"Her Yeni Bina Bir Can Simididir"



Yazılı bir açıklama yapan Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), üzerinden 12 yıl geçen Marmara depreminin yıl dönümü öncesi yüksek kaliteli ve dayanımlı beton kullanımının önemine dikkat çekti. THBB Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güleryüz imzasıyla geçilen açıklamada, her yeni dairenin bir can simidi olduğunu vurgulanıyor ve "Belirtilen koşullarda yenilenen her binanın güvenli bir dairenin anahtarı olmasının yanı sıra yaşanılan şehrin eski ve yorgun imajının tazelenmesi açısından da şehre değer katacağını bilmekteyiz" deniliyor.

Açıklamanın tam metni şöyle:

"17 Ağustos 1999 depremi sadece Marmara Bölgesi’ni değil tüm Türkiye’yi 7.4 büyüklüğünde sarsmıştı. Depremin yaraları Türk halkının sağduyusu ve devletin özverisi ile sarılmaya çalışıldı. Ülkemizin fay hatları üzerinde olması ile bir kez daha kendini ciddi bir şekilde hatırlatan Marmara depreminin ardından 12 yıl geçti. Bu süre içerisinde ülkemizin dört bir yanından deprem haberleri gelmeye devam etti ve gelmeye de devam edecektir.

Ayhan Güleryüz Türkiye Hazır Beton Birliği olarak, ülkemizin şimdiye kadar yaşadığı bu acı tecrübelerden ders çıkararak kaliteli ve yüksek dayanım sınıfında beton kullanılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. 2010 yılında yaptığımız araştırmaya göre 1996 yılında ‘C 14’ dayanım sınıfında kullanılan betonun oranı %37,5 iken, 2010 yılında bu dayanım sınıfındaki betonun kullanım oranının %2’ye gerilediğini görüyoruz. ‘C 30’ ve üstü dayanım sınıfı beton kullanım oranı 1996 yılında %0,6 iken 2010 yılında bu oranın %40’a yükseldiğini görüyoruz. ‘Afet Bölgeleri’nde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’te 1. derece ve 2. derece deprem bölgelerinde kullanılacak en düşük beton sınıfının ‘C 20’ olduğunu biliyoruz. Ancak, korozyon gerçeğini düşünürsek, mukavemetin yanında betonda dayanıklılığın, servis ömrünü de sağlaması için bu sınıf yeterli değildir. Bu nedenle ‘C 30’ (santimetrekarede en az 300 kg basınca dayanıklı beton) ve üstünde kullanılan kaliteli betonlarla inşa edilen binaların depremde az hasar alacağını öngörebiliyoruz.

1999 depreminden sonra yapılan tüm yönetmelik değişikliklerinin yanı sıra depremde riskleri azaltmak, kaliteli ve standart betonun kullanımının yanı sıra eski binaların yenilenmesi ile de gerçekleşecektir. 1988 öncesinde inşa edilen yapılarda elle karılan kalitesiz ve dayanım sınıfı düşük olan betonlar kullanılmıştır. 1999 yılına kadar inşa edilen projeler ise yeni Yönetmelik kapsamında inşa edilmemiştir. Türkiye Hazır Beton Birliği olarak her yeni dairenin bir can simidi olduğunu savunmaktayız. Bu nedenle inşa edilmeye başlanan yeni projeler büyük önem taşımaktadır. Bu projeler, ‘Afet Bölgeleri’nde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak yapı denetim kuruluşlarının kontrolünde ve standartlara uygun kaliteli beton ile inşa edilmektedir. Belirtilen koşullarda yenilenen her bina güvenli bir dairenin anahtarı olmasının yanı sıra yaşanılan şehrin eski ve yorgun imajının tazelenmesi açısından da şehre değer katacağını bilmekteyiz.

Türkiye Hazır Beton Birliği 1991 yılında Avrupa Hazır Beton Birliği’ne üye olmuş ve Türkiye 2009 ve 2010 yıllarında beton üretiminde Avrupa birincisi olmayı başarmıştır. Türkiye Hazır Beton Birliği olarak kaliteli beton kullanımın yanısıra yüksek dayanım sınıflarında beton kullanımının yaygınlaşması için uğraş veriyoruz. ‘C 30’ ve üstü dayanım sınıflarındaki betonların kullanım oranlarının her yıl yükselmesinin ve 2010 yılında %40’a ulaşmasının sevincini yaşıyoruz.

Depremden korkmak değil depreme hazırlıklı olmak can ve mal kaybının önlenmesinde önemlidir. Türkiye Hazır Beton Birliği olarak, deprem kuşağında yer alan ülkemizde güvenli yapıların inşa edilmesi temel misyonumuz. Bu misyondan hareket ile üyelerimiz Kalite Güvence Sistemi ile denetlenmekte ve kaliteli beton üretmektedirler. Standartlara uygun hazır beton üretilmesi ve betonun doğru uygulanması için 23 yıldır üyelerimiz AB standartlarında üretim yapmaktadır".