Hasankeyf'e Bir Darbe de Almanya'dan

Almanya ve Avusturya hükümetleri 12 bin yıllık tarihi Hasankeyf'i sular altında bırakacak Ilısu Baraj Projesi'ne 'evet' diyerek tarihi suça ortak oldu.

Almanya hükümeti de dün açıkladığı bir kararla Ilısu Baraj ve Hidroelektrik Santralı Projesi'ne kredi teminatını onayladı. Avusturya hükümeti de 8 Mart'ta aynı yönde karar almış ve kredi onayı imzası için kararı Maliye Bakanlığı'na göndermişti.

Şimdi gözler Ilısu Baraj Projesi'nin üçüncü ayağını oluşturan İsviçre hükümetine çevrildi. Ama tahminler Almanya ve Avusturya'dan sonra İsviçre hükümetinin de onay vereceği yönünde. Dolayısıyla Hasan-keyf'i sular altında bırakacak baraj projesinin kredi sorununun önündeki engeller kalkmış olacak.

'Kararı protesto ediyoruz'
Ancak barajı yapan hükümet kadar krediyi veren Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetleri de bu tarih katliamından sorumlu olacak. Avrupalı şirketler ve hükümetler olmaksızın gerçekleşmesi mümkün olmayan Ilısu Barajı, 12 bin yıllık bir kültürel mirası, eşi ve benzeri olmayan Dicle Vadisi ekosiste-mi ve yereldeki insanların sosyal yapısı yok edecek. Hasankeyf'i Yaşatma Girişimi, yaptığı açıklamada Avrupalı hükümetlerin aldıkları kararı şiddetle protesto etti.

Açıklamada "Ilısu Baraj Projesi alınacak bazı önlemlerle düzeltilecek bir proje değil, baştan sona yanlış bir projedir. Bu 3 Avrupa hükümeti kendi kendine kredi teminatı konusunda belirledikleri kriter ve yaklaşımları ihlal ederek, ikiyüzlü davranış sergilemiş, aslında ekonomik çıkarların birinci kriter olduğunu maalesef ortaya koymuşlardır. O çok duyduğumuz Avrupa'nın çağdaş kriter ve değer yargıların nerede olduğunu sormak istiyoruz herkese? Ancak kredi onayı ile birlikte tarih, kültür, çevre dostu herkesi yeni bir mücadele süreci bekliyor. Bu mücadelemizin bir yanı Türkiye, AİHM olurken, diğer yanı bu krediyi onaylayan söz konusu ülkeler olacak. Dolayısıyla Avrupa'nın her yeri Hasankeyf'i yaşatmak için bir mücadele alanı olacak. Bu kredi onaylansa bile inşaat başlamayacak, inşaat başlasa bile bitirilemeyecek, bitirilse bile su tutulmayacak şiarıyla tüm tarih, kültür ve doğa dostlarını dayanışmaya çağırıyoruz. Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetleri açısından sorulması gereken soru, ne zamana kadar bu suça ortak olacaksınız. Kendi geleceğimizi kendimiz belirlemek istiyoruz. Kültür mirası, çevre ve sosyal yapıda kayıplar olmadan bölgesel kalkınman gerçekleşeceği bir gelecek istiyoruz" denildi.