Çeşitli üniversitelerden ve bölümlerden 24 katılımcı ile gerçekleşen atölyede, köy ile aynı adı taşıyan kumsalda 25 yıldır atıl durumda bulunan köy okulunun yeniden işlevlendirme imkanları araştırılmıştı.
Buluşmanın açılışını yapan ve Herkes için Mimarlık Derneği'nin hedefini farklı taraflardan aktörleri buluşturan bir platform olmak olarak özetleyen Proje Yürütücüsü Emre Gündoğdu, bir yıla yayılması planlanan sürecin tartışılması ve yeni katılımlarla zenginleşmesi anlamında bu toplantıyı önemsediklerini söyledi. Derneğin gerçekleştirdiği etkinliklerden örnekler veren Gündoğdu, 'Atıl Köy Okulları Projesi'nin de Herkes için Mimarlık Derneği'nin çekirdeğini oluşturan ‘devamlı mimarlık atölye birlikteliği’ Ölçek 1/1 zamanından bu yana akıllarında olan bir çalışma olduğunu açıkladı. 'Atıl Köy Okulları Projesi'nin ilk ayağı için seçilen Ordu'da 861 atıl okul bulunduğunu belirten Gündoğdu, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün kendilerine proje kapsamında ele alınabilecek okulları gösterdiğini ve Kargı ile Çaka'nın bu şekilde belirlendiğini kaydetti. Çaka'da gerçekleştirilen atölyede farklı disiplinlerden 24 katılımcının yer aldığını aktaran Gündoğdu, Eylül ayında yaklaşık iki aya yayılacak tasarım sürecinin başlayacağını ve Aralık'ta da projeye destek bulmak için bir program başlatacaklarını söyledi.
Daha sonra söz alan Çaka Atölye Yürütücüsü Cenk Hasan Dereli, bölgede yapılan çalışmalar hakkında bir özet geçti. Yapıların 25 yıldır atıl durumda bulunduğunu ve doğanın müdahalesiyle yıprandığını belirten Dereli, öncelikle görsel tespitler yapıldığını, rölevelerinin alındığını; yapının belleğine dair bir fikir sahibi olmak için de yerel halkla röportajlar yapıldığını anlattı. Dereli, Çaka'da yapıların fiziksel durumunun yanısıra bulundukları kumsalla ve köyle kurdukları ilişkinin de önemli bir mesele olduğuna dikkat çekerek, yapısal müdahalelerin ötesinde bölgesel düzenlemeler üzerinde de durduklarını sözlerine ekledi.
Atölye katılımcılarından inşaat mühendisliği öğrencisi Giray Çuvak da, okul yapılarının fiziksel durumunu katılımcılarla paylaştı. Yığma ve betonarme bölümlerden oluşan her iki yapının da kullanım ömrünü tamamladığını ifade eden Çuvak, çevresel ve yapısal etkilerin izlerinin çok net görülebildiğini kaydetti. Özellikle betonarme kısımların kaldırılması gerektiğini söyleyen Çuvak, bu durumda çatının taşıyıcısının ne olacağının, yığma bölümlerinin nasıl korunabileceğinin tartıştıkları konuların başında geldiğini anlattı. Çuvak, benimsenecek yöntemde mevzuatın, yönetmeliklerin sınırlarının da belirleyici olacağını sözlerine ekledi.
Yine atölye katılımcılarından mimarlık öğrencileri Tuğba Kılınç ve Ali Can İnalp ise, yapılara müdahale ve kullanım biçimlerine dair öne çıkan fikirlere değindiler. Yapım, kullanım, kullanıcı, işletme ve zaman gibi parametreler oluşturduklarını ve ortaya çıkan önerilere uygulanabilirliklerine göre öncelik verdiklerini aktaran Kılınç ve İnalp; binaların üzerine ya da arasına yapı inşa edilmesi, iki bina arasına ya da denize doğru bir eklenti yerleştirilmesi, denizde enerji üretimine yönelik bir düzeneğin oluşturulması, mevcut yapının güçlendirilmesi gibi önerilerin öne çıktığını ifade ettiler.
Toplantı, soru cevap bölümüyle sona erdi. 'Atıl Köy Okulları Projesi'nin bundan sonraki ayağında, 24 Ağustos - 02 Eylül 2012 tarihleri arasında Kargı'da bir atölye çalışması yapılacak.