Henri Prost’a İade-i İtibar






Henri Prost saha çalışmasında... (sergiden). 

Geçtiğimiz Mayıs ayında, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde (İAE), İstanbul’un modern bir Cumhuriyet kentine dönüştürülmesi amacıyla yapılan ve 15 yıl süren nâzım plan serüvenine tanık olmamızı sağlayan bir sergi açıldı. “İmparatorluk Başkentinden Cumhuriyet’in Modern Kentine: Henri Prost’un İstanbul Planlaması (1936-1951)” başlıklı sergi, ülkemizdeki mimarlık fakültelerinde verilen derslerde bile ismi çok sık zikredilmeyen ya da en azından İstanbul planlaması üzerine derinlemesine bir değerlendirmede bulunulmayan Prost’a yarım asır sonra itibarının iade edilmesi olarak da görülebilir.

Sergi açılışını takiben küratör Pierre Pinon (Paris Belleville Miamrlık Okulu, Prof. Dr.) ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi ve daha sonra eş küratör Cânâ Bilsel (ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Yard. Doç. Dr.) ve yine bir Prost araştırmacısı olan İpek Akpınar (İTÜ Mimarlık Fakültesi, Yard. Doç. Dr.) ile yaptığımız ikinci söyleşiden ortaya çıkan tablo bu…

Fransız şehircilik ekolünün önde gelen isimlerinden olan Prost’un İstanbul’a davet edilmesi, tam da Paris’in baş mimarı olduğu döneme denk geliyor. Cânâ Bilsel’in özellikle altını çizdiği bu ayrıntı, Prost’un İstanbul lehine ne denli önemli bir seçimde bulunduğuna işaret ediyor. Tabii dönemin hükümeti için de ciddi bir gurur kaynağı yaratıyor durum. Zira herhangi birini değil, modernitenin başkenti, Ziya Gökalp’in deyişiyle ‘Tek temel medeniyet olan Batı’nın kalbi Paris’in baş mimarını ‘transfer’ etmiş oluyoruz. Bu konuda ve seçimin diğer boyutlarına ilişkin pek çok ilginç açıklamada daha bulundu Bilsel ve Akpınar. Hepsini burada özetleyip, söyleşinin içerdiği sürprizleri kaçırmayalım. Ama şunu da eklemekte fayda var, Bilsel ve Akpınar, bu ilk sergi çalışmasının, gelecekteki Prost araştırmaları için sadece bir başlangıç olduğunda hemfikir. Prost’un 15 yıllık titiz çalışmasında –zira plana ek olarak 6 ciltlik bir de rapor kaleme alıyor, ki bu kanun önerilerine dek varıyor- keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda veri söz konusu.

Tam da bu noktada, Pierre Pinon’un bu konuda bir kitap hazırlama niyetinde olduğunu belirtelim. 2006 yılında ‘Albert Gabriel (1883-1972): Ressam, Mimar, Arkeolog, Gezgin’ adlı serginin de küratörlüğünü gerçekleştirmiş olan Pierre Pinon, Gabriel üzerine yaptığı araştırma sırasında önemli bir belgeye rastlıyor. Aynı dönemde İstanbul üzerine çalışan iki Fransız mimarın yolları kaçınılmaz olarak kesişiyor ve İstanbul’dan ayrıldıktan sonra da yazışmaya devam ediyorlar. Gabriel’in Henri Prost’un planlama çalışmasından etkilenerek bu konuda bir kitap taslağı hazırladığına şahit oluyor Pinon. Yıllar sonra Gabriel’in eşyalarının arasında denk geliyor bu kitap taslağına… Ne yazık ki bu proje yayına dönüşemiyor. Ama Pinon yakın dönemde, Prost üzerine bir araştırma kitabı kaleme almakta kararlı olduğunu belirtiyor.

Prost’a ‘iade-i itibar’ın bu sergi ile sınırlı kalmayacağını bir kez daha vurgulayıp giriş yazısını burada noktalayalım.

Son bir hatırlatma, sergi 22 Ağustos'a kadar Tepebaşı'ndaki İstanbul Araştırmaları Enstitütüsü'nde gezilebilir.