Sayıştay, 2008 yılında 113
milyar liraya ulaşan Hazine’nin iç borçlanma
sisteminde önemli sorunlar buldu. Sayıştay, iç borçlanmayı
“piyasa yapıcısı” adı verilen bankalarla gerçekleştiren
Hazine’nin, “bu bankaların seçiminde kanunen önceden belirlenmesi gereken
kriterleri belirlemediğini” tespit etti. Ayrıca “iç borçlanma ihale süreçlerinde
ihale sonucunu etkileyebilecek eksiklikler bulunduğunu” bildirdi. Sayıştay’a
göre Hazine, ihalelerde bankalara gereğinden fazla “rekabetçi olmayan
teklif” (ROT) verme hakkı tanıyarak ödenen faizin olabildiğince düşük
çıkmasına neden oldu, ayrıca ihaleler öncesi borçlanacağı tutarı belirlemedi;
ihale sonuç karar gerekçelerini belgelendirmedi ve bankaların ihalelerde
anlaşmasına ilişkin önlem almadı. Hazine Müsteşarlığı’nın 2008 yılında 113
milyar 86 milyon lira olarak gerçekleşen iç borçlanma sistemi Sayıştay
Başkanlığı’nın 1 Ekim 2009’da yayımladığı “2008 Yılı Hazine İşlemleri
Raporu”nda “Piyasa Yapıcılığı Sisteminin İşleyişine İlişkin
Sorunlar” başlığı altında mercek altına alındı.
Raporda, Hazine’nin iç borçlanma sistemiyle ilgili “Hazine Müsteşarlığı, iç
borçlanma işlemlerinde ‘Piyasa Yapıcılığı Sistemini’ ve ‘İhale Yöntemini’
benimsemiştir. Bu sistem çerçevesinde, müsteşarlık ‘piyasa yapıcısı’ (PY) olarak
adlandırılan ve önceden belirlenmiş birtakım kriterlere göre seçilmesi gereken
finansal aracılarla çalışmaktadır. Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) ihaleleri
tüm katılımcılara açık olmakla birlikte, piyasa yapıcısı bankalar birtakım hak
ve yükümlülüklere sahip bulunmaktadırlar” bilgisi verildi.
Türkiye’de PY sisteminin, 1999 yılı sonunda IMF ile yapılan Stand-by
Düzenlemesi sonucu 8 Mayıs 2000 tarihinde 19 banka ile uygulamaya konulduğu
belirtilen raporda, “Bu dönem için önceden belirlenmiş kriterler mevcuttur ve bu
kriterlere göre bankalar seçilmiştir” tespitinde bulunuldu. Buna karşın raporda,
Kasım 2000’de çıkan kriz nedeniyle 2 Eylül 2002’ye kadar ara verilen sistemin,
AKP iktidarından hemen öncesine gelen bu tarihten sonra her yıl yenilenen
sözleşmeler ile sürdürüldüğüne dikkat çekildi.
Hazine kriterleri belirlemiyor
Raporda “sistemin işleyişine ilişkin temel sorunlar” ise şu ifadelerle yer
aldı:
• Piyasa yapıcısı bankaların seçiminde kanunen önceden belirlenmesi gereken
kriterler müsteşarlıkça belirlenmemiştir. 4749 sayılı Kanun’a göre, piyasa
yapıcısı bankalar önceden belirlenmiş kriterlere göre seçilmelidir. Uygulamada
ise 2000 yılında belirlenmiş olan kriterler güncellenmemiş, 2008 yılı için ise
söz konusu kriterler Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenmemiş ve başvuru yapan tüm
bankalar PY olarak kabul edilmişlerdir.
• DİBS ihale sürecinin belli aşamalarında, ihale sonucunu etkileyebilecek
eksiklikler mevcuttur. Piyasa yapıcılara, rekabetçi olmayan teklif (ROT) adı
altında ihale öncesinde, ihalede oluşacak ortalama fiyattan alım yapmak üzere
teklif verme hakkı tanınmıştır. Müsteşarlık ROT yoluyla uygun gördüğü
miktarlarda satış gerçekleştirmektedir. ROT yöntemiyle yüksek oranda
borçlanılması, çoklu fiyat uygulaması açısından ortalama fiyattan çok fazla
satış yapıldığı anlamına gelmektedir. Ancak, ROT’ta teklifi kabul edilen PY’ler,
ihalede rekabet etmek yerine ortalama fiyatı yükseltmeye
çalışabileceklerdir.
• İhaleler, müsteşarlıkça bir kesim çizgisi tespit edilerek
sonuçlandırmaktadır. Bu aşamada, kesim çizgisi üstünde verilen teklifler kabul
edilmiş olmaktadır. Kesim çizgisi çekilirken stratejik ölçütler, ihtiyaç duyulan
finansman programı miktarı, piyasa koşulları, kamuoyuna duyurulan borçlanma
stratejisi, ihale teklif miktarı ve teklif yapısı kavramlarından hangisinin ne
aşamada ve ne amaçla kullanıldığı bilgisi ihale bazında mevcut değildir.
• İhale öncesinde bir borçlanma tutarı veya aralığının tespit edilmemesi,
ihalede borçlanılan tutarın ne kadar doğru ve tutarlı bir şekilde belirlendiği
konusunda tereddütler uyandırmaktadır. Piyasa yapıcısı bankalar ve diğer
katılımcılar arasında DİBS ihalelerinde muhtemel olan bir anlaşma ve birlikte
hareket durumu için önlemler ve yaptırımlar mevcut değildir. DİBS ihalelerinde
bilgi korunması ve gizliliğin ihlali konusunda yaptırımlar yeterli
değildir.