İhale Kurumunu AB 'ye Rağmen Politikacılar Geri Aldı



Bağımsız bir ihale kurumu oluşumu bir hayli sıkıntılı oldu. Özellikle iktidardaki politikacılar ve ilgili bürokratlar çok direndi ama AB'ye uyumun önemli bir şartı olarak, sonunda Kamu İhale Kurumu oluşturuldu.
 Amaç belliydi; ihaleler konusunda adil, çerçevesi belli, rasyonel bir sistem oluşturmak, günden güne, iktidardan iktidara değişen, farklı ihale uygulamalarını disipline etmek. Böylece politikacı-bürokrat-işadamı üçgeninde kayırmacılığın, yolsuzluğun usulsüzlüğün de önüne geçilecekti. Yani iktidar partileri değişik menfaatler karşılığı işi istediklerine veremeyeceklerdi.

Böyle bir sistem, yerli-yabancı ayrımı yapılmayacağı için, onca masraf yapıp da ayak oyunlarıyla ihaleden artık dışlanamayacakları için, yabancıların da işine geliyordu. Bence bağımsız ihale kurumunun oluşum sadece yolsuzluğu önleme açısından değil, kurallı çağdaş bir piyasa sisteminin oluşturulması açısından da önemli bir reformdu. Çünkü aniden, siyasi kaygılarla gündeme getirilen, yani mali disiplini bozan kamu yatırımları da artık yapılamayacaktı.

Ancak AKP Hükümeti göreve geldiğinden bu yana bağımsız bir İhale Kurumu'nu içine sindiremedi, sürekli olarak ihalelerde tüm inisiyatifi eline almak istedi. Duble yolları yapamıyoruz dedi yasa değiştirdi, tüm alanlarda bu mevzuat uygulanmıyor iş yapamıyoruz dedi yasa değiştirdi, şu işi muaf tutayım dedi yasa değiştirdi, yani sürekli geri adım attı. Son olarak geçtiğimiz Ocak ayında, Kamu İhale Kurumu'nun inceleme yetkisini sınırlayan ve şikayet mekanizmalarını zorlaştıran bir değişiklik yürürlüğe girdi. AKP Hükümeti bununla da yetinmedi, "torba yasa" içinde Kurumun bağımsızlığını neredeyse tümüyle bitiren, Maliye'ye bağlı bir kurum haline getiren bir yasa maddesini de kabul etti. Böylece AKP Hükümeti toplam 12 yasa değişikliği yapmış oldu.
    
AB'nin yüzlerce sayfa itirazı var ama

AKP hükümetinin bu tavrı, "AB'ye uyum konusunda iyi niyetli olmadığı"nın bence çok açık göstergesi. Çünkü AB için bağımsız bir ihale kurumu çok önemli. Bu nedenle, yıllar içinde yapılan düzenlemelere yani mevzuatın içinin boşaltılmasına ve bağımsızlığın adım adım azaltılmasına AB organları sürekli olarak karşı çıktılar.

AB Genel Sekreterliğinde, sırf bu konuda yüzlerce sayfa itiraz ve uyarı raporlarının bulunduğunu biliyoruz. Hükümet buna rağmen, demek ki çok önem veriyor ki; ihale mevzuatı ve uygulamasının yeniden politikacıların eline geçirmesini öngören düzenlemeleri kararlı biçimde çıkarmaya devam etti.

İhale Kurumu yeniden bir bakanlığa, yani siyasi otoriteye bağlı olunca ne olacak derseniz; açık… Hükümet istediği şirket ve kişilere istediği kamu işlerini verebilecek, istediği işi istediği zamanda gündeme getirip Hazine'nin paralarını buraya harcayabilecek, Aynen eskiden olduğu gibi, şimdi politikacı-bürokrat-işadamı üçgeni yeniden daha rahat kurulup, işler böyle yürütülecek…

İhale uygulamasını politikacıların eline geri vermek hayati bir geri adımdır.