Hükümet, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu’nun sürpriz bir kararla Rize’nin İkizdere
Vadisi’ni doğal sit alanı ilan etmesine yasa tasarısıyla rest çekti.
TBMM’ye sunulan “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu
Tasarısı”yla mevcut doğal sit ilan edilmiş alanların statüsü sona
erdirilecek. Doğal sit ilan etme yetkisi Çevre ve Orman
Bakanlığı’na devredilecek. Böylece, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın “önümüzü kesiyorlar” dediği İkizdere Vadisi’nin doğal sit
ilanı kararının iptal edilmesi ve 22 HES barajının yapılması yolu açılacak.
Çevre örgütleri isyan ettikleri düzenleme için “Anadolu’nun ölüm fermanı”
nitelendirmesinde bulundu.
Mevcut
sitler
Bakanlar Kurulu’nda onaylanan “Tabiatı ve Biyolojik
Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı” TBMM’ye sunuldu. Tasarıya eklenen geçici
maddelerle doğal sit alanı ilan yetkisinde radikal değişiklikler yapıldı.
Tasarıya göre, mevcut doğal sit ilan edilmiş alanların statüsü sona erdirilecek.
Sona erdirme kararını Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı’nın başkanlık edeceği
“Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Kurulu” verecek.
Çevre Bakanlığı
Müsteşarı’nın başkanlık edeceği 20 kişilik Kurul’da sadece 4 akademisyen ve
bakanlıkça belirlenecek 2 sivil toplum kuruluşu temsilcisi bulunacak. Kurulun
geri kalan üyeleri bürokratlardan oluşacak. Bakanlık müsteşarı ya da yardımcısı
başkanlığında, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü, Çevre Yönetimi Genel
Müdürü, Ağaçlandırma Genel Müdürü, Orman Genel Müdürü, Özel Çevre Koruma Kurumu
Başkanı, DSİ Genel Müdürü, Tarım Koruma Kontrol Genel Müdürü, Tarım
Araştırmaları Genel Müdürü, Tarımsal Üretim Genel Müdürü, Kültür ve Turizm
Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü, Enerji Bakanlığı Maden
İşleri Genel Müdürü, Enerji İşleri Genel Müdürü, Bayındır Bakanlığı Teknik
Araştırma Genel Müdürü veya yardımcıları kurul üyesi olarak görev
yapacak.
Kurul, sulak alanlar,
özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları,
tabiatı koruma alanları, yaban hayatı koruma ve yaban hayatı geliştirme
sahaları, orman rejimine tabi alanlar dışında kalan alanlardaki tescili yapılmış
doğal sit ve tabiat varlıklarını değerlendirmeye alacak.
Kurul, mevcut
doğal sit alanlarından koruma özelliği taşımadığına karar verdiklerinin
statülerini sona erdirecek. Böylece Kurul bir süre önce doğal sit ilan edilen ve
Başbakan’ın büyük tepkisi çeken İkizdere Vadisi için de yeniden karar verme
yetkisine sahip olacak. Kurul, İkizdere’nin doğal sit alanı ilan kararının
yanlış olduğuna karar vermesi halinde bölgede 22 HES barajının yapılmasının yolu
açılmış olacak.
Tasarıya göre sadece UNESCO Kültürel Miras Listesinde
yer alan sitlerin idaresi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait olacak. Tasarı’nın
ilgili madde gerekçesinde bu uygulama için “kanun yürürlüğe girdiğinde, önce
ilgili kanunlarla koruma altına alınmış ve koruma stütüsü almış alanların
yeniden değerlendirilmesi uygun olacaktır” denildi.
Doğal sit alanı
yetkisiyle yetinmeyen Çevre ve Orman Bakanlığı, tasarıyla, Turizm Teşvik
Kanunu’na göre kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ve turizm merkezi
olarak ilan edilecek yerler için Çevre ve Orman Bakanlığı’nın uygun görüşünü
alma şartı getirdi. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın koruma kararı ile Kültür
Bakanlığı’nın turizm koruma gelişim ve turizm merkezi ilan kararlarının
çakışması halinde, Çevre ve Orman Bakanlığı’nın dediği olacak.
Kurullarda STK ağırlığı
Tasarıyla
ayrıca bitki-hayvan tür ve habitat alanlarının korunmasına ilişkin şu radikal
değişiklikler öngörüldü:
- Tabii bitki ve hayvan türleri ve
bunların belli popülasyonlarının yaşam ortamlarında güvenliğini sağlamak ve
karşılıklı ekolojik etkileşimlerini iyileştirmek amacıyla “tabiatı koruma ağı”
kurulacak. Korunan doğal alanlar arasında “tabii bağlantı koridorları”
oluşturalacak. - Bitki ve hayvanların yaşam ortamlarının korunması
anlayışını yerelleştirmek amacıyla, valilik bünyesinde “mahalli biyolojik
çeşitlilik kurulları” oluşturulacak. Kurullarda sivil toplum kuruluşları
ağırlıkla görev alacak. - Çevre ve Orman Bakanlığı’nın tabiatı koruma
politikasını oluşturmak, bilimsel çalışmaları belirlemek, yönlendirmek ve
izlemek amacıyla danışma organı niteliğinde “Tabiatı Koruma Bilim Heyeti”
oluşturulacak. - Koruma alanları içinde kalan özel şahsa ait
mülkiyetler kamulaştırılacak veya takas yapılacak. - Koruma alanlarının
kontrolü ve korunması için “özel güvenlik görevlileri” tutulacak. -
Doğal alanlara gelen ziyaretçilerin doğru bilgilendirilmesi amacıyla, korunan
alan sınırına en yakın yaşayan çevre insanları “alan kılavuzu” olarak eğitilip
görevlendirilecek.
Tasarı geçerse yargıya
taşıyacağız
Çevre Mühendisleri Odaları Genel Başkanı
Murat Taşdemir, Milliyet’e, düzenlemeyi TBMM’de yasalaşması
halinde yargıya götüreceklerini söyledi. Taşdemir şunları kaydetti: “Elektrik
santrallarını kurmak için ne gerekiyorsa yapacaklar. Girişimlerini yasayla
legalleştirmek istiyorlar. Altına imza attıkları uluslararası sözleşmeleri
gözardı ediyorlar. Bu düzenleme açıkça İkizdere kararına tepki olarak yapılmış.
Anlamsız hidro güç politikası var. Doğal sit prosedürünü kaldırmak için
ellerinden geleni yapacaklar. Doğal sit kararı bürokratların hâkim olduğu ve
içine bir iki STK yedirilmiş kurulla olacak iş değil. Karşı duracağız. Tasarı
geçerse yargıya taşıyacağız. uluslararası bilimsel platformları harekete
geçireceğiz, destek arayışında olacağız.”
‘AB müzakerelerini
bile durdurabilir’
Doğa Derneği Başkanı Güven
Eken ise tasarıyı “Anadolu’nun ölüm fermanı” olarak nitelendirirken
şunları söyledi: “Bu tasarı Anadolu’nun ölüm fermanı, bundan sonra bir şey
kalmıyor. Tabiatı koruma adına yapılan ancak tabiatı katletme kanunu olan
düzenleme Meclis’ten geçerse Anadolu’da bir tek sit alanı kalmaz. Son dört
yıldır eşi benzeri görülmemiş bir doğa katliamı yapılıyor. Bu kanun çıkarsa son
noktaya gelinecek. Türkiye’de doğadan eser kalmayacak. Anadolu’yu kurtarma
seferberliği başlatmamız lazım. Doğa için kurtuluş savaşı başlatılmalı. Doğanın
gördüğü en karanlık kanun tasarısı. Bu noktada bütün dünyayı bu karanlık tablo
konusunda bilgilendirip, yargının bize verdiği engelleme imkânlarını
kullanacağız. Bu tasarı Türkiye’nin imzaladığı hiçbir uluslararası anlaşmaya
uymuyor. Dünya doğayı korumak için harekete geçerken Türkiye geriye giden
düzenleme yapıyor. Bu tasarı AB müzakerelerini durdurabilecek nitelikte. Eğer
geçerse Kültür ve Tabiat varlıklarını korumakla ilgili hukuk külliyatını çöpe
atarak doğayı yağmalayan korkunç bir yasal düzenleme. Türkiye’nin başına dert
olur.”
‘Devlette devamlılık prensibini
kaldırır’
TEMA Vakfı Hukuk Danışmanı Ömer Aykul
bütün doğal sit kararlarının yenibaştan ele alınmasının tehlikeli sonuçlar
doğuracağını belirterek şunları kaydetti: “Bugüne kadar alınmış kararlar var. Bu
kararların bir bölümü uluslararası sözleşmelere bağlı olduğu için dünyaya,
Avrupa’ya verilmiş sözler olduğu için dokunmayacaksınız. Ama dönüp sadece ulusal
kurullarımızca alınmış kararları tekrar bütünüyle Türkiye çapında
sonlandıracaksınız. En son verilen İkizdere kurul kararı da dahil olmak üzere
kendinize göre oluşturacağınız kurullarla bu kararlarının tamamını yeniden
gözden geçireceksiniz, keyfinize göre yeniden düzenleyeceksiniz. Kısıtlı
sayıdaki doğal varlık dışında Türkiye’nin büyük alandaki doğal sitleri yeniden
belirlenecek. Bu düzenleme, Türkiye’de açılan sayısız davanın yanında yine
sayısız davalar açılmasına yol açar. Bundan sonra olacak olan şu; yargı karar
verinceye kadar birilerine bir takım sit’ler verilecek, barajlar yapılacak. Bu
HES’ler olur, maden arama faaliyetleri olur. Ortada mahkeme ve kurul kararları
var. Tasarı devlette devamlılık prensibini ortadan kaldırıyor. Her gelen kendi
oluşturacağı kurullara göre geçmişte aldığı kararları yok sayamaz. Bu devlette
devamlılık anlayışına
uymaz.”
İkizdere’deki 22 HES’in
enerjisi üretilen toplam elektriğin binde 2’si
Türkiye’de 2010
yılında kurulu elektrik enerjisi 46 bin 600 megavat (MW). Bunun 32 bin 800 MW’ı
termik santrallardan geliyor. Termik santralda; doğalgaz, kömür türü yakıtlar
kullanılıyor. Ülkede 13 bin 230 MW elektrik ise hidroelektrik santrallarından
geliyor. Hidroelektrik; su gücüyle üretim demek. Yenilenebilir enerji sınıfına
giren bu modelde Ak Parti hükümeti daha çok üretim yapmak istiyor.
Ancak
geçtiğimiz günlerde Rize İkizdere için yargı, bölgeyi sit alanı ilan ederek 22
HES projesinin iptaline neden oldu. Hükümetin Enerji Bakanı Taner Yıldız bu
iptal üzerine şöyle konuştu: “Buradan üretemediğimiz elektriği -ki bu yaklaşık
500 milyon metreküp civarında-, 5 ayrı ülkeden doğalgaz alarak
karşılayacağız.”
Türkiye’nin geçen yıl tükettiği doğalgaz miktarı 35
milyar metreküp. Bakanın söylediği rakam tüketimin yüzde 1.4’üne denk geliyor.
Enerji bürokratlarının verdiği bilgiye göre İkizdere’deki iptal edilen
santrallar eğer gerçekleşmiş olsaydı bu üretilen toplam elektriğin binde 2’sini
karşılayacaktı. Bu da yaklaşık 100 MW’lık bir enerjiye denk geliyor. Bakanın bu
konuşmayı yaptığı Bandırma’daki Sabancı Grubu’nun doğalgaz kombine çevrim
santralının yıllık üretimi 930 MW. Yani İkizdere’nin 9 katı...