''Hedefimiz Öncelik Yenilenebilir Enerji Kaynakları Olmak Üzere Bütün Enerji Kaynaklarını Değerlendirmek''
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına
öncelik vermek üzere bütün enerji kaynaklarını değerlendirmek istediklerini
bildirdi.Bakan Yıldız, mahkemelerin verdiği iptal ve yürütmeyi durdurma
kararlarının hidrolik ve rüzgar yatırımlarını yavaşlattığını, arz
güvenliği noktasında bakıldığında da Türkiye'de şu an itibariyle herhangi bir
arz sıkıntısı bulunmadığını kaydetti.
A.A muhabirinin sorularını yanıtlayan Bakan Yıldız, enerjide Türkiye
Cumhuriyetinin 100. kuruluş yıldönümü için konulan hedefe göre, 2023 yılına
kadar ülkedeki tüm hidrolik potansiyelin ekonomiye kazandırılması, rüzgarda 20
bin Megavata (MW)ulaşılması, jeotermalda 600 MW, nükleerle ilgili olarak da
enerjinin en az yüzde 10'unu nükleerden sağlama hedefi konulduğunu hatırlattı.
2011 başı itibariyle elektrikte kurulu gücün 50 bin MW'yi aştığını belirten
Yıldız, talep artışına bakıldığı zaman 10 yıl içerisinde kurulu gücün 100 bin
MW'ye çıkarılması gerektiğini söyledi.
Mersin Akkuyu için Rusya ile anlaşma yapılmasının ardından, Sinop için
Japonya ile müzakerelere başlandığını hatırlatan Yıldız, fukuşima'dan dolayı şu
an müzakerelere ara verilse de Sinop'da kararlılığın sürdüğünü, Akkuyu ve
Sinop'ta yapılacak 2 nükleer santralin, elektrik kurulu gücünün yüzde 10'unu,
elektrik üretiminin de yüzde 20'sini oluşturacağını bildirdi.
Yenilenebilir enerjilerden hidrolikte 2003 yılında yaklaşık 12 bin MW
civarında olan kurulu güç kapasitesinin 2010 sonu itibariyle 16 bin MW'ye
geldiğini anlatan Yıldız, 2003 yılı başında 17 MW olan rüzgar santrali kurulu
güç kapasitesinin de 2010 yılı sonu itibariyle bin 280 MW'ye ulaştığını
bildirdi. Bakan Yıldız, ''Bunlar yeterli mi? Mutlaka yeterli değil, fakat
karamsarlığa kapılmamızı gerektirecek de bir şey yok. Önemli bir yol alındı,
alınmaya da devam edecek'' diye konuştu.
Yenilenebilir enerjiler için önemli teşvikler getirildiğini hatırlatan
Yıldız, güneş enerjisinde yerli malzeme kullanım oranını özendirmek için ilave
teşvikler getirileceğini de söyledi. Yıldız, o zaman güneşte 13,3 sent/dolar
düzeyinde olan teşviklerin 20 sente kadar çıkacağını bildirdi.
Yenilenebilir enerji için halihazırda bekleyen çok sayıda yatırımcı
bulunduğunu kaydeden Yıldız, ''En azından bizimle görüşmeye gelen insanlardan
gördüğümüz kadarıyla şu anda özel sektör yenilenebilir enerji yatırımlarına baya
bir iştahla bakıyor. Yakın tarihte Türk-yabancı konsorsiyumların oluştuğunu ve
Türkiye'de tesislerin kurulduğu bir yapıya doğru gideceğiz'' dedi.
Yatırımcılara tavsiye; ''enerji miksi oluşturun''
Özel sektör yatırımcılarının de enerjide çeşitliliğe giderek yatırım yapması
gerektiğini, fakat liberal piyasaya geçtikten sonra uzun dönem sektörün tek tip
enerji yatırımlarına yöneldiğini ifade eden Yıldız, şöyle konuştu:
''Diyelim ki sırf doğalgaza yatırım yapıyorsunuz, bugün doğalgazın
maliyetleri belli. Sizin ikili anlaşmalarla piyasada rekabet edebilmeniz mümkün
değil. Mutlaka rekabet edebilmeniz için bir enerji üretim miksi yaratmanız
gerekiyor. Yani sepetin içine rüzgarı da koymanız lazım, hidroliği de koymanız
lazım ve o şekilde bir optimum üretim maliyetini yakalamanız lazım ki serbest
piyasada rekabet edebilesin. Türkiye'de son 1-2 sene öncesine kadar baktığımızda
belli gruplarda, hatta büyük gruplara bile bakın herkesin belli bir alanda
yoğunlaştığını görüyorsunuz. Yani bir grup doğalgaza, bir grup da tamamen
hidroliğe yoğunlaşmış durumdaydı. Dolayısıyla şu anda biraz bunun yarattığı bir
sıkıntı var.''
Yargı kararları yatırımcıyı doğalgaza yöneltiyor
Çevrecilerin tepkileri ve mahkemelerin verdiği iptal ve yürütmeyi durdurma
kararları nedeniyle hidrolik yatırımlarında şu anda bir yavaşlama bulunduğunu
ifade eden Yıldız, ''Bunlar yatırımcıları da etkiliyor, yatırım diyor ki
(hidroliklerde, rüzgarlarda belli sıkıntılar var, yerli kömürde de ÇED'den
dolayı belli sıkıntılar var. Başka da kaynağınız kalmıyor elinizde, tek kaynak
olarak doğalgaz kalıyor'' dedi.
Bazı kesimlerin de ''2023 yılına kadar tüm yerli kaynaklar talebi karşılamaya
yeter'' dediğini belirten Yıldız, ''Bizim yaptığımız hesaplara göre ise bu
mümkün değil. Bir taraftan bir kurum diyor ki 'hidrolikleri yaptınız şurayı
mahvettiniz', tamam içinde kötü örnekler de var, onlara itiraz etmiyorum.
Mutlaka çevreye hassa ve duyarlı olmamız lazım. Ama bu sefer fikir kendi içinde
tezat oluşturuyor. Bir taraftan yenilenebilir enerji kullanalım diyoruz, bir
taraftan da HES yapmayalım çevreye zarar veriyor, RES yapmayalım radara zarar
veriyor, nükleer, yerli kömür yapmayalım çevreye zarar veriyor deniliyor'' diye
konuştu.
İlgili bakanlıklara ve sivil toplum örgütlerine sürekli bir çağrıda
bulunduğunu belirten Yıldız, ''Biz hep şunu diyoruz; gelin bir masanın etrafında
toplanalım ve siyasi bir düşünce ile değil, teknik olarak konuşalım. Deyin ki
bize (burası tarihi eser açısından kırmızı nokta, burası tabiat kültür
varlıklarını korumak açısından kırmızı nokta...) bunları bize gösterin. Biz bu
kırmızı noktaların üzerini çizelim, hiç değilse öbürlerini yapalım. Bunların
hepsi kırmızı nokta değil'' ifadesini kullandı.
Bugün kendisi gibi yaşı 50'ye yaklaşmış olan birçok insanın çocukluğunda gaz
lambasıyla ders çalışmış olduğunu, oysa bugün yeni nesilin 5 dakikalık elektrik
kesintisine bile tahammülü bulunmadığını ifade eden Enerji Bakanı, ''Bugün
kimsenin 5 dakikalık bir kesintiye bile tahammülü yok. Elektrik olmadan internet
kullanmıyor, televizyon izleyemiyor, temizlik yapamıyor. Dolayısıyla enerji bir
denge meselesi. Hem çevreye, hem insana duyarlı olacağız, ama arz güvenliğini
sağlama konusuna da en az bunlar kadar duyarlı olmamız lazım'' şeklinde
konuştu.
Nükleer ve yenilenebilir yapılmazsa 48 milyar metreküplük fazla gaz
lazım
Türkiye'de elektriğin hangi enerjiden üretilmesi gerektiği bir birlik
oluşturulamadığını ifade eden Yıldız, ''Rüzgarı yapma radara zarar veriyor,
hidroliği, kömürü, nükleeri yapma çevreye zarar veriyor. Bu dört kalemi
sıfırladığınız zaman, 2023 yılında biz yılda 48 milyar metreküp fazladan gaz
tüketmemiz gerekiyor. Bu da bugünü cari fiyatlar üzerinden yıllık 15 milyar
dolar. Aşağı yukarı 5 bin MW'lik bir nükleer santralin kurulumuna ise 20 milyar
dolar veriyorsunuz'' diye konuştu.