Hasankeyfi Yaşatma Girişimi, Hasankeyf antik kentinin sular altında kalmasına, en büyük eko sistemlerden biri olan Dicle Nehri yatağının tamamen bozulmasına, birçok canlı türünün yol olmasına ve binlerce insanın zorunlu göçe tabi bırakılmasına yol açacak olan Ilısu Barajı'nın inşaat hazırlıklarının başlatılmasına tepki gösterdi.
Girişim yaptığı yazılı açıklamada, yasalara aykırı şekilde ve finansı sağlanmadan başlatılan inşaat hazırlıklarının derhal durdurulmasını ve Ilısu Barajı'nın yapımından vazgeçilmesini istedi.
Rant bekleyenler dışında tüm toplum baraja karşı
"Projenin finansmanının sağlanmamasına rağmen bu tür çalışmaların yapılmasını, Ilısu Konsorsiyumu'nun içinde yer alan Nurol Şirketi'nin Ilısu Köyü çevresine iki katkı ofis bina yapmasını ve Şubat ayından bu yana 'temel atma töreni birkaç hafta içinde yapılacaktır' demesini ahlaksızca ve yasadışı buluyoruz."
Gerçekleştirdiği etkinliklerde, akademisyenlerin, mühendislerin, arkeologların, bölge insanının, yerel ve ulusal medyanın ve toplumun, Ilısu Barajı Projesi'ne karşı olduğu ortaya çıktığını ifade eden girişim, "Bölgemizde, büyük toprak sahipleri ve bazı rant bekleyen çevrelerin dışında kimsenin projeyi desteklemediği açıkça ortadadır" dedi.
Koruma Kurulu'nun sit alanları üzerindeki tescil kararı sürüyor
Girişim, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun, Ilısu bölgesindeki arkeolojik sit alanları üzerindeki tescil kararını kaldırmadığını hatırlattı ve bu nedenle Ilısu Barajı'nın yasalara aykırı olduğunu vurguladı. Projeye başlanması ve uygulanmasının Türkiye açısından büyük bir risk olduğunu belirten Girişim şöyle devam etti:
"Yabancı şirketlerin teminatsız ve kredisiz projeye başlayamayacaklarını göz önünde bulundurursak, şu anda bölgemizde yapılan inşaat hazırlıklarının anlamsızlığı daha iyi anlaşılacaktır. Finansmanı henüz sağlanmamış olan Ilısu Projesi'ne başlanması halinde ülkemiz büyük bir borç altına girecektir. Ve bu borcun ödemesi halkın cebinden çıkarılacaktır."
Girişim, bölge insanının sosyo-ekonomik standartlarını yükseltecek, kültürel mirasını ve doğal güzelliklerini koruyacak, bölge insanının da dahil olacağı alternatif projeler geliştirilmesini önerdi.