II. İstanbul Karbon Zirvesi Başladı



Çevre ve Şehircilik, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi bakanlıkların yanısıra çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunun desteğiyle Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) ve Enerji Verimliliği Derneği (ENVER) tarafından düzenlenen II. İstanbul Karbon Zirvesi başladı. Enerji ve iklim değişikliği alanında ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmış olan üst düzey devlet yetkilileri, akademisyenler ve özel sektör temsilcilerini aynı çatı altında buluşturan zirvenin açılış konuşmasını Zirve Başkanı Prof. Dr. Etem Karakaya gerçekleştirdi.

Zirvenin ana temasının, son yıllarda büyük önem arz eden iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonları ve bunların azaltılması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karakaya, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda emisyon ticareti, karbon piyasaları, karbon yönetimi, temiz enerji teknolojileri ve uluslararası müzakereleri tartışacak bir platform oluşturmak zirvemizin başlıca amaçlarındandır. Bilim insanları, yerküredeki ısınmanın uluslararası camia tarafından 2 derece ile sınırlandırılamadığı takdirde dünya üzerinde çok ciddi felaketlere yol açabileceği uyarısında bulunuyorlar. Bizler, bu sıkıntıya çözümün neler olabileceği konusunu tartışmak için bir araya geldik".

Prof. Dr. Etem Karakaya: Herkes elini taşın altına koymalı

Sera gazı emisyonu azaltmada sadece gelişmiş ülkelerin değil gelişmekte olan ülkelerin de ciddi sorumluluk sahibi olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Karakaya, "Ortada, herkesin taşın altına elini koyması gerektiği gibi bir gerçek var. Dünya tarihinde, iklim değişikliğini önleme bağlamında uluslararası müzakerelerin bu yıl çok önemli bir dönüm noktasına geldiğini söyleyebiliriz. Paris İklim Zirvesi’nde bir anlaşmaya varılacağı konusunda umutların arttığı bir dönemdeyiz. Burada, Paris Zirvesi’nin de detaylı bir değerlendirmesini yapacağız. Ülkeler bağlamında hangi ülkelerin ne kadar azaltım yapabileceği, bir uzlaşma noktasına gelindiğinde gelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan ülkelerin neler yapabileceği konusunu tartışacağız. Daha sonra, çözüm anlamında temiz enerjiye geçiş noktasında alanında uzman uluslararası düzeyde akademisyenler, iş dünyası temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarından konuşmacılarla neler yapılabileceği konusunu tartışacağız" dedi.

Prof. Dr. Etem Karakaya ayrıca, bu yılki zirvede Türkiye'de ilk kez 'Düşük Karbon Kahraman Ödülleri'nin de verileceğini söyleyerek, II. İstanbul Karbon Zirvesi'nin başarıyla tamamlanması temennisinde bulundu.

Dirk Forrister: İstanbul bir kesişme noktası

Uluslararası Emisyon Ticareti Derneği (IETA) Başkanı Dirk Forrister da İstanbul'da düzenlenen zirvenin çok farklı kesimleri bir araya getiren önemli zirve olduğunun altını çizerek, IETA olarak dünya genelinde 130 kurumu bünyelerinde barındırdıklarını söyledi. Kaynakları doğru kullanma ve etkin çözümler konusunda tecrübeli bir dernek olduklarına işaret eden Forrister, "Sadece bunlar yeterli değil. Doğru kural ve doğru politikalara da ihtiyacımız var" dedi.

"Emisyon oranlarını iyi ayarlamalı, emisyon bütçemizi çok iyi kullanmalıyız"  diyen Forrister, "Paris Zirvesi öncesi çok iyi bir hava var. Ben, İstanbul'u Paris İklim Zirvesi öncesinde karbon emisyonu konusunda daha iyiye gitmek isteyen herkesin yollarının kesiştiği bir nokta olarak görüyorum. Umarım İstanbul, kentin simgesi olan köprü gibi Paris'e ve diğer zirvelere köprü olur. Şu an temel yaklaşım; daha az enerji üretimi ve daha çok üretim. Bunun için de hem BM düzeyinde hem uluslararası ölçekte hem de ulusal ve ulus altı düzeyde bilinç ve teşvik gerekli" şeklinde konuştu.

Sebahattin Dökmeci: Yeni anlaşmanın en önemli unsuru finansman

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Sebahattin Dökmeci ise Türkiye'nin iklim değişikliği müzakerelerinde temel istikametinin gelişmiş ülkelerin liderlik rolü üstlenmesi ve iklim değişikliğine sebep olmayan, sonuçlarından etkilenen ülkelere finansman sağlanması olduğunu belirtti. "Bu anlamda, yeni anlaşmanın en önemli unsurlarından biri finansmandır" diyen Dökmeci, "Gelişmiş ülkelerin azaltım ve uyum alanlarında, gelişmekte olan ülkelere finansman sağlamaları büyük önem arz etmektedir" dedi.

İklim değişikliği ile mücadele kapsamında Türkiye'nin iklim değişikliği strateji belgesini ve iklim değişikliği eylem planını hazırladığına ve ilgili faaliyetlerin yürütüldüğüne işaret eden Dökmeci, şöyle devam etti:

"Bu çerçevede, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir iktisadi araç olan karbon piyasaları ile ilgili ülkemizdeki çalışmalarda ivme yakalanmıştır. Gönüllü karbon piyasasında, hidroelektrik, rüzgâr ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji alanında 300’ün üzerinde proje geliştirilmiş, Bakanlığımızca bu projelerin kayıt altına alınmasına ilişkin karbon sicili oluşturulmuştur. Projelerden sağlanan karbondioksit azaltımı yılda 20 milyon ton civarındadır. Gönüllü Karbon Piyasasını hal-i hazırda etkili biçimde kullanmakta olan Türkiye için bu deneyim ileri dönemde karbon piyasalarına katılım açısından da bir fırsat sunmaktadır".

Yeşim Beyla: Temel amacımız farkındalık yaratmak

Açılış programında söz alan bir diğer isim olan Enerji Verimliği Derneği (ENVER) Genel Sekreteri Yeşim Beyla ise enerjinin etkin ve verimli kullanılabilmesi için farkındalık yaratmanın temel hedefleri olduğunu kaydederek, "Ayrıca bilimsel ve teknik araştırmalar yapıyor, araştırmalarımızın sonuçlarını ilgili bakanlıklar ve vatandaşlarımızla paylaşıyoruz. Büyüyen ekonomiye sahip bir ülke olarak iklim değişikliği ile mücadelede alacağımız dersler olduğunun farkındayız. Ülke olarak kendimize uygun ve sürdürülebilir politikalar üretmeli ve bunun uygulanmasını sağlamalıyız" şeklinde konuştu. ENVER olarak 'enerji takımı' kurduklarını da ifade eden Beyla, bu sayede ev içi tüketimden sanayiye ulaşımdan çocuklara varana kadar 7'den 70'e her kesime ulaştıklarını ve kurdukları takımın aktif bir üyeli olmaları adına çalıştıklarını anlattı.