“Hiçbir Sosyal Proje İnsanların Mutsuzluğu Üzerine Kurulamaz”
Sulukule, Fener Balat, Süleymaniye, Tarlabaşı ve Küçükçekmece’deki kentsel dönüşüm çalışmalarını düzenleyen “Sayılı, Yıpranan Tarih ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun”, içerdiği tanımların belirsizliği, katılım ve bilgi edinme hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle hukukçuların ve kent plancılarının eleştiri oklarına hedef oldu.
Karşı Sanat Çalışmaları’nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen “Sayılı, Yıpranan Tarih ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun, Uygulamalar ve İstanbul” başlıklı toplantıda konuşan İstanbul Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Ömer Aykul, yasa nedeniyle bu bölgelerde yaşayan insanların haklarını kaybedeceğine dikkat çekerek yasanın bilgi edinme hakkı, katılma hakkı ve mücadele hakkı olmak üzere üç temel hakkı ihlal ettiğini söyledi. Aykul, yasada tanımlama problemi olduğunu belirterek şöyle dedi:
“Uzmanların tanımlarıyla yasanın tanımları çelişiyor. Örneğin yasada ‘üstün kamu yararı’ diye bir tanım var. Ama her projede kamu yararı vardır. Fakat önemli olan ‘kamu yararı’ndan ne anladığınızdır. Tarihi dokuyu yok ederek oraya sosyal konut yapmak da kamu yararı tanımına girer. Ama burada önemli olan zarurettir ve zarureti de insanlara anlatmak, onları ikna etmek gerekir. Fakat bu olmadığı için insanlar mutsuz. Oysa hiçbir sosyal proje insanların mutsuzluğu üzerine kurulamaz. Kent mutluluk demektir”
“Yasa plan kavramını reddediyor”
YTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlama Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Sırma Turgut planlama ve şehircilik ilkeleriyle uyuşmayan bir yasa ile karşı karşıya olduğumuzu ifade ederek, yasa ile ‘herkese konut hakkının’ halkın elinden alındığını kaydetti. Turgut, “Neye göre hazırlandığı belli olmayan avan projeler var. Rölöve, restitüsyon çalışmalar yapılmamış projeler var. Bu projeler mimar olarak, plancılar olarak nasıl onay verilir? Yasa plan kavramını reddediyor” dedi.
Yasanın en büyük probleminin, kentsel dönüşüm çalışmalarını kentin kimliğiyle, yerleşmeye dair analitik çalışmalarla değil de mimari projelerle yönlendirmesi olduğuna vurgu yapan Turgut şöyle devam etti;
“Sulukule ciddi bir sorun, ama çözüm bu değil. Sulukule’de fiziksel anlamda pek çok sorun var. İşsizlik, açlık, siyasi dışlanmışlık mevcut. Bu sorunları neden olarak gösteriyorlar, halbuki bunlar sonuç. Oradaki insanları Taşoluk’a göndermeyi çözüm olarak sunuyorlar. Yani sorun yumağını Sulukule’den alıp Taşoluk’a gönderiyorlar. Taşoluk’takiler de yeni gelenleri istemiyor, sorun büyüyor.”