Meslek odalarının açtığı dava sonucu, Güvenpark 1. Derece Doğal Sit Alanı ve Etkileşim Geçiş Sahasına ilişkin 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nın iptal edilmişti. Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın iptal edilen planla aynı içerikli planı yeniden onaylaması üzere meslek odaları harekete geçerek bu plana da dava açtı ve plana ilişkin bilirkişi raporu yayınlandı.
Ankara 16. İdare Mahkemesi’ne sunulan raporda, iptal edilen planla benzer bir plan onaylanmasının mahkeme kararlarını yok saymak olduğu ifade edilerek, adeta bilim ve teknik dersi verildi.
Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Peyzaj Mimarları Odası Ankara Şubesi, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, dava sürecine ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bilirkişiler Güvenpark’ı yok etme planlarının kamu yararına ve hukuka aykırılığını raporda ortaya sermiştir. Bilirkişiler, meslek örgütlerinin itirazlarına, uzmanların tespitlerine ve mahkeme kararlarına rağmen tekrar onaylanan Güvenpark imar planlarının; imar ve koruma mevzuatlarına, üst ölçekli plana ve planların kademeli birlikteliği ilkesine, kentsel peyzaj tasarım ilkelerine, park ve yeşil alan kavramlarının içeriğine, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına, çizim tekniklerine, tasarım kriterlerine ve kamu yararına uygun olmadığı yönünde görüş sundu.
Güvenpark, kent merkezinde gündelik yaşamın bir parçasıdır; tarihi, doğal ve kültürel değerlerin hala bir arada var olabildiği, kentin giderek azalan sembollerinden biridir. AKP iktidarı, bugüne kadar saygı duymadığı bu değerlerle adeta savaşmakta; özelleştirme, tahsis vb. yöntemlerle sermayenin eline bırakmakta, pazarlayamadıklarını ise türlü bahanelerle yok etmektedir. Yaya yoğunluğunun yüksek olmasına ve alanın korunması gereken değerlerine rağmen, sürdürülen inşaatın belirsizliği ve tedbirsizliği; üretilen sözde koruma amaçlı imar planlarının niteliksizliği ve hukuksuzluğu; milyonlarca kamu kaynağının harcandığı metronun güzergah ve istasyonlarının hala belirsiz oluşu ve en son 7 Eylül 2021 tarihinde metro inşaatı nedeniyle Güvenpark’ın ortasında meydana gelen göçük, bu yok edişi gözler önüne sermektedir. Cumhuriyetin ve Başkentin bu sembol mekanını ve Ankara’nın belleğini itirazlarımıza ve mahkeme kararlarına rağmen, yok etme pahasına ranta açan politikalara karşı dün olduğu gibi bugün de aynı noktadayız. Cumhuriyetin ve Başkentin mirasını, yaşam alanlarımızı, doğal, tarihi ve kültürel değerlerimizi koruyacağımızı; bilimin ve ilerici ortak değerlerimizin ışığında, kamu yararı adına mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
İptal edilen plan yeniden onaylandı
Açıklamada dava sürecine ilişkin şu bilgiler verildi: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 7 Kasım 2018 tarihinde ilan edilen ‘Güvenpark 1. Derece Doğal Sit Alanı ve Etkileşim Geçiş Sahasına ilişkin 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nın iptaline yönelik açtığımız ve Ankara 7. İdare Mahkemesi’nce görülen dava sonucu; planların kamu yararına, imar ve koruma mevzuatına, planlama, tasarım ve şehircilik ilkelerine uygun olmadığı gerekçeleriyle 23.01.2020 tarihinde iptaline karar verilmiştir.
Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, mahkeme kararlarını uygulamak ve mahkemenin iptal gerekçeleri doğrultusunda yeni bir plan hazırlamak yerine; 05.11.2020 tarihinde aynı planı yeniden onaylamıştır. Bu plana ise; iptal kararı verilen plan ile benzerlik gösterdiği, mahkeme kararının yok sayıldığı, Güvenpark’ın doğal ve kültürel miras değeri taşıdığı, Jansen Planı ile yüklenen işlevin göz ardı edildiği, plan raporundaki olasılıkların gerçekleşmesi halinde Güvenpark’ın doğal değerlerinin büyük bir tahribata uğrayacağı, planın üst ölçekli planlar ve kent bütünü yönünden değerlendirilmediği, peyzaj tasarımının alana özgü ve kent bütünündeki işlevlerinin korunamadığı, kent ve peyzaj planlama evrensel ilkelerine aykırı hareket edildiği, halihazırda park ve yeşil alan olarak belirlenmiş bir alanın basit bir imar revizyonu ölçeği ve yaklaşımıyla ele alındığı, şehircilik ilkeleri, kamu yararı ve planlama esaslarına aykırı olduğu gerekçeleri ile yürütmenin durdurulması ve işlemin iptaline yönelik meslek örgütleri tarafından dava açılmıştır.”