Kopenhag’daki dünya iklim zirvesinin başarısızlığa
uğraması ve iklimin korunmasında öncülüğü üstlenen Avrupa’nın
genç sanayi ülkeleriyle ABD’yi ikna edememesi büyük hayal kırıklığına yol
açmıştı. Şimdi gözler yeni dünya iklim konferansının yapılacağı
Cancun’a çevrildi. Meksika’nın turistik kıyı kentinde yine iklim
konuşulacak. Hükümetler bağlayıcı iklim koruma kararları almakta
tereddüt ederken özel sektör harekete geçti bile.
Köln'deki Ecofys adlı danışmanlık şirketinin müdürü Niklas Höhne Cancun
zirvesinden büyük hamleler beklemiyor. Höhne, Kopenhag zirvesini başarısızlığa
uğratan problemlere çözüm bulunamadığını ve kalkınma halindeki ülkelerin ABD
tarafından saptanan iklim koruma tedbirlerini yeterli bulmadıklarını,
söylüyor.
Höhne Kopenhag zirvesini izleyen siyasi süreci hayal kırıcı buluyor. 2020
yılına kadar sera gazı emisyonunu yüzde 80’den yüzde 70’e indirmeyi
kararlaştıramayan Avrupa Birliği'nin iklim politikasındaki öncülüğünü tehlikeye
soktuğunu da sözlerine ekliyor.
Almanya öncülükte iddialı
Almanya atmosfere zarar veren gaz emisyonunu 2020 yılına kadar 1990 düzeyinin
yüzde 60’ına indirmek gibi azimli bir hedef koydu. Berlin hükümeti bu amaçla
nükleer enerji santrallerinin faaliyet süresini uzatıyor. Ancak uzmanlar uzatma
olmadan da iklim hedeflerine ulaşılabileceği görüşündeler. Tezleri özetle şöyle:
Nükleer santrallerin ömrünün uzatılması, elektriğin nispeten ucuza arz
edilmesini sağlar. Bu yararlı bir uygulama olmaz, çünkü enerji verimliliğini
arttırıcı girişimleri gereksiz kılar. Elektriğin ucuz olması aynı zamanda
yenilenebilir enerji ve ileri teknoloji yatırımlarını da engeller.
Çevreyi özel sektör kurtaracak
Hükümetler tereddüt eder ve geri adımlar atarken özel sektör iklim korumanın
muazzam bir pazar olabileceğini keşfetmiş. Ecofys’de özel şirketlere danışmanlık
yapan Catharina Beyer, kâr amaçlı özel şirketlerin bu potansiyeli mutlaka
değerlendirmek istediğini şu sözlerle anlatıyor: “Konunun gündemde tutulması
bile yeni pazarlar açılmasına yetiyor. Yeni ve yaratıcı fikirlerle bu pazarda
tutunmak mümkün. Yapıp satmak ve kâr etmek isteyen özel sektör iklim faktörünün
önemli bir kazanç kaynağı olabileceğinin farkında”.
Örneğin Siemens: Alman teknoloji tröstü geçen yıl çevre teknolojilerinin
yardımıyla kâr rekoru kırdı. Merkezi Münih’te bulunan Almanya’nın en büyük
sanayi tröstü satış hasılatının en az yarısını yeşil teknolojilerden elde etmeyi
planlıyor.
Atmosferi koru, imaj kazan
Hesaplılık da bir o kadar önemli. Enerjiyi daha etkili kullanıp sera gazı
emisyonunu düşüren işletmeler sadece iklimi korumakla kalmıyor ama aynı zamanda
giderlerini de düşürmüş oluyor.
Catharina Beyer özel sektöre iklim baskısının arttığını ve Doğal Hayatı
Koruma Vakfı’nın sera gazı emisyonunu azaltmayı taahhüt eden özel şirketlerle el
ele vererek iklimi koruma kampanyası başlattığını anlatıyor. Ecofys, kampanyaya
katılmak isteyen şirketlere nasıl katkıda bulunabilecekleri konusunda
danışmanlık yapıyor. Kampanya’ya katılanlar arasında Johnson&Johnson, IBM,
Nike, Sony, Nokia ve Volvo gibi dünyaca ünlü isimler de var. Emisyonu düşürme
yükümlülüğünü üstlenmek bu şirketlere imaj kazandırıyor. Siyasi danışman
Niklas Höhne iklim sürecinin küresel gündemde tutulmasının hükümetler üzerinde
de etkili olduğunu belirtiyor. Küresel iklim anlaşmasına varılmasının önemini
vurgulayan Höhne, “Kyoto protokolü siyasi manzara üzerinde son derece etkili
oldu. Kyoto protokolü olmasa, Avrupa Birliği emisyon ticaretini başlatamazdı”,
diyor.