‘Halkın Fabrikası’ Tasfiye Edildi



Yaklaşık bir yıldır üretime ara veren Tariş İplik ve Dokuma Fabrikası'nda korkulan oldu; Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği Yönetimi Kurulu fabrikayı tasfiye kararı aldı. Bugün sabah (2 Mart 2010) işbaşı yapmak için fabrikaya gelen işçiler giriş kapısındaki listelerden işten çıkarıldığını öğrendi. Başlangıçta polis tarafından içeri alınmayan, daha sonra fabrikanın konferans salonuna alınan işçiler eylemleri hızlandırmayı düşünüyor.

Geçen yıl Mart ayı başında üretime ara kararı alan Tariş İplik ve Dokuma Fabrikası'nda çalışan işçiler 6 ay kısa çalışma ödeneği, 6 ay da işsizlik sigortasından yararlanarak bir yıl ayakta kalsa da fabrikanın açılacağı umudu bugün sona erdi. Tariş Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği'nin fabrika için ‘tedbiren tasfiye’ kararı aldığı öğrenilirken, işsiz kalan yaklaşık 600 işçi karardan geri dönülmesi için mücadeleyi hızlandıracak.

‘Fabrikanın Açılmasından Korktular’

Sabahın erken saatlerinde fabrika kapısına gelen işçileri polis içeri almak istemeyince, kısa süreli bir gerginlik yaşandı. Türkiye Tekstil Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası (TEKSİF) İzmir Şubesi yönetiminin Valilik'le temasa geçmesinin ardından işçiler konferans salonuna geçerek önümüzdeki dönemde ne yapacaklarını kararlaştırmak için kısa bir toplantı yaptı.

Toplantı sonrası bir açıklama yapan TEKSİF İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy, 1 Mart 2010'da işbaşı yapmaları gerektiğini vurgulayarak ancak sabah geldiklerinde kapıda polis tarafından içeri alınmak istemediklerini kaydetti. Kendilerine fabrikayı tasfiye kararı alındığının ve yaklaşık 600 işçinin iş akdinin feshedildiğinin bildirildiğini aktaran Aksoy, “Asker mektubu gibi kağıtlarla işten atılma bildirimi yaptılar. Biz bir yıl boyunca her türlü fedakarlığı göstermemize rağmen Birlik yönetimi bir adım bile atmadı. Fabrikanın açılmasından korktular. Çiftçileri işçilerle karşı karşıya getirmek için politika yaptılar” dedi.

Olmak ya da Olmamak Mücadelesi

İşten çıkarılan işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarının bir an önce ödenmesi gerektiğini belirten Aksoy, “Biz mücadelemizin adını koyduk. Mücadelemiz olmak ya da olmamak mücadelesidir. Tariş'in halkın olduğunu bir kez daha göstereceğiz. Kışın ortasında insafsızca kapı önüne konulduk. Hepimiz kirada oturan, çocuk okutan insanlarız. Ortalığa zalimce atıldık. Birlik yönetimi bizimle müzakere masasına bile oturmadı. Biz de sürekli eylem kararı aldık. Öncelikle Tariş Genel Müdürlüğü önünde tepkimizi duyuracağız” diye konuştu.

Aksoy, Birlik yönetiminin kendi tanıdıklarını kapalı fabrikalarda tekrar işe aldığını iddia ederek şunları söyledi:

“İş akitler feshedilmeden önce 26 Şubat 2010'da akşamüstü saatlerinde haciz memuru getirip makineleri haczettiler. Bizi bu şekilde psikolojik olarak yıpratmaya çalıştılar. İcradan sonra da tüm arkadaşlarımızın çıkış kağıtlarını hazırladılar. Birlik yönetimi suçu önceki yönetimlere atıyor. Geldikleri günden itibaren iplikleri kaç paraya sattılar? Onu açıklasınlar. Pamuk Birliği yönetimine güvenmiyoruz. Bize hiçbir şeyi açıkça söylemediler. Cesaretleri olmadığı için işçi arkadaşlarımızın karşısına hiçbirisi çıkamıyor.”

Türk-İş Eylem Kararı Aldı

Tariş İplik ve Dokuma Fabrikası Genel Müdürü Ufuk Çelik ise, Pamuk Birliği'nin içinde bulunduğu finansal sıkıntıdan kaynaklı böyle bir karar alındığını iddia ederek Yönetim Kurulu'nun kararına saygı duyulması gerektiğini öne sürdü. Çelik, yasa gereği çalışanların haklarının ödeneceğini belirterek “Sürecin uzaması halinde tüm yasal faiz oranlarıyla birlikte ödeme yapılacaktır” dedi.

Türk-İş 3'üncü Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı da, Birlik yönetimini samimiyetsiz bulduklarını ve eylem kararı aldıklarını dile getirdi.

Satışı işçilerden büyük tepki çekmişti

8 Eylül 2009'da fabrikanın satılmasına ilişkin karara tepki gösteren işçiler adına konuşan TEKSİF İzmir Şube Başkanı Faruk Aksoy, şöyle konuşmuştu:

“Tariş İplik, Türkiye işçi hareketinin ilk direnişinin başladığı yer. Kimse bizden orayı sessiz sedasız bırakıp gitmemizi beklemesin. Biz gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Araştırmalarımızda Organize Sanayi Bölgesi içindeki fabrikanın satılması önünde hukuki engeller olduğunu tespit ettik. Fabrika, kombine yağ tesislerine ve diğer gayrimenkullere benzemiyor. Satılması önünde hukuki engeller var. Biz çalışanlar olarak her türlü fedakârlığı yapıyoruz. Ücretsiz izni, bir altı ay daha kısa çalışma ödeneği almayı, toplu sözleşmeyi bir yıl daha uzatmayı kabul ettik. İstediğimiz fabrikanın açılması. Bedeli ne olursa olsun iplik üretmeyi istiyoruz. Bize verdikleri sözlerin arkasında duracaklarsa daha da fedakârlık yapmaya da hazırız.”