Hoca'nın İstediği Karar Sumen Altından Çıktı



Sabah'ın dün Topkapı Sarayı'ndaki Ağalar Camisi'nin restorasyonuyla ilgili "Cami" tartışması haberi, Topkapı Sarayı yönetimi ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü arasındaki "Bürokratik" iletişimsizliği ortaya çıkardı. Anıtlar Kurulu'nun restorasyon için "Cami kullanım şartı" yerine aldığı "Kütüphane olarak kullanılması" kararı, Sabah'ın haberi üzerine sumen altından 5 ay sonra çıktı. Bu karar kuruma ulaşmasına rağmen ne Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün'ün ne de restorasyon için harekete geçen ve kurulun "Cami" şartına isyan eden Topkapı Sarayı Müdürü Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın karardan haberi olmadığı görüldü. Prof. Dr. İlber Ortaylı yeni kararla ilgili olarak, "Bu karardan benim haberim yok. Ben kitapların kurtarılması için çalışıyorum" dedi.

Müdür yardımcısı buldu
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Orhan Düzgün, Ağalar Camisi'nin, restorasyonuyla ilgili yaşanan sorunlar konusunda Sabah muhabiriyle yaptığı telefon görüşmesinde, kütüphanedeki eserlerin boşaltılmasıyla ilgili Anıtlar Kurulu kararından hiç söz etmedi. Sumen altında kalan karar, İstanbul'daki tarihi eserlerle ilgili işlerden sorumlu olan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Kurt tarafından ortaya çıkarıldı. Kurt, "Anıtlar Kurulu'nun aldığı son karar caminin kütüphane olarak kullanılabileceğini, ancak tarihi el yazmalarının bir başka bölüme taşınması gerektiğini ortaya koyuyor" dedi.

Şart ortadan kalktı
Sorumlu bürokratların böyle bir karardan haberlerinin olmayışı, bürokrasinin işleyişini de gözler önüne serdi. 82 yıldır Saray Kütüphanesi olarak kullanılan Ağalar Camisi için Anıtlar Kurulu'nun verdiği son karar ise şöyle;

"Mekânsal bütünlüğü bozmayacak ve tehlikeli statik yük getirmemek şartıyla eski Komiserlik Binası ile birlikte kütüphane fonksiyonu verilerek kullanılabileceğine, ancak cami ana mekânının okuma salonu olarak değerlendirilmesine karar verilmiştir."

Bu kararla birlikte Ağalar Camisi'nin cami olarak kullanılması şartı da ortadan kalkmış oldu.

O eserler Kaşıkçı Elması gibi değerli
Osmanlı tarihi araştırmacısı gazeteci Murat Bardakçı "O eserler hiçbir yere taşınmadan restorasyon yapılmalı. 82 yıldır aynı yerde duran bu eserler, oradan taşındığı anda bir ay içinde tahrifata uğrar. Sayfalar hamur gibi birbirine yapışır. Işık, ısı, atmosfer ve oraya alışan bu eserler yerinden kıpırdatılmamalı" dedi. Murat Bardakçı, "Kaşıkçı Elması ne ise Saray Kütüphanesi'ndeki eserler de odur" diyerek, kütüphanenin önemini ortaya koydu. Bardakçı, "İstenirse o eserler oradan çıkarılmadan da tamirat yapılabilir" dedi.

Topkapı Sarayı'nda uzun yıllar görev yapan ve Hz. Muhammed'in hayatının anlatıldığı Siyer-i Nebi'yi araştırıp bir araya getiren ve Saray Kütüphanesi'ne kazandıran Prof. Dr. Zeren Tanındı da eserlerin bulunduğu ortamda korunması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Tanındı, "Onarım yapılmalı ve aynı yerde muhafaza sağlanmalı. Orası bir koleksiyon. Nereye koyacaksınız? Hazine dairesindeki eserleri başka yere götürüyor musunuz? Tarihi koleksiyon Ağalar Camisi içinde kalmalı. Onarım sırasında geçici olarak kitapların zarar görmeyeceği ortam hazırlandıktan sonra, belki saray içinde bir bölüme taşınabilir. Ancak bu eserler asla başka yerde barındırılmamalı" diye konuştu.