Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Milliyet’e verdiği söyleşide hava kirliliğini önlemek için şehirlerde araç sayısının düşürülmesi gerektiğinin altını çizerek, “Temiz hava için temiz akaryakıt” konusunu gündeme taşıdı. Bakan Müezzinoğlu’nun üzerinde durduğu bu konu aslında sadece Türkiye’nin değil, dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkesinin de başlıca sorunu.
Çin, Kore ve İngiltere’nin ardından Fransa da, hava kirliliği konusunda tehlike sınırına gelirken, bu durum, benzer sorunların Türkiye’de, özellikle araç sayısının çok yoğun olduğu İstanbul’da da yaşanabileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Uzmanlar, bunun olmaması için gecikmeksizin bazı önlemler alınmasının kaçınılmaz olduğunu, özellikle de kullanılan yakıtlar, yakıt kalitesi ve araçların teknik durumlarının gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.
Fransa’nın başkenti Paris’te hava kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaşması üzerine otobüsler, elektrikli ve hibrit motorluların yanı sıra üç kişiden fazla yolcu taşıyan araçların kente girişine izin verilirken, tek-çift plaka sınırlaması getirilmişti. Motosikletler de bu uygulama kapsamına alınırken, araç sayısını azaltmak amacıyla toplu taşıma araçlarında ücretsiz taşıma yapılmıştı.
Egzoz ucunda tehlike
Kirliliğin, özellikle yakıtlardan kaynaklanan ve havaya karışan kükürt dioksit, ağır metaller gibi etkenlerle gerçekleştiğini söyleyen uzmanlar, bunun da insan sağlığını önemli derecede etkileyen unsurlar arasında bulunduğunu belirtiyor.
Özellikle yanma sonucu ortaya çıkan, benzin oktanının artırılmasında kullanılan benzen ve toluen gibi uçucu organiklerin ise insan sağlığı üzerinde çok olumsuz etkiler yaratacağını kaydeden uzmanlara göre, bunun önüne geçilmesi için, yakıt kalitesinin yanı sıra daha az zararlı madde içeren alternatif yakıtların ön plana çıkarılması gerektiğine dikkat çekiyor. Kaliteli LPG’nin benzinli araçlardaki gibi kükürt çıkarmadığını hatırlatan uzmanlar, benzinin de, dizele oranla havada daha az zararlı madde bıraktığını vurguluyor.
Dışarıda teşvik var
Uzmanlara göre, son dönemde yeni teknolojilerle donatılmış benzinli motorların yanı sıra kaliteli LPG, CNG, elektrik gibi alternatif yakıtların kullanımının artması için teşvik gerekiyor. Çin, Kore ve Japonya gibi ülkelerde özellikle taksilerde kalitesi yüksek LPG ve CNG gibi yakıtların kullanıldığını, bunun için de teşvikler verildiğini hatırlatan uzmanlar, benzer şekilde Londra başta olmak üzere Çin ve Kore’nin büyük kentlerinde ciddi teşvikler getirildiğini hatırlatıyor.
Uzmanlar, kalitesi düşük akaryakıt sorununun büyük ölçüde eski rafineri teknolojisinden kaynaklandığını belirtiyor. Avrupa ve Türkiye’deki rafinerilerin en yeni teknolojilerle donatılması gerektiğine dikkat çeken uzmanlara göre sadece Kırklareli’de bulunan rafinerinin, bu yüksek standartları karşılayabildiğini de vurguluyorlar.
Hızlı aksiyon almak gerekli
Son dönemde hava kirliliğinin, dünyanın pek çok ülkesinde alarm vermesi, Türkiye’ye ithal edilen yakıtların kalitesinin daha sıkı denetlenmesinin yanı sıra alternatif yakıtlar ve yeni araç teknolojilerine yönelik bazı teşvikleri de gündeme getirdi. Benzer önlemlerin Türkiye’de de uygulanması gerektiğini, ancak bu konuda daha hızlı aksiyon alınmasının şart olduğunu vurgulayan uzmanların, üzerinde birleştiği noktalar şöyle:
- Türkiye’de akaryakıtta kontrol standartlarının gözden geçirilmesi.
- İthal edilen ve satılan yakıtların kalitesinin sıkı denetlenmesi.
- Muayenesi ve egzost ölçümü yapılmamış araçların takibi.
- Hurda indirimi gibi çözümlerle eskimiş teknolojiye sahip otomobillerin kademeli olarak trafikten çekilmesi.
- Elektrikli araçlar için gerekli altyapının hızlı bir şekilde yayılması.
- Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi yeni nesil yüksek teknolojiye sahip motorlarla donatılmış araçlara ve LPG gibi daha az emisyon değerine sahip araçlara ağırlık verilmesi, bu tip araçların kullanımı için sürücülerin özendirilmesi.
- Yine dünyanın gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi hibrit motorlu otomobillere çeşitli teşvikler uygulanması, en önemlisi elektrikli araçlara yakın bir vergilendirmeye tabi tutulması.
AB kararlı adım atıyor
3. İstanbul Karbon Zirvesi’ne katılan Uluslararası Emisyon Ticareti Birliği AB Politika Direktörü Sarah Deblock, tüm ülkelerin, emisyon azaltımı konusunda ilk defa bir anlaşmaya birlikte imza attıklarını belirterek, “Paris Anlaşması ile 2020’ye kadar iklim değişikliğine yılda 100 milyar doların üzerinde yatırım yapılmasının zemini hazırlandı” dedi.
Avrupa Komisyonu İklim Hareketi Direktörlüğü’nden Dimitrios Zevgolis ise AB’nin karbon azaltımı konusunda yol haritasını belirlediğini ifade ederek, “AB’de 2005-2030 arasında yüzde 43 oranında karbon emisyonu azaltılacak, bu süreç devam ediyor. Bu sayede, üye ülkeler arasında ve bölgede iklim değişikliklerine yönelik güçlü değişimler gerçekleşecek.”