Marmara Depremi'nin ardından açılan davalar 17 Şubat'ta zaman aşımına giriyor.
Binlerce kişinin eksik ve kalitesiz malzeme kullanılan binalarda yaşamını yitirdiği 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara depreminin ardından açılan davalarda 7.5 yıl olan zaman aşımı süresi 17 Şubat 2007'de doluyor. Bugüne kadar yüzlerce dosyanın cezasız sonuçlandığı davalarda, en yüksek cezaya mahkum edilen müteahhit Veli Göçer hakkındaki karar, Yargıtay tarafından onansa bile zaman aşımı nedeniyle diğer davalar için emsal oluşturamayacak.
Marmara depreminin ardından açılan davaların büyük bölümü yargının yanlış bir yorumu nedeniyle zaman aşımına sokuldu. Yıkılan binaların yıkıldığı tarihi değil, yapılış tarihini esas alarak zaman aşımı süresini hesaplayan yerel mahkemeler, dosyaların ortadan kaldırılmasına karar verdi.
Yargıtay Düzeltti ama...
Yargıtay, bu kararların temyiz incelemesini yaparken kritik bir içtihada imza attı. Kararda, yıkılan binaların büyük bölümünün 15 - 20 yıllık olduğu, bu nedenle binaların yapılış tarihi esas alınarak zaman aşımı süresinin hesaplanması halinde, tüm dosyaların ortadan kaldırılması gerekeceği ifade edildi. Kararda, suç tarihinin, binaların yıkıldığı tarih olduğu, binaların kusurlarının depremle birlikte açığa çıktığı bildirildi. Bu nedenle davaların zaman aşımı süresinin 17 Ağustos 1999 tarihi esas alınarak hesaplanması gerektiği vurgulandı.
Yargıtay, söz konusu kararında deprem davalarının eski TCK'nın, "dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet" başlıklı 383. maddesinden yürütülmesi gerektiğini de vurguladı. Yargıtay, bu görüşler doğrultusunda, yerel mahkemelerin zaman aşımına soktuğu tüm davaları bozdu.
TCK'nın 383. maddesi, en fazla 5 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre de 5 yıla kadar hapis cezası öngören davaların zaman aşımı 7.5 yılda doluyor. 17 Ağustos 1999 tarihi esas alınarak yapılan hesaplamaya göre 7.5 yıllık süre 17 Şubat'ta dolacak. Bu tarihe kadar kesin karara bağlanamamış tüm dosyalar zaman aşımına girecek.
Sonuçlananlar da Üzdü
Yalova, Düzce, Sakarya ve Kocaeli gibi depremin büyük hasar ve can kaybına neden olduğu kentlerde açılan davaların büyük bölümü sonuçlandırıldı. Kesin olmayan kayıtlara göre, açılan 1350 davadan 1315'i sanıklar lehinde bitti.
Sanıklar aleyhinde sonuçlanan davalarda verilen kararlar da hayal kırıklığı yarattı. Mahkemeler genel olarak sanıklara 2 yılın altında cezalar verdi ve infazını erteledi. Bu nedenle binlerce kişinin yaşamını yitirdiği binaları yapan deprem sanıkları, zaman aşımından önce erteleme kararı sayesinde cezaevine girmekten kurtuldu. Son olarak 316 kişinin yaşamını yitirdiği Yalova Yüksel Sitesi davasında yargılanan beş sanık da, verilen cezaların ertelenmesi nedeniyle cezaevine girmekten kurtulmuştu.
Emsal Olamayacak
Karara bağlanmamış ve geride kalan 11 günde bağlanmazsa zaman aşımına girecek 10'a yakın dosya bulunduğu belirtiliyor. Bunlar arasında deprem davalarının sembol ismi Göçer'in yargılandığı dava da bulunuyor.
Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Göçer ve ortağı İsmet Kösebalaban'ı Nisan 2006'da 18 yıl 6'şar ay hapse mahkûm etti. Mahkemenin, Göçer'in yaptığı depremde yıkılan her bina için ayrı ceza vermesi, bu davada diğer deprem davalarına oranla çok daha yüksek bir ceza çıkmasını sağladı. Yargıtay'ın bu davaya ilişkin incelemesini tamamladığı ve yüksek olasılıkla zaman aşımı süresi dolmadan önce kararını açıklayacağı öğrenildi.
Ancak Yargıtay, mahkemenin cezaları artıran yorumunu doğru bulsa bile karar, diğer deprem davalarının büyük bölümü sonuçlandığı, geride kalanlar da zaman aşımına gireceği için emsal oluşturamayacak. Zaman aşımına girme olasılığı yüksek bulunan davalar arasında, Düzce'de 36 kişinin yaşamını yitirdiği Ersoy Apartmanı davasıyla 11 kişinin öldüğü Ömür Hastanesi dosyaları da var.