Türkiye'nin birçok bölgesinde gölller, akarsular kuruken, İkizdere gürül gürül akıyor. Bu durum enerji ihtiyacı için santral yapmak isteyenlerin iştahını kabartıyor. Halen 3 santral bulunan Rize'nin İkizdere vadisine 17 santral daha yapılacak. Ancak İkizdereliler santraller yüzünden vadinin cansuyunun kesilmesinden endişe ediyor ve hidroelektrik santral (HES) projelerine karşı çıkıyor.
İkizdere santraline giden suyun başında ağustos sonunda bile saniyede 150 litrelik bir debi var. Santralden arta kalan, daha doğrusu kaçan suyun debisini ise ölçmeye dahi gerek yok; ancak deredeki taşları ıslatıyor çünkü. İşte bu büyük fark İkizderelilerin uykusunu kaçırıyor. Çünkü vadide halen 3 santral var. Sayı kısa sürede 17'ye çıkacak ve can suyu kalmayacak.
İkizdere Derneği Yönetim Kurulu üyesi İlyas Ekşi de bu endişeyi taşıyanlardan: "Devlet kendi santralinden su bırakmıyor. Özel sektör hiç bırakmaz. Bu vadiyi kuruturlar. Gelsin bizden görüş alsınlar, üniversitelerden görüş alsınlar. Sadece santral yapacakları dinlemesinler."
İkizdereliler özellikle can suyuna ilişkin endişelerini bölgeyi gezen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a iletti. İkizdereliler santrale değil, bazı projelere karşı olduklarını da anlattılar hemşehrilerine. 3 kişilik heyette, 14 yıl İkizdere santralinin müdürlüğünü yapan Belediye Başkanı Hasan Kösoğlu vardı. Kösoğlu, "2-3 megavatlık santral projeleri var. Bunlara karşıyız. Bunların yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz. Başbakan'a da söyledik. Başbakan 'hiç endişe etmeyin, bakanlığa talimat veriyorum. Ekip kurup inceleyecekler. Gerekirse porjeler değişir' dedi" diye konuştu.
Ancak Başbakan'ın kamoyuna yansıyan bu sözleri İkizderelileri yeniden endişelendirdi. Erdoğan, santrallere karşı çıkan çevrecilere kızmış, "Bunlar hep karşı çıkar. Ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim" demişti. İkizdereliler, hemşehrilerinin sözünün arkasında durmasını bekliyor, istiyor. Kösoğlu da, "Başbakan'ın sözüne güveniyoruz. Arkasında duracağını düşünüyoruz" diyor.
İkizdere'ye ilk santral 60'lı yıllarda kuruldu. Önceleri Rize'yi besleyen
santral, şimdi tüm ülke ihtiyacının binde 4'ünü üretiyor. Santral ihalelerine
giren firmalar vadiden ucuza ürettikleri enerjiyi ülkenin başka yerlerindeki
sanayi tesisleri için harcamayı planlıyor. Yani hem devlete elektrik satılacak,
hem de çok daha ucuza elektrik alabilecekler.
İkizdereliler de
santral yapacakların karları kadar vadiyi de düşünmesini istiyor. Kösoğlu, "1
koyup 100 almasındar. Vadiyi de düşünsünler. Yatırdıkları parayı 9 senede değil,
11-12 senede geri alsınlar. Hem enerji üretilsin hem de vadi kurtulsun"
diyor.
CHP Milletvekilleri HES projelerini inceledi
CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, yapılan hidroelektrik santrallerinin kısmi, pilot santraller olarak planlanması gerektiğini söyledi. CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan ve beraberindeki CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok ile Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu Rize'de yapılmakta olan HES'lerde incelemelerde bulundu.
Seyhan, İkizdere Vadisi'nde yapılmakta olan HES'lerde incelemelerde bulunduktan sonra yaptığı açıklamada, bölgeye bütüncül olarak bakmayı amaçladıklarını belirterek, "Burada bölgenin ihtiyaçlarını ve yapısını inceleyeceğiz. Bölgenin HES'lere uygun olup olmadığını, HES'lerin gerekli kriterler içinde yapılıp yapılmadığını, elektrik üretimi sonrasında bölge halkının karşılaşacağı sorunları araştıracağız" dedi.
HES'lerin son dönemde çığ gibi büyüdüğünü ifade eden Seyhan, "Dünyanın her yerinde HES yapılır. Ama bunlar peyderpey yapılır. Ülke genelinde 30-40 santral planlanır, her bölgeye de 1-2 tane yapılır. Derelerdeki yaşamın devam etmesi, köylülerin yaşamını devam ettirecek şekilde can suyu bırakılır. Bizim ülkemizde ise bu konuda temel yanlışlar yapılıyor" diye konuştu.
Seyhan, Türkiye'de en kötü gelişmenin HES'lerin denetiminin yapılacağı baraj güvenliği yönetmeliğinin çıkarılmaması olduğunu savundu.
Seyhan, "Maalesef DSİ, Çevre ve Orman Bakanlığı'na alındıktan sonra baraj güvenliği hiçe sayıldı. Denetimin sahibi yoktur. Şu anda bizim endişemiz Türkiye'nin gecekondu barajlar çöplüğüne dönüşmesidir. Küresel ısınmadan dolayı dünyanın her yerinde su miktarı azalıyor" dedi.
"Yaptığımız ilk incelemelerde bırakılan can suyunun yatırım yapan kuruluşların insafına bırakıldığını gördük" diyen Seyhan, "Kamu, can suyu miktarını pazarlığa açmıştır. Yarın üretim düştüğünde can suyunun bırakılıp bırakılmayacağı ciddi endişeye neden olmaktadır. Şu anda bırakılan can suyunu gördük. Derelerde kenar yatakları kurudu. Bitki örtüsü, köylüler bundan etkilenecek. Çok sık erozyon tehdidi olan köylerin altında bile tüneller yapılmakta. Bazı yerlerde bırakılan can suyunun derinliği 5 santimetre bile yok. Bu tablo büyük bir sorumsuzluk, duyarsızlık ve denetimsizlik olduğunu göstermektedir" diye konuştu.
Seyhan, yenilenebilir enerji kaynaklarına karşı olmadıklarını, yenilenebilir enerji kaynağının dünyanın vazgeçilmezi olduğunu vurgulayarak, "Ancak temiz bir çevre isterken mevcut çevreyi de tahrip edecek bir anlayışı gündeme getiren kontrolsüz yapılanmanın Türkiye'yi felaketi sürükleyeceğini görüyoruz. Bu nedenle bu santraller kısmi, pilot santraller olarak planlanmalı. Mevcut santrallerin etkileri görülmeden, analizi yapılmadan yeni santral kurulmasına izin verilmemelidir" ifadesini kullandı.
Seyhan, bugün ve yarın Rize'de incelemelerde bulunduktan sonra Artvin'de yapılmakta olan HES'lerde de inceleme yapacaklarını kaydetti.