“Eko-turizm” merkezi olarak kabul edilen İğneada beldesi Limanköy’e,
Vize’deki çimento fabrikasının ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan ‘yük
depolama ve tahliye limanı’ inşaatı hukuka uygun bulunmadı. S. S. Limanköy
Su Ürünleri Kooperatifi üyeleri, İğneada’yı yok edecek karara karşı yürüttükleri
hukuk mücadelesini kazandılar.
Kırklareli İğneada Beldesi Limanköy balıkçı barınağında deniz dolgusuyla
birlikte yapılacak “depolama alanı ve iskele”, Vize’deki fabrikanın hammadde ve
yakıt için kullanacağı kömürü boşaltmak ya da imal ettiği çimentoyu ihraç etmek
için kullanılacaktı. Proje gerçekleşseydi, turizm beldesinin ekolojik
dengesi bozulacak, İğneada, yılda 60 bin kamyonla, çimento ve kömür tozunun
taşındığı bir sanayi bölgesine dönüşecekti.
'ÇED raporu bilimsel değil'
S. S. Limanköy Su Ürünleri Kooperatifi ve üyeleri İbrahim Metin ve Coşkun
Direk, avukatları Ergin Cinmen aracılığıyla Edirne İdare Mahkemesi’ne başvurup,
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın projeye ilişkin Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED)
Olumlu Kararı’nın iptalini istedi. Mahkemeye ulaşan bilirkişi raporunda, İğneada
Koyu’nda korunması gereken türlerin başında gelen “Deniz Çayırları”nın, birçok
balık türünün yumurtlama ve beslenme alanını oluşturduğuna dikkat çekildi. ÇED
raporunda deniz yaşamına, dolgu ve inşaatın çevreye etkisine değinilmediği
belirtilerek, gemi trafiği nedeniyle oluşacak petrol atıklarının denizi
kirleteceği, balıkçılığın olumuz etkileneceği vurgulandı. ÇED raporunun
bilimsellikten uzak, balıkçı halkı mağdur edecek nitelik taşıdığı
kaydedildi.
'Çevre ve çevreciden yana karar'
İnşaat sırasında ve sonrasına doğabilecek sorunlara bilimsellikten uzak
temenni içeren çözümlerin öngörüldüğü kaydeden mahkeme, ÇED raporunun
onaylanmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanlığı’nın kararında hukuka uyarlık
bulunmadığını kaydederek, işlemin iptaline karar verdi. Bu karar yılda 120 bin
kamyonun çimento ve kömür tozu taşıyacağı, en az 175 adet 3 bin -5 bin tonluk
geminin giriş çıkış yapacağı bir sanayi bölgesi ve limanına dönüşmesi
engellenmiş oldu.