UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aday olan Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde seçim öncesinde betonlaşma hızlandı. Son iki aydan bu yana sit alanındaki konik kubbeli evler yıkılarak yerlerine 100’den fazla betonarme kaçak yapı inşa edildi.
Konik kubbeli evleri, surları, iç kalesi, Emevi dönemine ait Anadolu’nun en eski ve en büyük camii olma özelliklerine sahip Ulu Cami, içerisinde 7 bin yıllık kültür tabakalarını barındıran höyüğü ve sur içerisine yayılmış mimari kalıntıları ile Anadolu’nun en önemli turizm merkezlerinden biri olan Harran yağmalanıyor.
Kentteki meslek örgütleri, gazeteciler, baro, Urfa’nın kültürel değerlerini korumak için kurulmuş dernekler tarafından oluşturulan “Harran Yok Olmasın Girişimi” de bölgedeki tarih katliamına dikkat çekmek için harekete geçti.
Moğollar’dan bu yana en büyük tahribat
Girişim tarafından açıklanan bildiride Harran’ın 1979’da “arkeolojik sit alanı” olarak ilan edildiği, 1992’de de “Koruma Amaçlı İmar Planı”nın yürürlüğe girdiği anımsatıldı.
Yasayla birlikte bölgede kazı, sondaj, inşaat gibi her türlü fiziki müdahalenin yasaklandığına dikkat çekilen bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Koruma Amaçlı İmar Plan’ıyla yapılaşma şartları belirlenmiş olmasına rağmen özellikle son iki aydan bu yana Harran sit alanındaki konik kubbeli evlerin yıkılarak bunların yerlerine, ya da yanı başlarına 100’den fazla betonarme kaçak yapı inşa edildiği ve böylece Dünya Kültür Mirası Listesi’ne aday olan bu tarihi şehrin hızla beton yığınlarına dönüştüğü üzüntüyle tespit edilmiştir. Görevli kurumların resmi başvurularına karşın bugüne değin bir tek kaçak yapının dahi yıkımının gerçekleştirilememiş olması bu yapıları yapanları cesaretlendirmiş, böylece kaçak ve izinsiz yapıların sayısı gün geçtikçe artarak dünyaca ünlü bu ören yeri ne yazık ki yok edilme sürecine girmiştir.”
Yetkililerin göreve çağrıldığı bildiride, “Harran’a Moğollar tarafından verilen tahribattan sonra 21. yüzyıla yakışmayan bu büyük tahribata göz yumanları tarih asla affetmeyecektir” denildi.