“Herkesin farklı bir söylemi var. O söylemlerin doğruluğuna bakacak insanlar”

Konut alıcısına pazarlanan gerçek ürün ile yapılan pazarlama iletişimi arasındaki farklılığa dikkat çeken Aydınlı Yapı Genel Koordinatörü Alpay Çepni, bu durumu; “Bugün çok güzel bir yaşam vaad ettiğini söyleyen insanların, projelerinin yaşanabilir olup olmadığı ortaya çıkacak. Herkesin farklı bir söylemi var. O söylemlerin doğruluğuna bakacak insanlar” diyerek, sorunsallaştırıyor ve yakın gelecekte hangi firmanın kalıcı olacağını belirleyecek kriterlerden belki de en önemlisinin yaratılan vaadler ve bu vaadlerin gerçekleştirilebilirliği olduğunu söylüyor. Benzer bir şekilde Ena Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkan’ı Edi Duek bu durumu aşağıdaki kelimeler ile aktarıyor:

"Eskiden sadece bina yapılıyordu, müteahhit inşaatı yapıyordu, masanın başında satıyordu.  Şimdi ise yaşam stili satılıyor ve eğer bu söylemini desteklemiyorsa … satışını yapamıyor. İlk projeyi öyle böyle satabilir ama ikinci projede bu kendini belli eder ve gerçekler ortaya çıkar. … Şimdi ben bir daire alacaksam ve bir hayat tarzı alıyorsam, bunu şirketin yapacağına inanmam lazım ki, oradan alayım, yoksa almam. Yatırım için bile almazsınız çünkü her yerde yatırım yapmazsınız".

Verilen bu örneklerin de gösterdiği gibi, sunulan vaadlerin gerçekleştirilebilir olması, sonraki projelerde aynı kararlılıkla sürdürülmeleri, firmanın takip eden projelerdeki başarısını ve tüketici gözünde doğru bir marka algısının oluşmasını sağlıyor. Uğur Dumankaya, bu durumu “markalaşmak bizim çok işimize yaradı, kriz döneminde kimse satamazken biz ürettiğimiz daireleri hızla sattık” sözleriyle açıklıyor. Ancak mevcut iletişim faaliyetlerinin ne derece markalaşma sürecine hizmet ettiği önemli bir soru olarak kalıyor. Bu noktada iletişim alanına yönelik kalıcı çözümlerin üretilememesi ve konut üreticilerini bu alanda kalıcı çözümler geliştirmekten alıkoyan temel neden, kapanamayan konut talebi sayesinde üretilen konut arzının er ya da geç satılabilir hale gelmesi. Başka bir deyişle, İstanbul’un artan nüfusu ve değişen demografik yapısı, konut sektörüne engin bir pazar oluşturarak markalaşma süreci, doğru iletişim gibi pazarlamanın temel alanlarına eğilmeden varlığını sürdürebilme imkânı sağlıyor.