TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik hakkında bir basın açıklaması yaptı.
“Her şantiye şefi yalnızca bir şantiyeden sorumlu olmalı ve tam zamanlı olarak çalışmalıdır.” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“2021 yılı başında TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak Türkiye’de yapı üretiminin önemli bir başlığı olan şantiyeler konusunda yetkilileri uyarmak, toplumu bilgilendirmek ve bu alanda çalışan meslektaşlarımızın haklarını savunmak amacıyla ‘her şantiyeye bir şef’ sloganıyla bir kampanya düzenlemiştik.
Kampanyamızın gerekçesi yürürlükteki mevzuatın yetersizlikleri ve uygulanmasındaki denetim eksiklikleri nedeniyle şantiye şefliğinin layıkıyla yapılmasına olanak vermemesiydi.
Şantiye şefliği;
- bir yapının, veya mühendislik-mimarlık hizmeti gerektiren herhangi bir işin,
- plan, proje ve hesaplarına,
- ilgili fen ve sanat kurallarına,
- teknik mevzuata
uygun olarak yürütülmesi ve denetlenmesi işidir.
İşaret ettiğimiz başlıca sorunlardan biri mesleki eğitim ve tecrübesine bakılmaksızın herhangi bir inşaat mühendisinin veya mimarın toplamı 30 bin metrekareyi geçmeyen 5 farklı yapım işinin sorumluluğunu şantiye şefi olarak aynı anda üstlenebilmesiydi.
Diğeri ise mevcut şantiyelerde bu işin nasıl gerçekleştirildiği denetlenmediği için ilgili meslek alanlarında eğitim almamış pek çok kişinin şantiye şefliği yapmasına göz yumulmasıydı.
Yaptığımız araştırmalar özellikle küçük ölçekli yapım işlerinde şantiye şefliğinin neredeyse tamamen kağıt üzerinde ve formalite icabı üstlenilen bir iş olduğunu, ruhsatlarda şantiye şefi olarak gösterilen kişilerin sorumlu oldukları şantiyelerin yerini dahi bilmediklerini ortaya çıkarmıştı.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası olarak bu araştırmalarımızı raporlaştırmış, tespitlerimizi ve çözüm önerilerimizi içeren yönetmelik taslağımızı ilgili bakanlık birimlerine sunmuştuk.
Bu bilgiler doğrultusunda geçtiğimiz günlerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelik taslağı şantiye şefliği konusunu yeniden tartışma gündemine taşımıştır.
Ancak taslağın, nitelikli ve güvenli yapı üretim sürecinde zafiyet yaratan mevcut yönetmelikte de var olansorunları gidermekten çok uzak olduğunu ifade etmemiz gerekir. Maalesef bazı şekli değişikliklerle yetinilmiş, esasa ilişkin ‘her şantiyeye bir şantiye şefi’ başlıklı kampanyamızın ve kampanya çerçevesinde oluşturulan görüş ve önerilerimizin dikkate alınmadığı anlaşılmıştır.
Şu noktanın altını bir kez daha çizmek istiyoruz: Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelik taslağına ilişkin tartışmalar sıradan bir yönetmelik tartışması değildir. Güvenli ve nitelikli yapı üretiminin sağlanmasıyla ilgilidir ve vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini doğrudan etkileyecek bir içeriğe sahiptir.
Bizim her şantiyede bir şantiye şefi bulunması ve şantiye şeflerinin tam zamanlı çalışması yönündeki ısrarımızın üç temel gerekçesi bulunmaktadır.
İlki şantiye şefinin tam zamanlı çalışmasının doğuracağı faydadır. Böylelikle şantiye şefi sorumlu olduğu inşaatın tüm aşamalarında işin başına olacak, projenin doğru uygulanmasını sağlayacak, hatalı uygulamalara izin vermeyecektir. Bu doğrudan güvenli yapı üretimiyle ilgilidir.
İkincisi şantiye şefinin tam zamanlı çalışması, iş kazalarında gözle görülür düşüşü sağlayacaktır. İnşaat işkolu iş kazaları sıralamasında listenin üzerinde yer almaktadır. Bunun nedenlerinden biri de şantiye şeflerinin işin başında olmaması ve işini hakkıyla yapacak zaman bulamamasıdır.
Üçüncü olarak da inşaat mühendislerinin karşı karşıya bulunduğu işsizlik ve düşük ücretler yer almaktadır. Her şantiyede bir şantiye şefinin çalıştırılması, inşaat mühendisi ihtiyacını artıracak, böylelikle yüzde 25’ler bandında bulunan işsizlik aşağı çekilecektir. Varlığı imza ile sınırlandırılmayan, tam zamanlı çalışan mühendisler emeğinin karşılığını alacaktır.
Bütün bunları teknik ve sektöre özel sorunlar gibi değerlendirmemek gerekir. Bu tartışmanın böyle anlaşılması eksik ve yanlış olacaktır.
Çünkü Türkiye bir deprem ülkesidir. Marmara Depremi’nden İzmir depremine kadar yıkılan binalar incelendiğinde hataların birkaç ana başlıkta toplandığı görülmüştür. Ya zemine uygun projelendirme yapılmadığı ya projenin doğru uygulanmadığı ya da yapı malzemelerinin nitelikli olmadığı ve nitelikli olanların da doğru kullanılmadığı tespit edilmiştir. Yan yana iki parselde bulunan iki yapının depremde farklı tepkiler vermesinin başka bir izahı yoktur. Yıkılan ve can kayıplarına neden olan yapı doğru mühendislik hizmeti almadan üretilmiştir.
Mevcut yönetmelikte bir şantiye şefinin 30 bin metrekareye kadar beş ayrı işin başına olabileceği hükmü yer almaktaydı. Tabii bunun kabul edilmesi mümkün değildi. Bizlerin kabul edip etmemesi bir tarafa hayata geçmesi, sağlıklı sonuç elde edilmesi, nitelikli üretim gerçekleştirilmesi imkânsızdı. Eleştirimizin odak noktasında bu hüküm yer almaktaydı. Nitekim taslakta bu hüküm kısmi değişikliğe uğratıldı.
Madde 7’de bir şantiye şefinin 1.500 metrekareyi geçmeyen beş işi, 4.500 metrekareyi geçmeyen üç işi, 7.500 metrekareyi geçmeyen iki işi üstlenebilmesi öngörülmektedir.
Yönetmeliğin bu şartlarla mevcut olumsuzlukların üstesinden gelebilmesinin, yapım sürecinde olası hataları engelleyebilmesinin mümkün olmadığı açıktır.
Hangi işkolunda ya da hangi meslekte bir meslek erbabı aynı anda birden çok işten sorumlu tutulabilir? Bir cerrah aynı anda birden çok ameliyata girebilir mi?
Şantiye şefi, şantiyenin başındaki cerrahtır. Bütün dikkatini, enerjisini, bilgisini aynı işe odaklanmak durumundadır ki yüksek oranda deprem hasarlarına yol açan hatalı uygulamalarla karşı karşıya kalınmasın.
17 Ağustos 1999 Marmara depreminin yıldönümüne az bir zaman kala gündeme gelen şantiye şefliği tartışması umuyoruz ki ihtiyaç duyulan değişikliklerin yapılması ile sonuçlanır.
Çünkü İstanbul’un yapı stokunun mevcut durumu, yapı üretim sürecindeki zafiyetlerle birleşince olası İstanbul depreminde nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalınacağını da tahmin etmek zor değildir.
İstanbul’da bir yandan güçlendirme çalışmalarının tamamlanması gerekirken diğer yandan sağlıklı, güvenli ve nitelikli yapı üretilmesi gerekmektedir. Eğer bu gerçekleşmezse birkaç on yıl sonra yapı stokunun yine güvenli olmadığı tespit edilecek, yaşamsal kaygılar yine toplumsal travma halini alacaktır.
Bu doğrultuda Odamız, şantiye şefliği alanının düzenlenmesi ve sağlıklı işleyebilmesi için temel olarak 5 başlıkta önerilerini tekrar açıklamıştır:
• İstisnai durumlar dışında, her şantiye şefi yalnızca bir şantiyede görevlendirilmeli ve görevini tam zamanlı olarak yapmalıdır.
• Şantiye şefliğinin üstlenilmesinde; yapım işinin konusunun, niteliğinin, büyüklüğünün ve ilgili imalatların oranının dikkate alınması, keyfi uygulamaların sonlandırılması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
• Şantiye şefliği sürekli eğitime ve mesleki tecrübeye gereksinim duyan bir görevdir. Bu görevi yerine getirecek kişilerin ilgili meslek odalarınca verilen eğitimlere katılıp belgelendirilmeleri zorunlu tutulmalıdır.
• Gerçeğe aykırı beyanda bulunarak şantiye şefliği üstlenilmesinin önüne geçilmesi için şantiye şeflerinden Oda Kayıt Belgesi istenmelidir.
• Şantiye şefleri TMMOB tarafından belirlenen mühendislik asgari ücretinin altında çalıştırılmamalı, hak ve ücretleri yasal güvenceye alınmalıdır.
Tekrarlamak istiyoruz: Şantiye şefliği imzayla sınırlı tutulabilecek bir iş değildir. Can güvenliğini doğrudan ilgilendiren kritik bir kavramdır. Bu önemin mevzuata yansıması, yasa ve yönetmeliklerde de görünür hale gelmesi gerekmektedir.
İnsanın can ve mal güvenliği ile doğrudan ilintili bir mesleğin mensupları olarak yıkılan her yapıdan, kaybedilen her candan kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bu vicdani ve insani hassasiyeti yasa yapıcılarının da anlamasını, hissetmesini ve mevzuatı buna göre düzenlenmelerini bekliyoruz.”