Karayolu tünel projelerinin en temel
özelliklerinden birini tünelin kaza, yangın, arıza ve diğer acil
durumlardayaya kaçışına ve acil müdahale ekiplerine imkan
tanıyacak şekilde tasarlanmasıdır.
Avrasya Tüneli Projesi’nin ana tünel hattı, tek bir tünelin ikiye bölünerek
gidiş-geliş yollarının iki kat halinde çözülmesini içeriyor. Sadece özel
otomobil, küçük otobüs ve minibüslerin geçişine imkan tanıyan bu tünel
projesinde her bir yol katındaki yüksekliğin 3,30m olması ve tehlike anlarında
yayaların kaçışı için diğer yol katına geçişin belirli mesafelerle merdiven
bağlantılı kapalı bölmeler aracılığıyla sağlanacak olması, güvenlik bakımından
tehlike yaratacak durumlar üzerinden değerlendirilmesi gereken konular olarak
öne çıkıyor.
Tünel, iç hacim kapasitesi (3,30 m. yükseklik ve iki
şeritlik yol genişliği) nedeniyle yangın, kaza ve araç arızalanması gibi
durumlarda tünele girebilecek ölçekteki çekici, itfaiye ve diğer müdahale
araçlarının –meydana gelen kaza, yangın vb. durumun büyüklüğüne göre- yetersiz
kalması durumunda (düşük bir ihtimaldir) daha donanımlı ve kapasitesi yüksek
müdahale araçlarının olay yerine varması -tünelin ölçüleri nedeniyle- imkansız
olduğundan, böylesi bir risk özellikle trafik akımının en yoğun olduğu sabah
ve akşam saatlerinde ciddi can ve mal kayıplarına yol açacak düzeylere
çıkabilme ihtimali taşıyor.
Projede iki katlı tek bir tünel hattı tercih
edildiğinden yaya kaçışı için ek bir koridor yerine belirli aralıklarla
sürekliliği sağlanmaya çalışılmış ve merdiven bağlantıları ile bir diğer yol
katına geçişin sağlandığı kapalı bölmeler tasarlanmış. Otobüs ve kamyon gibi
büyük kapasiteli araçların kullanmayacağı bir tünel olması nedeniyle tünelde
çok sayıda yayanın kaçışını gerektirecek bir durumun olma olasılığı düşük
seviyelerdedir. Ancak özellikle projenin 2020 yılı ve sonrasındaki günlük
120-130 bin araç geçişini öngörmesi, bu yoğun trafik akışının tünel içine
normal düzeyin üzerinde yaya ve taşıt akımının girmesi anlamına gelecek,
böylesi bir akım sırasında meydana gelebilecek bir kaza ve yangın anında,
kazaya karışmayan diğer araç yolcularının da tahliyesi söz konusu olacak ve
yaya kaçış bölmelerini kullanmaları gerekecek. Bu durum yaya kaçış bölmelerini
kullanma konusunda uzun süreli olmayan birikmelere ve gecikmelere yol
açabileceğinden yaya kaçış bölmelerinin kapasiteleri ve sayıları son derece
önemlidir.
Tercih edilen yaya kaçış bölmeleri ve bu bölmelerin
bir diğer yol katına merdivenle bağlanmış olması, trafiğin yoğun aktığı zaman
dilimlerinde tünelin her iki yol hattında eşzamanlı ve yakın konumlu bir
kaza/yangın olması durumunda tünelin kilitlenmesine ve uzun kuyrukların
oluşmasına yol açabilecek. Böylesi bir acil durumda bir diğer yola kaçış,
yayaları tehlikeden tamamen uzaklaştıramama riski taşıyor.
Tünel içinde kaza olması veya araç arızalanması
durumunda kapasitesinin üzerinde trafik talebini öngören bu tünelin bağlandığı
yollarda trafiğin durmasına ve geriye doğru kuyruklanarak şehrin bu
kesimlerinde yolların bloke olmasına neden olması ihtimali ortaya çıkabilir.
Tüneli tüplü (LPG yakıtıyla çalışan) araçların da kullanacak olması,
tünelde meydana gelebilecek kazalarda olası yangın riskini ve hasar
büyüklüğünü arttırıcı bir rol oynayabilir.