'Hasankeyf'in Yok Olmasını İstemem ama Hayat Acımasız'
Restore edilen eserlerder biri Zeynel Bey Türbesi. İşçiler, “Madem su
altında kalacak, niye onarıyoruz, bilmiyoruz” diyor. Fotoğraf: Serkan
OCAK
Sualtında kalacak denilen Hasankeyf'te restorasyon başlatıldı!
'Eserler ne olursa olsun onarılmalı' diyen Kültür Bakanı Günay: Hasankeyf yok
olsun istemem ama hayat acımasız, devlet katı
“Bize yap dediler, yapıyoruz. Madem sular altında kalacak neden yapılıyor,
biz de bilmiyoruz” diyor Hasankeyf’teki Zeynel Bey Türbesi’nde güçlendirme
çalışmaları yapan ustalardan biri. Son günlerde tarihi kent Hasankeyf’teki
eserlerde yoğun bir çalışma başlatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı kökleri
binlerce yıl öncesine dayanan, yıllardır bakımsızlıktan ayakta durmaya zorlanan
eserlerin güçlendirilmesi için çalışma başlattı. Hükümet ise Ilısu Barajı’nın
yapılması konusunda kararlı. İhaleye verilen eserlerin güçlendirme çalışmaları
başladı ancak ortada Ilısu Barajı yapılırsa eserlerin ne olacağına dair net
hiçbir koruma projesi yok!
Eserlerdeki çalışmaları görenlerin akıllarına da şu soru geliyor: ‘Madem
sular altında kalıp yok olacak ya da taşınacak. O halde bu eserler neden
onarılıyor? Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay bu soruya şöyle cevap
veriyor: “Hasankeyf yok olsun istemiyorum ama hayat acımasız.”
Hasankeyf cıvıl cıvıl
Bir yanda uluslararası akademisyenlerin katılımıyla bilimsel konferans
yapılıyor, diğer yanda bir grup Çinli kenti ziyaret ediyor. Kaleye çıkan
öğrencilerin kimi kolbastı oynuyor, kimi halay çekiyor. Baharın simgesi
rengârenk çiçekler, dört bir yanı süslüyor. Birkaç yüz metre ötede ise onlarca
yabani at Dicle’nin kıyısından su içiyor.
Hasankeyf Kalesi, Büyük Saray, El Rızk Camii, Artuklu Köprüsü, Zeynel Bey
Türbesi, İmam Abdullah Türbesi yüzlerce, binlerce yılın çatlaklarına rağmen
inatla ayakta duruyor.
Muğla Üniversitesi’nden Doç. Dr. Adnan Çelik’in verdiği bilgilere göre,
Hasankeyf’in kesintisiz olarak sadece yazılı tarihi 3 bin 4 bin yıl öncesine
uzanıyor. Ancak bu geçmişi 12 bin yıl öncesine kadar götürenler de var. Artuklu,
Eyyübi, Akkoyunlu, Osmanlı’dan eserler yer alıyor dört bir yanda. Kimi
bakımsızlıktan yok olmuş, kimi yok olmak üzere.
Hasankeyf’te eserler için ilk kez bir güçlendirme çalışması başlatıldı. İlk
olarak da 15. yüzyılda Akkoyunlular döneminde yapılan Zeynel Bey Türbesi’ne
iskele kuruldu. Hemen yanındaki ‘Hamam’ın yıkılan taşları yeniden döşeniyor.
Kültür Bakanlığı’ndan Hasankeyf’teki eserlerin restorasyon ve güçlendirme
ihalesini alan şirket yöneticileri konuşmak istemiyor. Hamamın eski yapısına
uygun taşları büyük bir itinayla seçen Ali usta şunları söylüyor: “Buraya
Batman’dan geldim. Çalışmaya geldik.Hasankeyf sular altında kalacakmış. Neden
yapıyoruz bunu pek de anlamıyorum.”
Zeynel Bey Türbesi’nde çalışan başka bir işçi de, Hasankeyf’in sular altında
kalması istemediğini söylüyor. Çalışmaları sürdüren ve adını vermeyen bir
uzmansa, Hasankeyf’in sular altında kalsa da kalmasa da bu eserlerin her an
yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ve güçlendirme çalışmasının
yapılmasının çok doğru bir adım olduğunu belirtiyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, konuyla ilgili şu açıklamalarda
bulundu: “Orası çok büyük bir proje. Yıllara dayanan bir geçmişi var. Hasankeyf
bunun dallarında birisi sadece. ‘Hasankeyf baypas edilerek bu proje devam edemez
mi acaba?’ diye girişimde bulundum ‘olmaz’ dediler. Teknik olarak size böyle
cevap verildiği zaman yapabileceğiniz bir şey yok. Orada iki kot var. Üst
kottakilerde bir şey yok onlar düzenlenip kendilerine kalacak. Aşağıdakilerden
de hangileri taşınabilir, hangileri taşınamaz ve yerinde kalacak, onunla ilgili
bir çalışma yapıyoruz. Taşınacak olanları da iyileştirme çalışmaları yapıyoruz.
Çünkü o haldeki taşırken bile darmadağın olabilir. Önce bakım yapılması sonra
taşınması lazım. Bazıları ‘Madem taşıyacaksınız bunları neden iyileştirme
yapıyorsunuz’ diyorlar. Taşıyamazsınız. O kadar bakımsız, o kadar darmadağın, o
kadar çözülmeye hazır ki taşımaya kalktığınız anda elinizde bir toprak yığıntısı
kalır. Onun için iyileştirme çalışması ve tespit çalışması beraber yürüyor.”
‘Onlar aceleci bizimkiler ağır’
Kültür Bakanı Günay, Hasankeyf için Çevre Bakanlığı ile zaman zaman
toplandıklarını söylüyor: “Biz Hasankeyf için Çevre Bakanlığı ile toplanıyoruz
arada bir. Onlar çok aceleci, bizimkiler de tam tersi yavaş hareket ediyor. Ben
Hasankeyf’in yok olmasını istemiyorum tıpkı ‘Emek Sineması’ gibi. Ama hayat
başka bir katılık ve acımasızlıkta. Yani Hasankeyf’le ilgili koca bir su projesi
var. DSİ sürekli ‘şu çapta suya ihtiyacımız var’ diye sürekli önümüze
getiriyorlar.
Normal olarak onlar yapma konusunda aceleci bizim arkadaşlar da koruma
konusunda dikkatli. Acele ile dikkat arasında bir dengede götürmeye çalışıyoruz.
Keşke yok olamasa. Bir baraj projesi yapıyoruz bir şehrimiz suyun altında
kalıyor. Hatıralar kalıyor. Devlet biraz katı.”
Hasankeyf, sular altında kalır mı kalmaz mı? Belli değil. Gerçek şu ki, doğru
dürüst hiçbir yatırım olmasa bile Hasankeyf’i görmek için her hafta
binlerce turist bölgeye akıyor.
Sınır: Minarenin şerefesine kadar...
Ilısu Baraja yapılırsa Hasankeyf’in ne kadarının sular altında kalacağı
-tamamı, yarısı, bir kısmı- zaman zaman tartışma konusu oluyor. Hasankeyf’te
kurtarma çalışmalarını yürüten Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’a göre Hasankeyf’te su
altında kalacak ‘aşağı Hasankeyf’, Hasankeyf’teki eserlerin yaklaşık yüzde
60-70’ini kapsıyor.
Sular altında kalacak eserlerden bazılar şöyle: * Zeynel Bey
Türbesi etrafındaki harabeler * Hamam * El-Rızk Camii (Hasankeyf’in
merkezinde bulunan ve halen ibadete açık olan caminin minaresindeki hoparlörlere
kadar sular gelecek) * Kilise harabesi * Sultan Süleyman Camii * Avlusundaki
sondajda kalkolitik seramikler bulunan Koç Camii * Kızlar Camii ve etrafındaki
türbe, dükkânlar * İmam Abdullah Türbesi.