Hoşçakal Sakarya’dan Merhaba Adapazarı’na



17 Ağustos’tan sonra ‘Bu şehir öldü’ denilen Adapazarı şimdi kentsel dönüşümde bir marka. ‘Hoşçakal Sakarya’ ibaresini evlerinin duvarlarına yazarak şehri terk eden herkes kente geri dönmüş. Adapazarı için bir deprem kenti demek doğru ancak yeterli değil. Adapazarı, depremin başkenti. Çünkü şehir neredeyse her 20 yılda büyük bir depremle yerle bir oluyor. 1943 ve 1967 yıllarındaki büyük depremlerle yerle bir olan Adapazarı asıl ölümcül darbeyi 1999 Büyük Marmara Depremi’nde aldı. Depremden etkilenen tüm illerden toplam 5 milyon metreküp enkaz çıktı. Sadece Adapazarı şehir merkezinden çıkan enkaz ise 2 buçuk milyon metreküp.

Ayağa kalkamaz denildi
Depremin ardından Adapazarı için ‘ölü şehir’ nitelemesi yapıldı. Adapazarı ayağa kalkamaz diyorlardı. Depremde çöken binaların enkazına ‘Elveda Adapazarı’ yazılıyordu. Depremde şehrin tüm altyapısı tamamen çöktü. ‘Bu şehir artık yaşamaz, enkazı olduğu gibi bırakalım, burası bir açık hava müzesi olsun, gelenler, gezenler ibret alsın’ diyenler bile vardı. Bugün Adapazarı’nda depremin izlerinin bir bir silindiği görülüyor. 700 kilometre asfalt yol, bir o kadar içme suyu ve kanalizasyon şebekesi, telefon ve elektrik hattı yeniden döşendi. Altyapı yeniden kuruldu.

Her köşe yenilendi
Tüm kaldırımlar, ara sokaklara varıncaya kadar yenilendi. Enkaz kaldırıldı, yeni ticaret alanları oluşturuldu. Depremin ardından Adapazarı Büyükşehir Belediyesi o kadar çok asfalt çalışması yaptı ki, 16 Büyükşehir Belediyesi arasında asfalt hizmetlerinde Türkiye birincisi oldu. Sadece şehir merkezinde 40 kilometre yeni duble yol ve bulvarlar açıldı. Bu duble yol ve bulvarların açılması için bir ilçe büyüklüğünde istimlak gerçekleştirildi.

Yeni yerleşim yeni hayat
Adapazarı şimdi kentsel dönüşümde marka olma yolunda. Adapazarı Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Duran’ın 1996 yılında yani depremden 3 yıl önce gündeme getirdiği nüfus yoğunluğunu, zeminin sağlam olduğu bölgeye taşıma projesi gerçek oldu. Yeni Yerleşim Bölgesi’nde şu an nüfus 60 bin. Amaç, her 20 yılda bir yerle bir olan Adapazarı’nda aynı acıları bir kez daha yaşamamak.

2 kattan fazlası yasak
12 yıldır Adapazarı’nda yerel yönetimin başında bulunan Başkan Aziz Duran, 1996 yılında yani 17 Ağustos 1999 depreminden tam 3 yıl önce şehrin zemininin daha sağlam olduğu bir bölgeye taşınması projesini gündeme getirmiş. Başkan Duran’ın şehri taşıma projesi o yıllarda bir türlü gerçekleşmemiş. Ama deprem gelip vurunca Adapazarı’nda belediyenin belirlediği güvenli bölge ‘yeni yerleşim bölgesi’ ilan edilmiş. Adapazarı geleceğini yeni yerleşim bölgesinde arıyor. Ve şehir merkezinde yani alüvyon zemin üzerinde 2 kattan yüksek bina yapmak yasak.

Afet odaklı hizmet

Yeraltı otoparkı: Şehir merkezindeki eski valilik binasının olduğu alan, şimdi yer altı otoparkı ve tören alanı olarak düzenleniyor. Yer altı otoparkı deprem zamanında sığınak ve depo olarak kullanılacak. 1967 yılı depremi için sembol olarak dikilen ve 17 Ağostos depreminde yine ayakta kalan ağaç kesilmeden, alana afet durumlarında kullanılmak üzere özel duşlar ve özel odalar yapıldı.

Kent park: 2007 yılı içinde tamamlanması beklenen ve 160 dönüm alan üzerine kurulan Kent Park’taki tüm üniteler depreme odaklı hazırlanıyor. Örneğin, parkın içinde bulunan restaurantlar, deprem zamanında aşevi işlevi görecek. Ayrıca deprem durumlarında ihtiyaç duyulan, yemekhane, çamaşırhane, sahra hastanesi, depo, sığınak gibi yerler de hazırlanıyor.

Afet eğitimi: Ev hanımları afet gönüllüsü eğitimi alıyor. Yani depremde büyük acılar yaşayan Adapazarlı kadınlar, birer kurtarma meleği olmak için Adapazarı Büyükşehir Belediyesi tarafından eğitimden geçiriliyor.

Arama kurtarma timi: Arama Kurtarma timinde 500 tonluk beton blokları rahatça kaldırabilen hava yastıklarından, 14 metre derinlikte canlı arayabilen hassas kameralara kadar her türlü teknoloji mevcut.

17 Ağustos Camisi yarın açılacak
Adapazarı Belediyesi, yeni yerleşim merkezindeki çalışmalarını hızla sürdürüyor. Merkezin ilk camisi 17 Ağostos Camii adıyla yarın hizmete açılacak. Cami altında afet durumları için büyük morglar inşa edilmiş. Caminin en büyük özelliği dünyada eşi bulunmayacak mihrabın hemen üstüne yaklaşık 10 metrelik Kur’an-ı Kerim’in maketi yerleştirilmiş olması. Fatiha suresi ve Kur’an kitabesi ile süslü caminin kubbesi ise bakır ve çinkonun yerine hafif polyester maddeden inşa edilmiş.