Hasankeyf ve Allianoi'ya Müjde



Danıştay kararı, Hasankeyf dahil pek çok tarihi mekân ve eserin kaderini değiştirdi. Fotoğraf: Serkan OCAK

Barajlardan etkilenecek kültür varlıklarının 'nasıl ve ne kadar' korunacağına karar veren bilim komisyonunda 'yatırımcı temsilcisi'nin bulunması, Danıştay'a takıldı!

Hasankeyf ve Allianoi’nin baraj suyu altında kalmasına yol açacak Turizm ve Kültür Bakanlığının 717 sayılı ilke kararını iptal eden Danıştay, bir karar daha verdi. Danıştay 6. Dairesi, Bakanlık tarafından yeniden çıkarılan 749 sayılı ilke kararının yürütmesini de durdurdu.

Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararında kültür varlıkları ve arkeolojik sit alanlarının korunması amacı için oluşturulan bilim komisyonunda ‘yatırımcı kuruluş temsilcilerinin de üye olarak yer almasının hukuka uygun olmadığı’na hükmedildi.

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu, 2006 yılında 717 sayılı 3 maddelik bir ilke kararı almıştı. Koruma bölge kuruluna verilen görev ve yetkinin, DSİ’ye verilmesi, DSİ’nin taşınmaz kültür ve tabiat varlığnı su altında bırakma karar verme yetkisi tanıyordu. Çevreciler söz konusu kararın iptali için Danıştay’a dava açtı.

‘Bu konu DSİ’nin işi değil’

Danıştay 6. Dairesi, “Hasankeyf’in taşınması ile Allianoi’nin üzerinin mille kaplanarak su altında kalmasına” neden olacak Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Yüksek Kurulu’nun ilke kararını iptal etti. Kararın gerekçesinde ‘DSİ’nin kültürel varlıklar üzerine karar verme yetkisinin bulumadığı’ vurgulandı.

DSİ yoksa yatırımcı olsun!

İptal kararından sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı 2009’da 749 sayılı yeni bir ilke kararı daha aldı. Yeni ilke kararında, taşınmaz kültür varlıkları ve arkeleojik sit alanları üzerinde kurulacak barajlar için DSİ’ye tanınan yetkiler, bu kez Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından üniversitelerin ilgili bilim dallarındaki öğretim üyeleri ile ‘yatırımcı kuruluş’ temsilcilerinden oluşan en az beş kişilik bir komisyona verilmesine karar verildi.

Komisyonda ‘yatırımcı kuruluş’ temsilcisinin bulunmasının kuzunun kurda teslim edilmesi anlamına geldiğini öne süren Ankara Barosu, Allianoi Girişim Grubundan Peyzaj Mimarları ve Çevre Mühendisleri Odası, Ekoloji Kolektifi ve Mağara Araştırma Derneği, ilke karara karşı Danıştay’a dava açtı.

Danıştay, davacıların yatırımcı kuruluşun bilim komisyonunda yer almasının hukuka uygun olmadığı iddiasını haklı buldu ve “Kanun ile koruma bölge kurullarına verilen görev ve yetkinin kullanılmasında ‘ilgili kuruluşa’ tanınan hazırlık ve sunum görevinde 2863 sayılı kanunun amacı ile koruma bölge kurullarının nitelik ve çalışma koşulları bakımından hukuka uyarlık bulunmamaktadır” dedi.

‘Kurda kuzu teslim edilmez dedik, haklı çıktık’

Ankara Barosu Kent ve Çevre Kurulu adına açıklama yapan avukat Emre Baturay Altınok, “Danıştay, kurdun kuzuyu koruyamayacağı iddiamızı haklı buldu. Allianoi’yi suya gömecek Yortanlı barajı beş yıl sonra ilk kez bu hafta sonu su tutmaya başlayacaktı. Bu karar nedeniyle başlatılamadı” dedi. 

Ekoloji Kolektifi adına açıklama yapan avukat Gözde Timuroğlu ise yatırımcı kuruluşa böyle bir karar yetkisi verilmesinin, kültür ve tabiat varlıklarının korunması konusunda bakanlık yetkilerinin şirketlere devredilmesi, insanlık mirasının yatırım hırsına feda edilmesi anlamına geldiğini savundu. Danıştay kararı, yurt çapında barajlardan etkilenecek bütün kültür ve tabiat varlıklarını ilgilendiriyor.