İDO Vapuru Yandan Çarklı Fatih Vapuru Çok Farklı



Deniz, İstanbullular için yakın zamana kadar sadece seyre dalınan bir güzellikten ibaret oldu nedense. Birçok İstanbullu otobüs ya da araçlarıyla trafik sıkışıklığına katlanarak belki de köprünün üzerinden altlarında akan o muhteşem güzelliği fark etmeden yolculuk ediyorlar. Ama vapurlarla yolculuk etmeyi alışkanlık haline getiren, çayını yudumlayarak, muhabbetini yaparak, kitap ya da gazetesini okuyarak deniz üzerinde yolculuk yapanlara sözümüz yok. Hatta onlara müjdeli bir haberimiz daha var: Şehir Hatları'nda hizmet vermeye başlayan yeni Fatih vapuru, klasik ve modern çizgisiyle deniz yolculuğu konforunuzu artırıyor. Çünkü bu vapur, bizim oylarımızla belirlenen ve tamamı Türk mühendislerince yapılan modern bir vapur. İnsan vapurun içine adım atınca 'vapur' diyesi gelmiyor adeta. Lüks bir otel lobisini andırıyor. Çok geniş panoramik camlar, mükemmel bir havalandırma düzeneği, kusursuz ışıklandırma, ahşabın öne çıktığı bir dekor ve şık ışıklandırması ile insanı denize çağırıyor.

Biz de bu çağrıya uyarak Fatih vapuruna, İstanbul Deniz Otobüsleri AŞ (İDO) Genel Müdürü Ahmet Paksoy ile Kabataş'tan Kadıköy'e yolcularıyla birlikte binerek bir gezinti yaptık. Yolcuların vapura ilk bindiklerindeki şaşkınlığını, merakla etrafı incelemelerini, yüzlerindeki gülümseyişi görünce kendi oylarıyla belirledikleri gemiyi nasıl sahiplendiklerini fark ettik. Yolcular arasında 'Gemimizi nasıl buldunuz?' diye heyecanla dolaşan ve onlarla yolculuk boyunca samimi bir sohbet yapan İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy'un mutluluğu, aldığı her cevapla yeniden katlanıyor. Ama herkesin ortak endişesi şu: 'Vapurumuzun bu güzelliği korunacak mı, zarar verenler nasıl engellenecek?' Ahmet Bey, bu noktaya dikkat çekerek, "Vapura ilk bindiğimde yaşlı bir hanım bana geldi ve, 'Güvenliklerin sayısını artırın. Vapur çok güzel olmuş, korkuyorum, insanlar buna zarar verecekler diye' dedi. Bizim koruma kültürünü oluşturmamız lazım. İnsanların bize yardımcı olmaları lazım. Bu kentin insanları her şeyin en güzelini hak ediyor." diyor.

'Vapur, bir terapi aracı'

Tuzla'da iki yıllık bir çalışmanın sonucu 9,3 milyon dolar harcanarak yapılan Fatih vapurunun her ayrıntısının düşünüldüğünü belirten Paksoy, vapurun teknik olarak büyük bir güç sakladığını söylüyor. Fatih görünüşü otantik olan ama deniz otobüsü teknolojisine sahip. Nostalji olsun diye baca konulmuş ama duman tütmüyor. Çünkü vapur, elektrikli tahrikli jeneratörle çalışıyor ve haliyle çok az titreşime sahip. Gittiğinizi bile anlamıyorsunuz neredeyse. "Bu gemide baş pervane var. Artık halat atma yok, halatlar sadece iskeleye bağlama amaçlı kullanılıyor. 14 ton ahşap kullandık. Açık alanlar diğer gemilerden % 50 daha fazla. Yazın doyulmaz bir keyfi olacak. Eski gemilerde içeride oturanlar yan balkonlarda oturanların enselerini görürdü. Şimdi biz kot farkı koyduk, manzarayı kesmiyoruz. Hijyenik lavabolar, evcil hayvan barınağı, revir, çocuk emzirme odası var." diyerek vapuru heyecanla anlatan Ahmet Paksoy, engellilerin de bu vapura rahatlıkla binebileceğini söylüyor. Hatta giriş katında engelliler için özel tuvalet bile yapılmış.

"Vapurun bir kültürü var. Vapur bir terapi, günün yorgunluğunu atma aracı. İstanbul'un en önemli sembolü." diyen Paksoy, İDO'nun İstanbul'a denizi yeniden hatırlattığını söylüyor ki; haksız da sayılmaz. En son 20 sene önce gemi alınan İstanbul'a, Fatih'in ardından üçer aylık periyotlarla aynı şekilde dizayn edilen Kadıköy, Beyoğlu, Beykoz ve Sarıyer vapurlarının katılacak olması bile bu değişimin bir göstergesi. Gemi sayısını 20'ye çıkarmayı hedefleyen İDO, son beş senede vapurlar, arabalı vapurlar, 6 adet deniz taksi ile İstanbul denizinin hakkını verecek bir iş yapıyor. Çok yakında engellilerin de binebileceği daha seri hareket eden üç yolcu motoru hizmete girecek. "Bursa'ya yeni hat açtık, yeni deniz otobüsleri getiriyoruz. Pendik-Yalova arasına yeni gemiler yaptırdık. Şimdi ro-ro'ya start vereceğiz. İDO, 87 iskelede 102 vapur ile İstanbullulara hizmet veriyor. Yolcu sayısı 2004'te 11 milyon iken, bugün 102 milyon yolcuya ulaştı. Dünyanın en çok yolcu taşıyan şirketiyiz. Yılda 500 bin araç taşınırken bugün bu sayıyı 6,5 milyona çıkardık." diyen Paksoy, aynı zamanda Dünya Feribot İşletmecileri Birliği başkanı. Bu başarıda hükümetin ve Başkan Kadir Topbaş'ın büyük destekleri olduğunu ifade eden Genel Müdür, deniz ulaşımını kullanma kapasitesinin % 2,5'lardan % 5'lere çıktığını ve bunu % 8'lere ulaştırmak istediklerini söylüyor.

Boğaz'ın serin sularında nazlı nazlı seyreden bu teknoloji harikası İstanbulluların vapuru Fatih, toplam 1.800 kişi kapasiteli. Şöyle bir deniz havası almak için bile binmeye değer!

Fatih gemisi yüz güldürdü

Eser Atay (Özel şirkette genel koordinatör): Çok güzel dizayn edilmiş bir vapur Fatih. Teknolojik ve rahatlık olarak harika. Deniz ulaşımını çok sık kullanırım, istiyorum ki; her yere deniz ulaşımı yoluyla gideyim. Kadıköy'de oturuyorum, işim Maslak'ta. Her gün kullanıyorum. Bu gemi için oy kullanmıştım. Hiçbir bakım istemeyen, Allah'ın bize verdiği bir yol burası. Bunu iyi kullanmalıyız.

Işık Karaaslan (Doktor): Çok güzel, genişliğini çok beğendim. Umarım eskitmeyiz, hor kullanmayız. Her salı ve perşembe günü kullanıyorum vapurları. Güverteleri geniş ve bol, pencereleri harika. Bu gemi için ben de oy kullandım.

Sertan Çalgan (Öğrenci): Yıldız Teknik Üniversitesi'nde mimarlık okuyorum. Fatih vapuruna ilk kez biniyorum. Gördüğüm kadarıyla kullanılan malzemeler oldukça iyi seçilmiş. Geniş camları, renkleri ve ışıklandırması güzel. Ahşap kullanılması harika olmuş. Çok keyifli, umarım iyi korunur.

Ata Yılmaz (Öğrenci): Yıldız Teknik Üniversitesi'nde mimarlık okuyorum. İçeriye girmek çok rahat bir kere. Harika bir ferahlık hissi var. Havalandırma çok iyi, diğer vapurlarda üşüyorduk. Kablosuz internet olmalı bence. Engellilerin düşünülmüş olması hoş. Büfe kısmı da çok şık olmuş, keyifle yolculuk yapabileceğiz.