Ilısu Barajı’nın inşa edilebilmesi için Devlet Su İşleri’nin yerine getirmesi gereken 153 ön şartı denetleyen uluslararası bilirkişi heyeti, bu güne kadar şartların hemen hiçbirinin gerçekleştirilmediğini belirtti. Heyet tarafından yayınlanan raporda Doğa Derneği’nin daha önce yayınladığı bilimsel rapora atıfta da bulunularak yapılması beklenen doğa ve kültür araştırmalarının dökümü sunuluyor. (1)
Yaklaşık iki yıl sürmesi beklenen çalışmalar baraj inşaatının bir süre daha durmasına neden olabilir. Bu nedenle, barajı finanse eden Alman, Avusturyalı ve İsviçreli kredi kuruluşları projenin geleceğini konuşmak üzere Türkiye’ye gelecekler.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan rapor, Devlet Su İşleri tarafından kurulması beklenen Proje Uygulama Birimi’nin görevlerini anlaşmalar doğrultusunda yerine getirmediğini, hatta bu birimin henüz tam olarak oluşturulmadığını gösteriyor. Rapor, biyolojik çeşitliliğin ve kültürel mirasın korunması ve belgelenmesi çalışmalarının da yerine getirilmediğini belgeliyor.(2)
Doğa Derneği Kampanya Koordinatörü Erkut Ertürk yaptığı açıklamada “Yeni yayınlanan uluslararası bilirkişi raporu açıkça gösteriyor ki, Ilısu Barajı sadece Türkiye’nin en önemli kültür miraslarından Hasankeyf’in değil, bölgeye has Fırat Kaplumbağası gibi canlıların da sonunu getirecek bir proje” dedi.
Ilısu barajını finanse edecek olan Avrupalı kredi kuruluşları ve Türkiye Hükümeti’nin 2007 Mart ayında yaptığı anlaşmaya göre, kredinin sağlanabilmesi için Devlet Su İşleri’nin, biyolojik çeşitlilik, kültürel miras ve yerleşim alanlarını terk etmek zorunda kalacak bölge halkı ile ilgili konularda önceden anlaşılan 153 şartı yerine getirmesi gerekiyor. Söz konusu raporu yayınlayan bilirkişi heyetinin görevi ise bu şartların yerine getirilip getirilmediğini denetlemek ve Almanya, Avusturya ve İsviçre kredi kurumlarına rapor durum hakkında rapor vermek.
Söz konusu kredi kurumları ayni zamanda Avrupa’daki sivil toplum kuruluşları tarafından projeden çekilmeleri için büyük baskı altındalar.
Ertürk, “Ilısu Barajı gibi bir proje, bu krediyi veren ülkelerde çevresel etkilerinden dolayı, ciddiye alınmaz ve kesin olarak uygulanamaz. Doğa Derneği, ülkemizin biyolojik zenginliğine ve kültürel mirasına geri dönülmez zararlar verecek bu baraj projesinden derhal vazgeçilmesini ve Avrupa’nın bu çifte standart uygulamasına son vermesini talep ediyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Notlar:
(1) 2007 Mart ayında Alman, Avusturyalı ve İsviçreli kredi kuruluşları ile Türkiye Hükümeti arasında projenin kredisini garanti altına alan bir anlaşma imzaladı. Kredi kuruluşları, uluslar arası baskılardan dolayı bu anlaşmayı 153 şarta bağladı. Bu şartlar kredi kurumları tarafından atanan uluslar arası 15 kişilik bilirkişi kurulu tarafından biyolojik çeşitlilik, kültürel miras ve yeniden yerleşim alanlarında denetlenmekte. Türkiye bu şartları gerçekleştirmediği takdirde kredi kurumları anlaşmadan vazgeçebilir.
(2) “ Bilirkişiler saha ziyaretleri sırasında, Proje Uygulama Birimi’nin hala kurulmaya çalışıldığını ve ziyaret öncesinde yeterli kapasitenin oluşturulmadığını gözlemlemiştir. 2007 Ekim ayında Zürih’te bu saha ziyareti öncesi, biyolojik çeşitlilik çalışmaları tasarısının sunması anlaşıldığı halde, bilirkişilere herhangi bir bilgi sunulmamıştır” (Bilirkişi çevre raporu sayfa 23)