Gelişmeleri değerlendiren WWF-Türkiye Genel
Müdürü Dr. Filiz Demirayak "Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi, iklim
müzakereleri sürecine yeni bir siyasi enerji getirmiştir. Çin Cumhurbaşkanı,
Japonya Başbakanı ve ABD Başkanı’nın ilk kez Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu’nda iklim değişikliği tehdidine ilişkin görüşlerini sunmuş olması ve
siyasi liderlerin iklim değişikliği sorununa karşı acilen harekete geçilmesi
gereğini güçlü şekilde vurgulamış olması oldukça olumlu gelişmelerdir"
dedi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon yaptığı
açıklamada Kyoto Protokolü sonrasında devreye girecek anlaşmanın kapsamlı,
iddialı ve bağlayıcı olması gerekliliğini vurguladı.
Dr. Filiz Demirayak "Bu politik kararın ortaya çıkmasında Ban
Ki-Moon kilit öneme sahiptir. Toplantıya katılan liderler iklim krizine önem
verdiklerini açıkladılar, bu kapsamda Aralık ayındaki Kopenhag iklim zirvesine
kadar yapılması gereken birçok iş var. Bu dönemde verilen cesur sözlerin ilgili
bakanlar ve müzakereciler tarafından hayata geçirilip geçirilmeyeceğini takip
edeceğiz. Dünya’nın yirmi en büyük ekonomisinin devlet başkanları ve maliye
bakanları nezdinde bu hafta sonu Pittsburgh’da yapacağı toplantı, iklim krizinin
çözümünde gerekli finansmanı belirlemek için bir fırsattır. Kopenhag zirvesine
yalnızca 15 müzakere günü kaldığı göz önünde bulundurulursa devlet başkanlarının
müzakerelerin hızını ve kalitesini artırmaları gerekmektedir" dedi.
"Başbakan'ın mesajları önemli"
Başbakan Erdoğan’ın konuya ilişkin mesajını değerlendiren
Demirayak şunları ekledi: "Başbakanımız, küresel iklim değişikliği tehdidinin
küresel ve bölgesel işbirliği ile çözüme kavuşacağını belirtmiştir. Türkiye’nin
bu çözümün içerisinde yer alması, bu süreçte gelişmiş ülkelerden edineceği
teknoloji ve finansman desteği ile düşük karbon ekonomisine geçiş için gerekli
adımları ivedilikle atması gerekmektedir. WWF-Türkiye’ye göre bu süreçte
Türkiye’nin ve gelişmekte olan diğer ülkelerin 'ortak ancak farklılaştırılmış
sorumluluklar' ilkesinden hareketle emisyonlarını, 'hiçbir değişiklik
yapılmadığı durum'daki tahminlere göre, 2020 yılına kadar %30 azaltma taahüdü
vermesi gerekmektedir. Enerji yoğunluğu yüksek olan Türkiye’nin bu kapsamda
ormansızlaşmayı durdurması ve enerji verimliliği konusunda harekete geçmesi
elzemdir. Bunun yanı sıra gelişmiş ülkeler tarafından yaratılacak finansman ile,
Türkiye’nin ulusal uyum stratejisini tamamlayarak uygulamaya koyması
gerekmektedir. WWF-Türkiye olarak bu süreci yakından izliyor ve bu çalışmalara
destek veriyor olacağız."