Haydarpaşa ve Sirkeci Garları için Eylem

(Fotoğraf: Gazete Duvar)

Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Haydarpaşa Dayanışması'nın düzenlediği açıklamaya katılanlar 9 Kasım Cumartesi günü Kadıköy İskele Meydanı'nda bir araya geldi. İskeleden başlayan yürüyüş, saat 13.30'da Haydarpaşa Garı önünde son buldu. Burada yapılan açıklamada, "Deprem bekleyen bir kentin en önemli ulaşım yapıları ve ihtiyacı olan Haydarpaşa limanı, Haydarpaşa Garı, Sirkeci Garı, ulusal ve uluslararası gayrimenkul, turizm vb. sermayesinin emrine sunulmaya çalışılıyor." denildi.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; Haydarpaşa Dayanışması tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Haydarpaşa Garı, limanı ve çevresinin 2000’li yıllardan bu yana iktidar ve emrindeki TCDD yönetimi tarafından büyük bir inatla sermayeye peşkeş çekilme girişimine karşı, toplumun tüm duyarlı kesimleri ile birlikte yılmadan ve usanmadan bir direniş veriliyor. Özellikle 2004 yılından itibaren, TCDD ve kamusal alanlarımızın özelleştirilmesine dair yasalar çıkartılarak, koruma kurulu kararları, koruma amaçlı imar planları yok sayılarak, şeffaflıktan uzak, gizli kapaklı projeler, sözleşmeler yapılıp kamu kaynakları milyonlarca lira zarara sokularak; deprem bekleyen bir kentin en önemli ulaşım yapıları ve ihtiyacı olan Haydarpaşa limanı, Haydarpaşa Garı, Sirkeci Garı, ulusal ve uluslararası gayrimenkul, turizm vb. sermayesinin emrine sunulmaya çalışılıyor.

Reklam Goruntulenme Bolumu

Yıllar içinde bu amansız uğraşı ‘Haydarpaşa Manhattan Olacak’, ‘Haydarpaşa Venedik Olacak’, ‘Haydarpaşa Otel Olacak’, ‘Haydarpaşa Ticaret Merkezi Olacak’, ‘Haydarpaşa Kültür Merkezi Olacak’, ‘Haydarpaşa Cruise Liman Olacak’, ‘Haydarpaşa olimpiyat köyü olacak’ ve ‘Haydarpaşa Müze Olacak’ gibi söylemler ve kentsel dönüşüm projeleri olarak karşımıza çıktı. Aynı inatla sürdürülen yasal ve toplumsal mücadelelerin sonucunda bütün bu projeler ortadan kaldırıldı. Ancak inat bitmedi. Haydarpaşa Garı’nın Gar işleviyle milyonlarca bedel ödenerek yapılan restorasyonu ve arkeolojik çalışmaları sona erip trenleriyle ve toplumla buluşması beklenirken iktidar bu kez karşımıza kültür endüstrisi sermayesi adına ‘kültür vadisi’ denilen bir proje çıkardı. TCDD’nin kendi Müdürlüklerinin dahi İstanbul’un merkezi gar binası olan Haydarpaşa ve Sirkeci garlarına olan ihtiyacı ısrarla belirtilmesine rağmen TCDD yönetimi tarafından Ağustos 2024’te yapılan bir protokolle Haydarpaşa ve Sirkeci Garları 29 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi. Hukuksuz ve kamu yararına aykırı bulunan bu protokole karşı TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent şubesi ve Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası tarafından protokolün yürütmesinin durdurulması ve iptali için idari yargıda dava açılmıştır.

Gerek protokol eki belgede demiryollarına bırakılan alanın yetersizliği ve ardından yine gizli kapaklı hazırlanan ve son günlerde Kültür ve Turizm Bakanı tarafından kamuoyuna açıklanan bu yeni dönüşüm projesi taslağı, diğer projelerde olduğu gibi Sirkeci ve Haydarpaşa Garlarını, kamu yararı ve toplumun ulaşım hakkının gözetilmesi kaygılarından uzak bir şekilde, özel bir zümreye hizmet edecek bir kültür endüstrisi alanına dönüştürme çabasından başka bir şey değildir. Her türlü yöntem kullanılarak toplum nezdinde meşrulaştırılmaya çalışılan bu projeler incelendiğinde arkeo-park, müze, bienal, millet bahçesi ve performans sanatları merkezi gibi işlevlerle garın ana ulaşım merkezi olarak kullanımının geri plana atılacağı açık olarak anlaşılmaktadır. Haydarpaşa ve Sirkeci Garları sembolik olan birkaç trenin geleceği bir istasyona çevrilmek isteniyor. Tüm dünya metropollerinde şehir merkezindeki garların ihtiyaç duyduğu trenlerin bakım, onarım, depo ve park alanları ile demiryolcuların çalışma mekanları gibi yerler Haydarpaşa ve Sirkeci söz konusu olduğunda planlara dahil edilmiyor.

Haydarpaşa ve Sirkeci Garları dünyada iki kıtayı demiryolları ile birleştiren ve bir başka örneği bulunmayan gerek uluslararası gerekse ulusal koruma otoriteleri tarafından dünyanın ‘yaşayan endüstri mirası’ olarak kabul edilmiştir. Bu ‘yaşayan’ endüstriyel mirasının sermayeye peşkeş çekilerek öldürülmesine asla geçit vermeyeceğiz. Evrensel koruma ilkeleri, İstanbul’un deprem gerçeği ve ulaşım ihtiyaçları dikkate alınarak, garlarımızın ‘Gar’ olarak kullanılmaya devam edilmesi ve trenlerimizle birlikte topluma bir an önce iade edilmesi yaşamsal bir zorunluluktur. Toplumsal ihtiyaçları ve evrensel ilkeleri görmezden gelen tüm projeler gibi, meşruluktan uzak bu projeleri de reddediyoruz. Yirmi yıldır sürdürdüğümüz haklı mücadelemiz, Haydarpaşa ve Sirkeci garları tam kapasite ile topluma iade edilene kadar sürecektir. Kültür sanatın araçsallaştırılması ile demiryolcuların, emekçilerin, işçilerin ve garlardaki küçük esnafın Haydarpaşa ve Sirkeci’de yerinden edilmesine, koparılmasına izin vermeyeceğiz.”