İstanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR), geçen pazar günü Türkiye'nin en ünlü hattatlarını misafir etti. 'Hüsn-i Hat Buluşması' kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü ve Kültür AŞ tarafından düzenlenen panele, Prof. Dr. Uğur Derman, Hüseyin Kutlu, Semih İrteş, Ali Rıza Özcan, Savaş Çevik, M. Hilmi Şenalp, Cahide Erel, Hüsrev Subaşı ve Fatih Özkafa gibi usta sanatçılar katıldı.
Buluşma, İstanbul Sazendeleri'nin verdiği konserle başladı. Konserin ardından gerçekleşen panelde, hat sanatının günümüzdeki durumu ve sorunları gündeme getirildi. 'Yıllar evvel böyle bir buluşmanın yapılacağı söylenseydi, asla inanmazdım.' diyen oturum başkanı Uğur Derman, hat sanatının şimdilerde çok güzel bir dönem yaşadığını söyledi. Panele katılan sanatçıların ortak derdi ise restorasyonlar sonucu mimari yapılarda oluşan tahribattı.
'Restorasyonlar göz boyamadan ibaret'
Hüsn-i Hat Buluşması, cumartesi günü Şeyh Hamdullah ve Necmettin Okyay'ın Karacaahmet'teki kabirlerini ziyaret ile başladı. 'Hattatlar Sofası' olarak adlandırılan Şeyh Hamdullah'ın kabrinin bulunduğu mekânın harap hali, sanatseverleri üzdü. Bu üzüntü, pazar günü panele gösterilen yoğun ilgiyle sevince dönüştü. Avrasya Maratonu'nun yol açtığı trafik sıkışıklığı bile ilgiyi azaltmamıştı.
Hattat Hüseyin Kutlu ve mimar Semih İrteş, ortak bir bildiri sunarak yanlış restorasyonlar sonucu sivil ve dinî mimari yapılarda oluşan tahribatlar üzerinde durdu. Resmi kurumlarda hat ve tezyinat uzmanlarına yer verilmediğini ifade eden Kutlu, "İyi niyetle yapılan kimi çalışmalar, sanatı yozlaştırıyor. Osmanlı'daki lonca teşkilatı gibi bir disiplin içerisinde olmamız gerekiyor." dedi. Semih İrteş de bir dia gösterisi ile yapılan tahrifata dikkat çekti ve restorasyonların göz boyama olduğunu söyledi. Yard. Doç. Dr. Savaş Çevik, panelde hattaki klasik ve modern uygulamalara dikkat çekerek, bu tartışmanın her devirde yaşandığını ifade etti. Mimar M. Hilmi Şenalp de, "Kültürel kodlarımızı okumadan yeni stilizasyonlara gitmek mümkün değil. Gelenek kültürü içinde, yozlaşmaya düşmeden hat sanatına yeni yorumlar getirilebilir." dedi.
Zaman zaman tartışmalara sahne olan panelde Prof. Dr. Hüsrev Subaşı, 'kültür politikaları oluşturup çalışmaların ehliyetli insanlarla yapılması gerektiğini' söyledi. Konuşmacılardan Fatih Özkafa, hat eğitiminin bugünkü durumunu, Cahide Erel ise mimarinin sanatsal giydirilmesinde hat sanatının rolünü anlattı. A. Rıza Özcan, konuşmasında, sanatseverleri bitmesine sayılı günler kalan 10. İstanbul Bienali'nin dokuzuncusuna götürdü. 2005'teki bienalde İ. Hakkı Altunbezer ile Halim Özyazıcı'ya ait 'Gel keyfim gel' ve 'Bu da geçer ya Hu' ibarelerinin yazılı olduğu tabelaların, örgüt pankartı diye yerinden indirilmesini hatırlatan sanatçı, "Kültüründen haberdar olmayanlar için böyle acınacak hallere düşmek kaçınılmazdır." dedi. Panelin ardından Uğur Derman sanatseverlere, Sabancı Müzesi'nde 1 Kasım'a kadar açık olan 'Habersiz Buluşma' adlı sergiyi gezmelerini salık verdi.
'Hüsn-i Hat Buluşması' kapsamında sanatçıların atölyelerinde sohbetler ve meşk çalışmaları yapılıyor. İlki Hüseyin Kutlu Atölyesi'nde dün gerçekleşen atölye çalışması, bugün Hasan Çelebi, yarın da Savaş Çevik Atölyesi'nde saat 15.00'te yapılacak. 30 sanatçının 99 eserinin yer aldığı sergi ise 3 Kasım'a kadar CRR Fuaye Salonu'nda görülebilir. Panele katılamayan sanatseverler üzülmesin, önümüzdeki günlerde sunulan bildirilerin ve hat eserlerinden örneklerin yer aldığı bir kitap yayımlanacak.
Hasan Çelebi'ye Gümüş Lale Ödülü
Geleneksel Sanatlar Derneği tarafından ilki geçtiğimiz yıl ebru sanatçısı Hikmet Barutçugil'e verilen 'Gümüş Lale Ödülü', bu sene 'en yaşlı hattat olması ve hat sanatına olan katkılarından dolayı' Hasan Çelebi'ye verildi. Duygulanan sanatçı, ödülünü Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanı Hüseyin Öztürk'ten aldı. Bu ödüle layık görüldüğü için çok mutlu olduğunu söyleyen Çelebi, sanatseverlere hitaben "Bana hattat dediğiniz için, sizi utandırmamak için bu ödülü kabul ediyorum." dedi.