Doğa Derneği, 9-10 Ocak 2010’da
'Barajsız Hasankeyf Arama Konferansı' düzenleyecek. Bölge
halkının yanısıra Türkiye içinden ve dışından çok sayıda akademisyen, uzman ve
sivil toplum örgütü temsilcisinin katılacağı toplantıda Dicle
Vadisi ve Hasankeyf’in UNESCO Dünya
Mirası listesine dahil edilmesi halinde Türkiye ve dünyaya katacağı
faydalar masaya yatırılacak. Toplantı, Ilısu barajı projesi ve Hasankeyf’in
bilimsel verilere dayanarak ülke ölçeğinde tartışılacağı ilk mecra olma özelliği
taşıyor.
Türkiye’nin güneydoğusunda Dicle Nehri kıyısında tarihi bir kent olan
Hasankeyf, doğal zenginlikleri ve 15 bin yıllık geçmişi ile UNESCO’nun on Dünya
Mirası kriterinden dokuzunu sağlayan dünyadaki tek yer. Öte yandan, Ilısu baraj
projesi, Dicle Nehri ve kollarından oluşan 400 kilometrelik doğal nehir yatağını
ve Hasankeyf başta olmak üzere vadiyle iç içe geçmiş everensel değer taşıyan
doğa ve kültür mirasını tehdit ediyor.
Doğa Derneği, 1950’lerde o yılların bilgi ve dünya görüşüne göre tasarlanmış
Ilısu barajı projesinin tümüyle iptal edilerek, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin
UNESCO Dünya Mirası listesine eklenmesini ve bölge için bu doğrultuda yeni bir
vizyon belirlenmesini talep ediyor. Pek çok uzman, Hasankeyf’i dünyanın önemli
çekim merkezlerinden biri haline getirebilecek bu yeni vizyonun Türkiye’ye bir
Ilısu baraj projesinden daha fazla ekonomik ve toplumsal yarar getireceğini
savunuyor.
Mısır Piramitleri’nin üç, Çin Seddi’nin dört, Taç Mahal’in ise yalnızca bir
kriterle UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edildiği göz önüne alındığında, on
kriterin dokuzunu sağlayan Hasankeyf’in evrensel değerinin daha net
anlaşılabileceğini belirlen Doğa Derneği Başkanı Güven Eken,
9-10 Ocak 2010’da düzenlenecek 'Barajsız Hasankeyf Arama Konferansı' hakkında
şunları söyledi:
“Hasankeyf sular altında kalmazsa ne olur? Dicle Vadisi ve Hasankeyf UNESCO
Dünya Mirası ilan edildiğinde, Türkiye ve dünyaya nasıl faydalar getirir? Bu
sorular, Türkiye’nin bu güne kadar hiç tartışmadığı sorular. Ilısu baraj
projesinin bir kader olarak dayatıldığı, barajın yapılabilmesi için milli
güvenlikten, turizme kadar pek çok konuda spekülatif argümanın üretildiği bir
dönemde, herşeyden çok bilimin ve aklın yol göstericiliğine ihtiyacımız var.
Barajsız Hasankeyf Arama Konferansı’nı işte bu nedenle düzenliyoruz. Toplantı,
Ilısu barajı projesi ve Hasankeyf’in bilimsel verilere dayanarak ülke ölçeğinde
tartışılacağı ilk mecra olma özelliği taşıyor. Bu konferansta, Hasankeyf ve
Ilısu Barajı çelişkisini ilk defa tüm boyutlarıyla masaya yatıracağız. Çünkü
Hasankeyf Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri. Hükümet, Hasankeyf
konusundaki bilimsellikten ve katılımcılıktan uzak tavrını sürdürdüğü takdirde,
tarihin affetmeyeceği bir yanlışa imza atacak. 9-10 Ocak 2010 yapılacak arama
konferansı, Hasankeyf konusunda yapılan tarihi yanlışı tüm boyutlarıyla ortaya
koyacak ve Hasankeyf’i UNESCO Dünya Mirası olarak yaşatmanın Türkiye ve dünya
için yaratacağı fırsatları hükümetin dikkatine sunacak”.