Antalya kent merkezinde inşaatı tamamlanma aşamasına gelen otelin,
müşterilerinin denize girmelerini ve güneşlenmelerini sağlamak amacıyla
merdiven ve güneşlenme terası yapımı için falezlerde iş
makineleriyle çalışma yapması üzerine belediye işlem
başlattı.
Antalya Atatürk Stadı yakınlarındaki eski
ANTBİRLİK Genel Müdürlüğünün arazisinde yapımı bitmek üzere
olan bir otelin yönetimi, otel binasının önündeki falez kayalıklarını kırmak
için bölgeye beton kırma makineleri getirdi. Makinelerle kırılan falez
kayalıklarının üzerine çelik ve beton kullanılarak denize ulaşmak üzere merdiven
ve güneşlenme terası oluşturuluyor.
''Antalya'yı hançerlemek''
Muratpaşa Belediye
Başkanı Süleyman Evcilmen, zabıta birimine talimat vererek,
yasal işlem yapılmasını istedi.
Evcilmen, otelin inşaat izninin
alınmasının, planlamalarının yapılmasının 1996 yılında gerçekleştirildiğini,
yapımına ise geçen yıl başlandığını belirtti. Evcilmen, şunları
söyledi:
''İlk aşamada
1996 yılında alınan izinle verilen haklarını kullanan otel, ne yazık ki
kendisine planla verilen hakların dışına çıkarak belediyemizi de kentimizi de
zor durumda bıraktı. Ben bugün için bu ruhsatı veriyor olsam, bugün için bu
planlamayı yapıyor olsam kesinlikle böyle bir anlaşmaya zemin yaratmazdım. Çünkü
Antalya'nın en gözde noktası olan o bölgede böylesine yüksek emsalli bir inşaat
izni vermek Antalya'yı hançerlemektir. Geçen yıl en azından kat kesimine dönük
bir mücadele verdik, ancak başarılı olamadık. Komisyonların aldıkları kararlara
karşı gelemezdik. Ne yazık ki, komisyonların kararları bir şekilde geçerliydi.
Verdiğimiz mücadeleler hep sonuçsuz kaldı. Ama şunu yaptık. İmar kirliliğine
neden olan, haklarının dışında uygulamalar yapan bu oteli 9 kez mühürledik, 6
kez de Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Yıkım kararları aldık,
bir kez de teftiş kuruluna bu durumu taşıdık. İki kez de Belediye Meclisinde
bunların taleplerini reddettik. Böylesi bir olumsuz süreci
yaşamaktayız.''
İhbar
kabul edildi
Önümüzdeki günlerde çok daha farklı gelişmelerin
yaşanacağını kaydeden Evcilmen, falezler üzerinde yapılan yapıların yıkımına
başlanacağını ve bölgenin temizleneceğini
bildirdi.
''En azından
bunu yapabilecek imkanlarımız var. Bugün falezler üzerinde yapıldığını duyduğum
işlemi ihbar olarak algılıyorum, ilgili birimlere gerekli talimatı verdim. Bugün
gerekli operasyonu yapacağız. Bu tür operasyonların sayısı herhalde 10'u geçti.
Gece yarısı operasyonları da yapmaya başladık. Yoğun bir şekilde otelin
inşaatına dönük operasyonlar yaparak, en azından onların iş makinelerini alarak
bu işe engel olmaya çalışıyoruz. Ama belediyenin alıkoyma, gözaltı gibi
yetkileri ya da zabıta ekiplerimizin doğrudan farklı bir müdahale yetkisi yok.
Yapabileceğimiz tek şey, kaçak, imara aykırı veya plan hakkı dışındaki
uygulamaların yıkımını sağlamak. Bunun için de tabii ki bir süreç yaşanması
gerekiyor.''
Falezlerin tahrip edilmesinin sonuçları
Abant İzzet
Baysal Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Mehmet Tunçer de falezlerin Antalya için önemini
anlattı.
Buzulların
erimesiyle ve bugünkü tüm şehrin altını kaplayan akarsuların, denize dökülmesi
sırasında bıraktıkları kireç çökeltilerinin, dalgaların kıyıya bıraktığı kum
taşlarıyla birleşmesinden oluşan falezlerin, sert rüzgar ve yağmurların
etkisiyle süngerimsi bir doku halini aldığını anlatan Prof. Dr. Tunçer, zamanla
40 metreden fazla yüksekliğe ulaşan falezlerin Antalya'nın en önemli ekolojik
değerlerinden olduğunu vurguladı.
Falezlerin büyük kısmının doğal sit alanı olduğunu, ancak adı geçen
otelin yapıldığı alanın doğal sit kapsamında kalıp kalmadığını tam olarak
bilemediğini kaydeden Tunçer, falezler üzerinde Bölge Koruma Kurulundan izin
alınmadan yapılaşma olamayacağını, bu tür tesislerin Kıyı Kanunu'na da aykırı
olduğunu belirtti.
''Falezler Antalya için çok önemli bir doğal
varlıktır, korunmaları gerekir. Kepez'in üzerindeki falezler de öyle. Falezler
tahrip edildiği zaman üzerindeki yapılara da zarar verir. Çünkü falezler
gözeneklidir, karstik yapı olduğu için bir yerden kırmaya başladığınız zaman,
üzerindeki yapılara zincirleme olarak zarar verebilir. Antalya 2. derecede
deprem bölgesidir, falezlerin kırılması büyük sorun
yaratabilir.''
STKtemsilcilerinin görüşleri
Türkiye Tabiatını
Koruma Derneği (TTKD) Antalya Şubesi Başkanı Hediye Gündüz de
falezleriyle öne çıkan dünyadaki en önemli iki şehirden birinin Antalya olduğuna
işaret etti. Falezlerin ''Antalya'yı Antalya yapan birinci özelliklerden biri''
olduğunun altını çizen Gündüz, şunları
kaydetti:
''Yıllardır,
yöneticilerin gözleri önünde falezlerde çok ciddi tahribatlar yapılıyor. Çevre
kuruluşları olarak 'yapmayın, etmeyin' demenin dışında yasal işlem yapma
imkanımız yok. Ama yasal olarak yaptırım imkanı olan kuruluşlar bu tahribatı
görmezden geliyorlar. Bu durumdan çok rahatsızım. Yaptırım gücü bulunan
yetkililerin derhal harekete geçip dünya mirasının koruması için
sorumluluklarını yerine getirmeleri
gerekiyor.''
Muratpaşa
Dostları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat İsmail Duygulu da
falez bandının yıllardır tahrip edildiğini, turizm adına tahribatın artarak
sürdüğünü savundu. Duygulu, adı geçen otelin tahribatının önüne geçilmesi için
ilgilileri göreve çağırdı.
''Ön iznimiz var''
Otel Yatırımcısı Karakaş İnşaat
Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Karakaş ise muhabirine
yaptığı açıklamada, iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Binanın yapıldığı
arazinin sahibi olan ANTBİRLİK Genel Müdürlüğünün 1970 yılında, denize yakın
kaya üzerine zaten bir beton platform yaptığını, bu nedenle ''müktesep hak''
oluştuğunu kaydeden Karakaş, şunları
söyledi:
''Orada zaten
40 yıldan beri bir beton platform var. Biz bu platformu yeniden düzenlemek
istedik. Çünkü platforma inen merdiven basamaklarının biri 30, diğeri 10
santimetre yüksekliğinde. Turisti bu dengesiz merdivenden indiremezsiniz. Bizim
yaptığımız, peyzajla birlikte bu basamakları aynı kota getirmekten ibaret.
Burada bizim müktesep hakkımız var. Bunun için Kültür ve Tabiat Varlıkları Bölge
Koruma Kuruluna izin için başvurduk, ancak Kurul, 3621 Sayılı Kanun gereği,
ilgili evrakın kendilerine Bayındırlık ve İskan Bakanlığından doğrudan gelmesi
gerektiğini bildirdi. Bakanlığa da zaten bir yıl önce başvurmuştuk. Bu konuda
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğü, Antalya Valiliğine de
resmi başvurumuz var. Zaten yıllık 3 bin TL civarında bir ecri misil bedeli de
ödemeye başladık. Ama bürokratik işlemler biraz yavaş ilerliyor. Evrak,
Bayındırlık ve İskan Bakanlığından Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kuruluna
geldiğinde iznimiz çıkacak. Zaten bir ön iznimiz
var.''
Karakaş, orada iş
makineleriyle çalışılıp çalışılmadığı sorusu üzerine de ''Orada eski, berbat
durumda bir kaya ve üzerinde bir beton platform var. Biz o platformu
değerlendirmek istedik. Ama maalesef Türkiye'de yatırımcıların önü çeşitli
nedenlerle kesilmek isteniyor. Bu yüzden sık sık şikayet ediliyoruz'' yanıtını
verdi. (AA)