işlenen adi suçların yüzde 30'u İstanbul'da işleniyor. DYP lideri Mehmet Ağar son günlerde sık sık çözülmesi gereken acil iki sorunun terör ve gasp olduğunu vurguluyor. En zengin yüzde 1 ile
en yoksul yüzde 1'in arasındaki farkın 322 kat olduğu İstanbul'da (Türkiye geneli 200 kat) pisi pisine sokakta ölen canların haberlerini biz daha çok okuruz.