Sözcü’nün haberine göre; şirketin sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada, “20. yüzyılın en büyük girişimcilerinden” olarak nitelenen Ingvar Kamprad’ın Smaland bölgesinde bulunan evinde hayatını kaybettiği duyuruldu.
IKEA mağazasını 1943 yılında açan Kampard, 2017 yılının ilk çeyreği sonu itibariyle Bloomberg Billionaires Index hesaplamasında 41,6 milyar dolar servetiyle dünyanın en zengin 13. kişisiydi. 30 Mart 1926’da güney İsveç’te doğan Ingvar Kamprad, çocukluğunu Agunnardy kasabası yakınlarındaki Elmtardy adlı çiftlikte geçirdi. Beş yaşındayken komşularla kibrit satmaya başladı ve kısa süre içinde tohum, Noel ağacı süsü, kalem ve tükenmez kalem içeren envanterini çeşitlendirdi.
IKEA nasıl kuruldu?
1943 yılında babasının ona verdiği hediyeyi kullanarak IKEA'yı kurdu ve bu isim altında satış yapmaya başladı. IKEA kısaltması adı ve soyadının baş harfleri (I.K.) ile büyüdüğü köy ve çiftlik adlarının baş harflerinden oluşur (Elmtaryd (E) ve Agunnaryd (A). IKEA markası altında kalem, cüzdan, resim çerçeveleri, saatler ve naylon çoraplar sattı ve bu satışları uygun fiyatlarda tuttu.
İki yıl sonra mobilya satışına da başlayan Kamprad, olumlu tepkiler aldı ve çizgisini genişletmiş oldu, bunu takibeden yıllarda mobilyalar için Almhult'da bir mağaza açtı, ve 1950'lerin başında tamamen ev mobilyalarına odaklandı. Mağazanın açılması IKEA'nın dönüm noktası oldu çünkü ilk defa insanlar, mobilyaları sipariş etmeden önce onları görüp dokunabilme fırsatı elde ediyorlardı. Böylece kaliteyi düşürme riskine rağmen rakiplerle girilen fiyat savaşlarında, fonksiyonlu, kaliteli mobilyaları ve uygun fiyat politikasıyla ön plana çıktı. Rakiplerden gelen baskılarla ve tedarikçilerin boykotları sonrasında 1955 yılında IKEA kendi mobilyalarını dizayn etmeye başladı.
Okuma güçlüğü çeken Kamprad, 1976'dan itibaren İsviçre'de Epalinges'de yaşamaya başladı. Yerel bir televizyonda yer alan röportajına göre Ingvar, on beş yıllık bir araba kullanıyor, sadece ekonomi sınıfında uçuyor ve IKEA'daki çalışanlarına her zaman kağıdın her iki tarafını da kullanmalarını öğütlüyordu.