İçinden Otlak Geçen Tarih

UNESCO'nun dünya mirası listesindeki Ani kalıntıları, büyük depremlerde harap olmuş. Ancak içinde ineklerin otlatıldığı tarihi kente depremlerden de fazla zarar veren etken, terk edilmişliği...

Türkiye-Ermenistan sınırında yer alan Ani harabeleri, köklü tarihi ve içeriğiyle Efes kadar değerli ve etkileyici. Ama Efes kadar ilgi gördüğünü söylemek güç.

UNESCO'nun dünya mirası listesi içinde sayılan harabeler, 1955, 1965, 1966, 1988 yılı depremlerinde büyük ölçüde tahrip olmuş. Ancak ziyaretçileri ve ilgisizlik, Ani'ye depremlerden de fazla zarar vermiş. Üzeri boyanmış freskler, 'oraya nasıl çıkmışlar' diyeceğiniz yüksekliklere yazılmış 'âşık' isimleri, kötü restorasyon, insanın içini acıtıyor.

Artık izinsiz giriliyor

En baştan şunu belirtmek gerek: Artık Ani'ye gidebilmek için hiçbir yerden izin almanıza gerek yok... Kars'ın doğu çıkışından itibaren 45 kilometrelik uzun ince bir yolu geçmeniz yeterli. İki otomobilin yan yana gitmesinin son derece zor olduğu asfaltı bozulmuş yol bitip de Ani'yi gördüğünüzü sandığınızda, aslında Aniköy'ü görürsünüz.

Doğudaki köy ve ilçe isimlerinin değiştirildiği dönemde Aniköy de, Ocaklı olmuş. Yine de konuştuğunuz köy sakinleri, 'Aniköylüyüm' demeyi tercih ediyor. Çoğu toprak damlı evlerin, tezek yığınlarının arasından geçerken geldiğiniz yerin turistik bir yer olduğunu, 'Welcome to Aniköy' yazan tek bakkal tabelasından anlıyorsunuz. Köy sakinlerinin toplanarak sohbet ettiği kahve havasındaki bu bakkalda da aradığınız her şeyi bulmanız biraz zor.

Kentin 7 bin yıllık geçmişi, kötü restore edilmiş surların önüne konulmuş tabelada da anlatılıyor. Selçuklular, Bizans, Bargat Krallığı gibi birçok medeniyete yer verilen tabelada, bir tek Ermeni sözcüğü geçmiyor. Oysa kentin bir zamanlar Ermeni Krallığı'nın başkenti olduğu, bu nedenle Ermenilerin Ani'ye büyük önem verdiği savlanır. İnternette kısa bir araştırma yapınca, panodaki bu ayrıntının Ermeni ziyaretçiler ve birçok turistin gözünden kaçmadığını da anlıyoruz.

Mehmetçik rehber

Ani büyük bir kent. Aslanlı kapıdan kente girip Ermenistan ile Türkiye'yi ayıran Arpa Çayı'nın çerçevesini çizdiği sol taraftan başlayıp bütün kenti dolaşmanız, saatler sürebilir. Bu yüzden de su bulundurmakta yarar var. Girmeden etrafa bakındık ama bize rehberlik edecek herhangi birisini bulamadık. Ancak Ani'nin güvenliğinden sorumlu sivil giyimli Mehmetçik, "Kuyruğu doğuya, başı batıya bakar, bu da Türklerin doğudan gelip batıya gittiğini anlatır" diyerek bir çırpıda kapıdaki aslanı ve kendisine öğretilen kısa Ani tarihini anlattı.

Mehmetçik rehberimiz daha sonra Alpaslan'ın kitabesini gösterdi, ne yazdığını ezbere okudu, ama restorasyon sırasında burası neredeyse duvara gömüldüğünden, kitabenin fotoğrafını bile çekemedik.

Ani'de, bir kısmı 11'inci yüzyılda Ayasofya'yı da tamir eden Tiridot ustanın restore ettiği kilise, cami ve kervansaraylar bir arada.

Camiler ve kiliseler

Eğer soldan başlayıp bir halka çizerek bütün kenti dolaşmak isterseniz, karşınıza sırasıyla Halaskâr Kilisesi, Tigran Honents Kilisesi, Bakireler Manastırı, Köprü, Ani Katedrali (Fethiye Camii), Manucehr Camii, İçkale, Aziz Krikor Kilisesi, Havariler Kilisesi, Ateşgede, Kral Gagik Kilisesi ve Saray çıkacak. İçkale'nin arkasında bulunan ve Kız Kalesi'nin de yer aldığı kentin görkemli bölümüne geçişler ise yasak.