Avrupa Çevre Ajansı'ın her 5 yılda bir yayımladığı
"Avrupa'da Çevre 2010 Durum ve Genel Görünüm" (SOER 2010)
raporunun dördüncüsünü dün açıkladı. Rapora göre 27 AB üyesi ülkenin 2009
yılındaki toplam sera gazı emisyonu 1990'da kaydedilen düzeyin yüzde 17 altında
gerçekleşti. Ancak taşımacılık sektörünün toplam emisyonu 1990-2008 arasında
yüzde 24 artış gösterdi. Rapor, doğal kaynakların ekolojik olarak sürdürülebilir
düzeyin çok üzerinde tüketildiğini de ortaya koydu.
Avrupa Çevre Ajansı (AÇA) Genel Müdürü Prof. Dr. Jacqueline
McGlade, dün The Marmara Oteli’nde düzenlenen basın toplantısında
SOER 2010 raporunu açıkladı. McGlade, Türkiye’nin bulunduğu
bölgeye, komşu ülkelere göre çok karmaşık sorunları olduğunu belirterek
“Türkiye’nin sera gazı emisyonları Avrupa ülkelerinden daha düşük. Ama emisyon
oranınız 1990-2007 arasında 170 milyon tondan 372 milyon tona çıktı. Geçmişten
kaynaklanan sorumluluğunuz yok ama gelecekte tarih size yardım etmeyecek” dedi.
Küresel iklim değişikliğinden Türkiye’de en çok tarım sektörünün etkileneceğini
vurgulayan McGlade, Türkiye’di 2100 yılında kış sıcaklığının 2-3 derece, yaz
sıcaklıklarının da 6 derece kadar artacağının tahmin edildiğini söyledi.
McGlade, “Türkiye’nin de sera gazı emisyonlarını indirmesi gerek” dedi.
Raporun “biyolojik çeşitlilik” bölümü hakkında bilgi veren
McGlade, Avrupa’nın yüzölçümünün yüzde 18’inin koruma altında olduğunu ancak
türlerin yüzde 31’inin koruma duruma hakkında bilgi bulunmadığını kaydetti.
Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin de değişeceğini vurgulayan McGlade,
“Türkiye’de bazı yeni türlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Kızıldeniz’den gelen
yeni türler var. Türkiye özel bir bölge. Avrupa’nın deneyimleyeceği bir çok
konuyu ilk deneyimleyen ülke olacaksınız” diye konuştu.
McGlade, her yıl 32 AÇA ülkesinde hava kalitesinin kötülüğü nedeniyle ortaya
çıkan sağlık sorunlarının toplam 5 milyon yıllık yaşam süresinin kaybedilmesine
yol açtığını belirtti. Ekosistemde her unsurun bir zincir gibi birbirine bağlı
olduğunu anlatan McGlade “Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olsaydım her
yola ve otoparka dikkat ederdim. Sel bastığında gelen o kadar su kütlesini
boşaltacak yeri nasıl bulacaksınız? Herşey birbirine bağlı” dedi.
Toplantıya katılan AKP Milletvekili TBMM Çevre Komisyonu Başkanı
Prof. Dr. Mustafa Öztürk de konuşmasında Türkiye’nin artan sera
gazı emisyonları konusunda çevrecileri suçladı. Öztürk “Yarım hoca dinden
çıkarır misali çevreciler de konuyu yanlış anlıyor. Emisyonlan anormal arttı
diyorlar. Ama biz AB ortalamasının yarı yarıya altındayız. Avrupa salıma devam
ediyor. Bize de şunları neden kuruyorsun diye soruyorlar. Termik santrali
kapatmakla da emisyon azalmaz mümkün değil. Kara taşımacılığını enerji yoğunluğu
az olan bir yapıya kavuşturulması gerek asıl” dedi.