Ülkeyi 26 bölgeye “bölen” kalkınma ajansları, kaynak dağıtımında yerel
yönetimlerin önüne geçiyor. Öyle ki, il genel meclisleri bile, proje teklifleri
hazırlayarak kalkınma ajanslarından kaynak bulmaya çalışıyor. Asli görevleri
arasında köylere hizmet götürmek de yer alan İzmir İl Genel Meclisi’nin, kentin
iki köyü için hazırladığı projeyle İzmir Kalkınma Ajansı’na (İZKA) başvurması,
bu kurumların yarattığı çarpıklığa örnek olarak gösteriliyor. “Seçilmiş”
kişilerden oluşan bir meclisin, “atama” kuruldan kaynak beklentisi içine girmesi
ise ayrı bir eleştiri konusuna kaynaklık ediyor.
AKP’nin uygulamaya aldığı kalkınma ajansları, ilk olarak 2007 başında İzmir
ve Çukurova’da açıldı. Anayasa Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma kararıyla
çalışmaları bir süre ertelense de daha sonra yeniden etkinlik göstermeye
başladı. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Türkiye genelindeki kalkınma
ajanslarının sayısının 26’yı bulmasını öngörüyor.
Kalkınma ajanslarına kaynak DPT tarafından sağlanıyor. Bu kurumların sistemi,
devlet kaynaklarının seçilmiş yönetimler tarafından değil de kalkınma ajansları
aracığıyla dağıtılmasına dayanıyor. Ajanslar, yabancı ülke kurumlarıyla da
işbirliğine gidebiliyor. İzmir’deki kalkınma ajansının 2009 bütçesi, 31 milyon
610 bin liraydı. Bu rakamın önümüzdeki yıllarda çok daha fazla artacağı
belirtiliyor. 2010 bütçesi 107 milyon lira olarak belirlenen İzmir İl Genel
Meclisi’nin de İZKA’nın kaynak dağıtımında sıraya girmesi eleştiriliyor. Meclis
tarafından “Çevre Dostu Teknoloji: Eğlenhoca ve Kaynarpınar Uygulama Örneği”
adıyla bir proje hazırlandı. Kentin iki köyüne ilişkin proje, geçen günlerde
meclisin Enerji ve Doğal Kaynaklar Komisyonu Başkanı Doğan Albayrak ve Karaburun
üyesi Mustafa Ünsal tarafından İZKA’ya teslim edildi.
Konuyla ilgili eleştirileri yanıtlayan İzmir İl Genel Meclisi Başkanı Serdar
Değirmenci, kalkınma ajanslarının yönetiminde kentin yereldeki yöneticilerinin
yanı sıra demokratik kitle örgütlerinin de temsilcilerinin yer aldığını söyledi.
İZKA’nın projenin yüzde 75’ini finanse edeceğini, kendilerinin de kalan yüzde
25’i, köylere hizmet götürme birliği aracılığıyla karşılayacaklarını dile
getirdi. Değirmenci, “Kalkınma ajansları, iyi kullanılırsa projelere kaynak
sağlayabilir. Proje geliştirmeyi teşvik eder. Bu görevi, yetkileri genişletilse
il genel meclisleri de yapabilir. Ancak şu andaki yasada mümkün değil” dedi.
Doğan Albayrak da, “Bütçemizin yaklaşık yüzde 1’ini İZKA’ya veriyoruz. Yasa
böyle bir zorunluluk getirmiş. Kalkınma ajansının kuruluş amacının içinde
kırsala hizmet götürme var. Amacımız, bu felsefenin işlevsel olmasını
sağlamaktır. Bunu da proje geliştirerek sağlarsınız” diye konuştu.
Partisi CHP’nin kalkınma ajanslarına yaklaşımı anımsatıldığında Albayrak,
“Parti olarak kalkınma ajanslarıyla ilgili eleştirilerimiz bulumuyor.
Eleştirilerimizle kırsalda yaşayanların kendi projelerini yaşama geçirmeleri
noktasındaki görüşümüz farklıdır. Kalkınma ajanslarının görevleri doğrudan il
özel idareleri bünyesinde olabilir. Şu andaki işlevi, aslında il özel idareleri
yerine getirebilir” dedi.